Geçtiğimiz hafta da tüm dünyada işçi ve emekçiler yine iş bıraktı, sokaklara çıkarak protesto gösterileri düzenledi. Zimbabve, Güney Afrika ve İspanya’da sağlık emekçileri, Ürdün’de eğitim emekçileri, Polonya’da kadınlar, Amerika’da ırkçılık ve polis şiddetine karşı kitleler alanlardaydı.
İspanya’da Airbus çalışanlarından eylem
İspanya’da başkent Madrid’de havacılık şirketi Airbus çalışanı binlerce kişi, şirketin Covid-19’u fırsat bilerek 900 kişiyi işten çıkaracağını duyurması üzerine eyleme geçti. Airbus’ın Madrid’deki fabrikasının önünde bir araya gelen işçiler, eylemlerine devam edeceklerini ilan etti. Planı protesto eden işçiler, fabrikadan belediye binasına yürüdüler.
Airbus, dünya çapında 15 bin kişiyi işten çıkaracağını, İspanya’da ise yaklaşık 900 işçinin işine son verileceğini duyurdu ve Covid-19 pandemisi nedeniyle ürettiği uçaklar ve sistemlere olan talebin azalmasını kıyıma gerekçe gösterdi.
Airbus İspanya şubesinin yüzde 4’ü hükümete ait. Şirket, Fransa ve Almanya’da da yaklaşık 5 bin işçiyi işten çıkaracağını bildirmişti.
ABD’de 20 bin işçi grev yaptı
Geçtiğimiz hafta pazartesi günü, ABD’deki yaklaşık 160 şehirde, çeşitli fabrikalarda çalışan 20.000 işçi, sistematik ırkçılık ve ülkedeki sosyal eşitsizliğe karşı grev yaptı. Siyahlara daha iyi davranılması ve işyerlerinde daha iyi pozisyonlara getirilmeleri için çağrıda bulundular.
Korona kısıtlamalarına rağmen, sağlık ve ulaşımın yanı sıra inşaat alanlarında çalışan işçilerin greve katılımı özellikle göze çarpıyordu. Greve yaklaşık 60 sendika ve sosyal dernek çağrı yapmıştı.
Zimbabve’de hemşireler mücadelelerini sürdürüyor
Zimbabve’de hemşirelerin daha yüksek ücretler ve daha iyi çalışma koşulları nedeniyle başlattıkları grev sürüyor. Hemşirelerin ana taleplerinden biri korona salgınına karşı daha iyi koruyucu ekipman sağlanması.
Ülkede enflasyon şu anda yüzde 737’lerde seyrediyor. Sendika, ücretlerinin ABD doları olarak ödenmesini talep ediyor.
Son gösteriye polis vahşice saldırmış, göstericilerin maske takmadığı bahanesiyle tutuklamalar yaşanmıştı.
Güney Afrika’da hemşirelere polis saldırısı
Geçen hafta perşembe günü, Doğu Cape eyaletindeki hemşireler kalıcı istihdam talep ederek bir protesto başlattılar. Ertesi gün 200 hemşire il sağlık dairesi önünde protesto gösterilerine devam etti ve sağlık dairesi başkanı ile kararlaştırılan bir toplantı gerçekleşene kadar burayı terk etmeyeceklerini açıkladılar. Eylem yapan hemşirelere plastik mermiler ve şok el bombaları ile saldıran polis, hemşireleri eylem alanından sürdü. Bazı protestocular yaralandı. Hemşireler mücadelelerine devam edecekleri açıklamasını yaptılar.
İspanya’da doktorlar süresiz grevde
Valencia'da doktorlar, daha iyi çalışma koşulları, 37,5 saatlik çalışma haftası ve daha yüksek ücret talepleri için süresiz greve başladı. Doktorlar maaşlarının İspanya'nın diğer eyaletlerinde çalışanlardan daha düşük olmasına tepkili.
