Sri Lanka’da protestolar ve olağanüstü hal

Tamil halkının özgürlük taleplerini şiddetle ezen gerici rejim, emekçilerin insanca yaşam taleplerini de olağanüstü hal ilan ederek asker-polis şiddetiyle bastırmaya çalışıyor. Buna karşı kitlelerin isyanı, bu defa işinin kolay olmayacağı kanısını güçlendiriyor.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 02 Nisan 2022
  • 18:15

2009’da Tamil halkının eşitlik-özgürlük taleplerini vahşi bir katliamla bastırarak Tamil Elam Kurtuluş Kaplanları örgütünü dağıtan Sri Lanka rejimi, kirli savaşa batarak ekonomiyi de batma noktasına getirmişti. Pandemi nedeniyle ise durum daha da kötüleşti ve ülke borç batağına saplandı.

Bir Güney Asya ülkesi olan Sri Lanka’nın 1948'de bağımsızlığını kazanmasından bu yana en ağır ekonomik gerilemeyi yaşadığı belirtiliyor. 22 milyon nüfuslu ülkede temel ihtiyaç maddelerinde bile ciddi kıtlıklar yaşanıyor, gıda fiyatları ise keskin bir şekilde yükseliyor. Yanı sıra, ülkede her gün saatlerce süren felç edici elektrik kesintilerinden kaynaklı sorunlar da derinleşiyor. Ülke yurt dışından yakıt, gaz, gıda ve ilaç ithal etmek için ABD dolarına ihtiyaç duyuyor. Sri Lanka şu anda Çin ve Hindistan’dan giderek daha fazla kredi almaya ihtiyaç duyuyor ve Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) “yardım” talep ediyor.  

Bu tablo karşısında rejim kendi yarattığı krizin faturasını emekçilerin sırtına yıkarak işin içinden sıyrılmaya çalışıyordu. Ancak emekçiler, 55 milyar dolara ulaşan dış borç ve benzeri görülmemiş bir ekonomik krizin yükünü daha çok çekemezlerdi. Nitekim emekçilerin artan hoşnutsuzluğu ve öfkesi büyük protestolar eşliğinde patlak verdi.  

Protestolar son haftalarda daha kitlesel daha militan bir hal alarak ülke geneline yayıldı. Perşembe gecesi yaşanan “ayaklanma” sırasında binlerce kişi Başkan Rajapaksa'nın istifasını talep ederek evine yürüdü. İki askeri otobüsü ve bir polis aracını ateşe verdiler. Kolluk güçlerinin saldırısına tuğlalarla karşılık veren emekçiler, lastikler yakarak başkent Kolombo'ya giden ana yolu kapattılar. Kolluk kuvvetleri eylemi dağıtmak için protestoculara ateş açtı, göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su kullandı. Yansıyan haberlere göre en az 54 kişi tutuklandı ve yaklaşık yarısı polis olmak üzere 50'den fazla kişi yaralandı. Başkanlık ofisi, protestocular arasında bir grup "örgütlü aşırılıkçı"nın isyan başlattığını ve şiddete yol açtığını iddia ederek, estirdiği polis terörüne gerekçe uydurmaya çalıştı. 

Kitlelerin isyanından korkan ve orduyu halkın üzerine salan devlet başkanı Rajapaksa, göstericileri Ortadoğu’da olduğu gibi bir “Arap Baharı” yaratmak istemekle suçladı. Cumhurbaşkanlığı ofisinden yapılan açıklamada, “Perşembe gecesi protestolara, Arap Baharı’nın ülkemizde istikrarsızlık yaratması çağrısı yapan aşırı güçler önderlik etti” denildi.

Sri Lanka Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa, büyüyen ve yayılan gösteriler nedeniyle Cuma akşamı geç saatlerde ülke çapında olağanüstü hal ilan etti. Bunun üzerine Pazar günü için yeni protesto çağrıları yapıldı. Bir ada devleti olan Sri Lanka’da rejim, sefalete isyan eden halkı yıldırmak için polis ve askerleri sokaklara saldı. Olağanüstü hal uygulaması için “kamu güvenliğini ve düzeni sağlamak için ilan edildiği” yalanına sarılan gerici rejim, yönetmelik uyarınca devlet başkanına tutuklama kararı alma, mülklere el koyma, binaların aranması emrini verme, yasaları değiştirme ve askıya alma gibi ek yetkiler tanıdı.

Tamil halkının özgürlük taleplerini şiddetle ezen gerici rejim, emekçilerin insanca yaşam taleplerini de olağanüstü hal ilan ederek asker-polis şiddetiyle bastırmaya çalışıyor. Buna karşı kitlelerin isyanı, bu defa işinin kolay olmayacağı kanısını güçlendiriyor.