Stuttgart’ta BİR-KAR piknik gerçekleştirdi. Piknikte, “Seçimler sonrası kitle hareketleri, düzen muhalefeti ile reformist sol hareketin kitlelerde yarattığı demoralizasyon” konusu tartışıldı.
Piknikte yapılan konuşmada, “meseleye beş temel noktadan bakılması gerektiği" belirtildi ve beş temel nokta şöyle ifade edildi: Birincisi, AKP-MHP seçimlerde ne yaptı, hangi söylemlerle seçmenin karşısına çıktı. İkincisi, düzen muhalefeti. Üçüncüsü, reformist sol. Dördüncüsü, devrimci demokrasi ve sol hareket. Beşincisi, komünist hareketin bakış açısı.
Konuşmada AKP-MHP koalisyonunun bir “devlet partisi” olduğunun gözardı edilmemesi gerektiği ifade edildi ve devamında şunlar söylendi:
“Dolayısıyla seçimlerde kiminle mücadele edildiğinin bilinmesi gerekiyordu. Bu koalisyonun her türden hile ve manipülasyona başvurduğu, devletin bütün imkanlarını kullandığı belirtildi. Diğer tarafta seçimlere ‘normal’ şartlarda hazırlanan düzen muhalefetinin yarattığı sahte umutlar boşa düştü. Düzen muhalefetine yedeklenen HDP/reformist sol ve devrim iddiasını yitirmiş devrimci demokrasi akımları aynı cereyana kapılarak boş umutların yayılmasına hizmet ettiler.
AKP-MHP koalisyonu seçim propagandasını Kürt düşmanlığı üzerine kurdu. Sahte vidolarla ve trol ordularıyla şoven/ırkçı basınç uygulayarak düzen muhalefetini de kendi platformuna çekti. O çokça övündükleri mutabakat metinlerini dahi seçmenin önünde savunamadılar. Hal böyleyken düzen muhalefeti alternatif yaratamadı. İkinci turda ırkçı Zafer Partisi ile ittifak yaparak milliyetçilik yarışına girildi. Seçim sandıklarını çıkış yolu olarak gösteren reformist sol iddia ettiği gibi bir seçim 'zaferi' kazanamadı. Düzen kurumlarına umut bağlamanın yarattığı sorunlardan dolayı onlar da bunalıma girdi.”
Konuşmanın devamında komünistlerin tutumuna değinilerek şunlar ifade edildi:
“Devrimci sınıf partisi olarak TKİP, her daim kurulu düzene ve sermaye devletinin kurumlarına güvenilmeyeceğini, bu düzen yerli yerinde durduğu sürece işçi ve emekçilerin sorunlarının çözülemeyeceğinin altını çizmiş, tek alternatifin devrim olduğunu savunmuştur. Devrimci hareketimizin devrimci döneminin temel önemde bir ideolojik-politik kazanımı olan 'Çözüm ne seçimde ne mecliste! Çözüm devrimde, kurtuluş sosyalizmde!” şiarını her devrimci seçim çalışmasının vazgeçilmez vurgusu yapmıştır. Bunun için işçilerin, emekçilerin seçim sandıklarına umut bağlamak yerine, örgütlenip mücadele etmeleri gerektiği, seçim çalışmasının temel temalarından biri olmuştur. Zira esas mesele düzenin aşırılıklarını törpülemek, yani çivisi çıkmış kapitalist devletin kurumsal yapısını düzeltmek değil ona devrimci alternatif yaratmaktır.”
İkinci konuşma BİR-KAR adına yapıldı. Yapılan konuşmada, emperyalist-kapitalist düzenin Ukrayna Savaşı'nın faturasını zamlar ve Avrupa genelinde yükselen enflasyonla işçi ve emekçilere ödettiği ifade edilerek, Avrupa’da işçi sınıfının her geçen gün kazanımlarını peyder pey yitirdiği vurgulandı. Emperyalist/kapitalist sistemin bir parçası olan Türkiye’deki sosyal yıkımın Avrupa’dakinden de yüksek olduğu ve bu saldırıları püskürtmenin tek yolunun mücadele olduğunun altı çizildi.
Konuşmanın devamında şunlar vurgulandı:
“AKP şefi Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin jeopolitik konumunu pazarlayarak kendine alan açmaktadır. Tayyip Erdoğan ve AKP rejimi Türkiye üzerine bir kara basan gibi çökse de Türkiye işçi sınıfı aydınlığa çıkacak yolu bulacaktır. Sömürü ve baskıdan kurtulma konusunda ise, Ekim Devrimi işçi sınıfına daima yol göstermektedir.”
Yapılan konuşmada, son olarak şunlar ifade edildi: “Bugün Avrupa’da ve kimi kapitalist ülkelerde bazı sosyal haklar varsa, bunda Ekim Devrimi ve Sovyetler Birliği’nin yarattığı basıncın etkisi tartışmazsız bir gerçekliktir."
Yapılan sohbetler, oyun havaları ve çeşitleri halayların çekilmesinden sonra piknik sonlandırıldı.
Kızıl Bayrak / Stuttgart