Madrid'de 2.000 asistan doktor da bu pazartesi art arda ikinci kez sokağa çıkarak gösteri yaptı. Asistan doktorlar da iş koşullarının ve maaşlarının düzeltilmesini talep ediyor. Doktorlar korona pandemisi ile mücadeledeki rollerinin tanınmasını istiyorlar.
ABD’de ırkçılık karşıtı protestolar artan devlet şiddeti
ABD’de ırkçılık ve polis şiddetine karşı eylemler sürüyor. George Floyd'un hunharca katledilmesinin ardından başlayan eylemlerde iki ay geride kaldı. Bu hafta sonu da tüm ülkede ırkçılık ve polis şiddetine karşı gösteri ve protestolar gerçekleşti.
Portland Oregon'da, Washington eyaletinde Seattle, Kentucky, Oakland’da, California Louisville’de, Colorado Auroa’da ve Teksas Austin’de emekçi kitlelerin kitlesel olarak sokaklara çıktığı gösteriler düzenlendi. Gösterilerde yakın zamanda ölen insan hakları savunucusu aktivist John Lewis de anıldı.
Trump tarafından görevlendirilen polis ve federal özel güçlerin göstericilere azgınca saldırması ile çatışmalar yaşandı. Oakland kentindeki eylemde bir grup mahkeme binasını ateşe verdi.
Ülke çapındaki eylemlerde gerilimi artıran, gösterilerin iki aydır sürdüğü Portland'a ABD şefi D. Trump’ın federal özel kolluk güçlerini göndermesi ve federallerin sert müdahalesi oldu. Bu devlet terörü de, New York'tan Los Angeles'a kadar birçok kentte protesto edildi. Seattle'da göstericiler camları kırıp, bazı yerleri ateşe verdi. Austin'de ise protesto sırasında bir kişi açılan ateş sonucu hayatını kaybetti.
Seattle'da da protestocular ve polisler arasında yaralananlar olmuş, 45 gösterici gözaltına alınmıştı.
Trump protestocuları son dönemde onaylanan “Heykeller ve Anıtlar Kanunu” çerçevesinde 10 yıl hapis cezasıyla tehdit etti.
Portland'da kurulan ‘Anneler Duvarı’ ndan sonra, ‘Gaziler Duvarı’ ve ‘Büyükanne ve Büyükbaba Duvarı’ ile gaziler, büyük anne babalar göstericileri korumak için barikatlar kurdular.
Polonya’da kadınlar İstanbul Sözleşmesi için sokakta
Polonya sağcı hükümetin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararına karşı on binlerce kadın ülke çapında sokaklara döküldü. Kadınlar “Kadınlara karşı değil virüse karşı savaş” diyerek gösteriler düzenledi.
Polonya Adalet Bakanı Zbigniew ülkedeki iç hukukun kadınları şiddetten korumak için yeterli olduğunu iddia ederek İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme sürecini 27 Temmuz'da resmen başlatacaklarını açıklamıştı.
Katolik Kilisesi ile ittifak halinde olan Polonya’da iktidardaki sağcı Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) ve koalisyon ortakları, sözleşmenin dine saygısızlık içerdiğini, okullarda liberal toplumsal politikaların öğretilmesini şart koştuğunu gerekçe göstererek İstanbul sözleşmesine uzun zamandır karşıydı.
Önceki hafta seçimleri yeniden kazanan gerici popülist Cumhurbaşkanı Andrzej Duda’nın kampanyasının bir başlığını da LGBT+’lere karşı düşmanlık oluşturuyordu. Gerici popülist Duda seçimleri yeniden kazanmasının ardından İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı aldı. Sağcı hükümet, okullarda toplumsal cinsiyet eğitimini zorunlu kılan sözleşme maddelerinin “ebeveyn haklarını ihlal ettiği”ni öne sürüyor.
Polonya ‘İstanbul Sözleşmesi' ismiyle anılan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni 2015’te imzalamıştı.
