1 Mayıs’a sayılı günler kalırken, Frankfurt ve çevresinde çeşitli işletmelerde bildiri dağıtımı, toplantılar ve afiş gibi araçlarla yapılan çalışmalar da aralıksız devam ediyor.
Bu çerçevede Gategourmet ve Havaalanı çalışanlarına yönelik bildiri dağıtımı gerçekleştirildi. Sözlü ajitasyon eşliğinde yapılan dağıtımlarda işçilere, gittikçe artan militarist politikalar ve silahlanma yarışının emekçileri yoksullaştırdığı hatırlatıldı ve yaygınlaşan baskılara karşı 1 Mayıs’ta alanlara çıkma çağrısı yapıldı. Bildiri dağıtımı ve ajitasyon işçiler tarafından ilgiyle karşılandı.
Bir-Kar’ın, “Sömürüye, savaşa ve faşizme karşı 1 Mayıs’a!” ve “Devrim ve sosyalizm için 1 Mayıs’ta alanlara!” şiarlı 1 Mayıs afişleri Frankfurt, Rüsselsheim, Raunheim ve Haavaalanı gibi seçilmiş alanlarda hedefli olarak yapılmaya başlandı. Yaygın afişleme çalışması önümüzdeki günlerde de devam edecek. Kuşkusuz Almanya gibi sosyal olarak nispeten durgun bir toplumda sadece afiş ve bildiri gibi araçlarla işçi ve emekçileri 1 Mayıs alanlarına taşımak kolay değil. Fakat krizin ve savaş politiklarının gün geçtikçe yoksullaştırdığı, buna paralel olarak hak ve özgürlüklerin gittikçe kısıtlandığı koşullarda işçi ve emekçilerin mücadeleye, propaganda ve örgütlenmeye her zamankinden daha açık oldukları bir gerçek. Dahası bu yönlü çabaların her zamankinden daha fazla karşılık bulacağı bir dönemden geçtiğimizin bilinciyle hareket etmek önem taşıyor. Bütün bunlar bir yana, Alman emperyalizmi Ukrayna ve Gazze’deki insan kırımına ve savaş suçlarına (politik ve askeri olarak) doğrudan ve en çok destek veren devletlerin başında geliyor. Fakat bu kadarı ona yetmiyor. AB’nin en güçlü ülkesi olarak o, dünya çapındaki emperyalist paylaşım kavgasından daha büyük bir pay alma hesaplarıyla daha büyük bir rol oynamak istiyor.
Bu amaçla askeri ve militarist anlamda ardı ardına, son derece pervasız adımlar atıyor. Silahlanmaya ayırdığı devasa bütçeler emekçileri gittikçe yoksulluğa iterken, savaş baronları ile silah tekellerinin kasaları dolup taşıyor. İki dünya savaşına sahne ve aynı zamanda sebep olan Alman emperyalizmi, yeniden ve büyük bir hızla, bir kez daha barbarlaşabileceğinin örneklerini sergiliyor. Gerçmişte yoğun acılar yaşamış Alman toplumunu bir kez daha savaş suçuna ortak etmek için yoğun bir çaba sarfediyor. Önüne çıkan her fırsatı bu amaçla kullanmakla yetinmeyip, her türden yalan, manüpulasyon, dezenformasyon ve sansüre baş vurarak toplumu sersemletmeye de çalışıyor. Sabah akşam, hiçbir gerçekliği bulunmayan, “Rusya Almanya’ya sadıracak” yalanını tekrarlanıp duruyorlar. Yine zorunlu askerlik planı, Orduda reform, Üniversite ve okullarda savaş propagandası, sendika bürokrasisi üzerinden işçileri de savaş suçuna ortak etme çabası, Filistin yanlısı gösteri ve etkinliklerin yasaklanması gibi adımların tümü, toplumu kendi kirli planlarına ortak etmeye yönelik çabalardır.
Gidişat bu yönde iken 1 Mayıs vesilesiyle işçi sınıfı ile emekçileri savaşa, sosyal yıkıma ve gittikçe yükselen faşizm tehlikesine karşı uyarıp mücadeleye çağırmak günün en önemli, ertelenemez devrimci görevlerinden biridir.
Kızıl Bayrak / Frankfurt