Temiz Hava Hakkı Platformu (THHP), Avrupa Birliği Komisyonu’nun hava kirletici maddeler için önerdiği yeni limit değerlerine dair açıklama yayınladı. Hava kirliliğinin AB ülkelerinde her yıl 350 milyon erken ölüme yol açtığı belirtilen açıklamada şunlar vurgulandı:
“En ciddi hava kirliliği faktörlerinden olan partikül maddelerin, özellikle ince partikül maddelerin (PM2.5) insanlarda kansere yol açtığını Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 2013 yılında resmen kabul etmiş durumda. AB Komisyonu tarafından yayınlanan 2008/EC/50 Dış Ortam Hava Kalitesi Direktifi'nde insan sağlığı açısından yaşamsal tehlike yaratan hava kirleticilerin solunan havada 1 metreküpte bulunabilecek en yüksek miktarları belirleniyor. Bu limit değerler AB üyesi ülkeler için bağlayıcı; ulusal mevzuatlarda bu değerlerden daha sıkı limitler getirilebilir, ancak hava kirleticilerine verilen izin bu değerleri aşamaz”
Türkiye’deki hava kalitesi mevzuatında PM2.5 için limit değer bulunmadığı ifade edilen açıklamada şöyle denildi:
“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın 2 yıldır hazırlığını yaptığı ancak henüz yayınlanmayan Dış Ortam Hava Kalitesinin Yönetimi Yönetmeliği taslağında, yönetmeliğin yayınlanacağı yıl için (taslakta hala 2021 olarak görünüyor) öngörülen değer DSÖ kılavuzunun tam 6 katı. Çevre Bakanlığı, 2029 yılında bu limit değeri 25 µg/m3'e indirme hedefi koyuyor. Ancak bu da DSÖ'nün insan sağlığı için geçilmemesi gerektiğini söylediği yıllık ortalama 5 µg/m3'ten 5 kat yüksek.”
THHP Koordinatörü Deniz Gümüşel ise, Türkiye’nin bugüne kadar PM2.5 için hiçbir yasal düzenleme yapmadığına işaret ederek şunların altını çizdi:
“PM2.5 özellikle termik santraller, demir-çelik ve çimento gibi enerji için kömür yakan büyük sanayi tesislerinden kaynaklanıyor. Hava kirliliğinin, enerji ve sanayi sektörlerinin maliyetlerine yansımayan büyük bir sağlık faturası var bunu hep birlikte toplum olarak ödüyoruz. Kara Rapor çalışmamıza göre Türkiye’de 2019 yılında hava kirliliği yüzünden en az 31 bin erken ölüm yaşandı. Bunun önemli bölümüne ince partikül maddeler yol açtı. Bir an önce PM2.5 için ulusal limit değerlerin belirlenmesi ve bu limitlerin DSÖ’nün insan sağlığı için belirlediği kılavuz değerlerle uyumlu olmasını talep ediyoruz”