Filipinler’de “terörle mücadele” yasası protesto edildi
Filipinler’de “terörle mücadele” yasasına karşı yüzlerce kişi başkentte bir araya gelerek yasayı protesto etti. Polisin gözaltı tehditlerine rağmen eylem yapan kitle afiş ve kızıl bayraklar taşıdı.
Koronavirüs bahanesiyle 10 kişiden fazla kişinin toplanmasının yasaklandığı ülkede, göstericiler hükümetin salgını, yükselen eleştirileri hasıraltı etme yöntemi olarak kullandığına dair sloganlar attı.
“Terörle mücadele” yasasının iptali için Anayasa Mahkemesi’ne çok sayıda başvuru yapılırken, yasanın muhalefet ve insan hakları savunucularını hedef alacağı savunuluyor. Parlamentodan geçmesi durumunda yasanın devlete olağanüstü hal yetkileri tanıyacağı belirtiliyor.
Öte yandan, protestocular, ülkenin önde gelen yayın kuruluşu ABS-CBN’nin çalışma ruhsatının yenilenmemesini de kınadı. ABS-CBN’nin yayın politikası nedeniyle hükümet tarafından hedef alınması protesto edildi.
Filipinler Temsilciler Meclisinin ilgili komitesi, ABS-CBN’nin ruhsatının yenilenmesini 11 "evet"e karşı 70 "ret" oyuyla veto etti. Kongrenin verdiği 25 yıllık çalışma ruhsatı Mayıs’ta sona ermişti.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, “ruhsatın yenilenmemesinin basın özgürlüğüne yönelik bir saldırı olduğu” değerlendirmesinde bulundu.
Macaristan’da “bağımsız medya” için yürüyüş
Macaristan’da muhalif duruşuyla bilinen internet haber sitesi Index’in genel yayın yönetmeni Szabolcs Dull’un işten çıkarılması protestolarla karşılandı. Haber merkezinde çalışan 80 gazeteci istifa ederken, Başkent Budapeşte’de binlerce okur sokaklara döküldü.
Aşırı sağcı Victor Orban hükümetinin bağımsız medyaya müdahale ettiği gerekçesiyle Sandor Sarayı önünde toplanan binlerce kişi Başbakan’ın ofisine doğru yürüdü. “Bağımsız medya” yazılı pankartlarla hükümet aleyhine sloganlar attı.
2011 yılında kurulan ve faşist Orban hükümetinin medya alanında ele geçiremediği tek kurum olan Index’in yarı hissesini geçtiğimiz Mart ayında Orban’a yakın bir kapitalist satın almıştı.
Basın emekçileri yaklaşık bir ay önce kurumun temel ilkesi olarak kabul edilen “Bağımsız habercilik” anlayışından hızla uzaklaşıldığını ve “tarafsız haberciliğin büyük tehlikede olduğunu” ifade etmiş, uzun süredir yaptıkları haberler sebebiyle baskıya maruz kaldıklarını açıklamıştı. Szabolcs Dull görevinden alınmadan önce yazdığı son makalesinde de üstü kapalı bir şekilde hükümeti eleştirmişti.
Hindistan’da kamyon sürücüleri kontak kapattı
Tamil Nadu eyaletindeki yaklaşık 20 bine yakın kamyon şoförü geçtiğimiz çarşamba günü kontak kapattı, kamyonlarıyla evde kaldı. Kamyon Sahipleri Birliği artan dizel fiyatlarının düşürülmesi ve yol ücretlerinin bir yıllığına askıya alınmasını talep ederek bir günlük grev çağrısında bulunmuştu.
Ürdün’de öğretmenlerden protesto gösterisi
Ürdün’de yüzlerce öğretmen, Öğretmenler Sendikası’nın kapatılması kararının iptal edilmesi ve Yönetim Kurulu üyelerinin serbest bırakılması talebiyle gösteri düzenledi.
Ürdün’ün kuzeyindeki İrbid kentinde sendika binasının önünde bir araya gelen öğretmenler, Öğretmenler Sendikası’nın 2 yıl süreyle kapatılması kararını protesto etti.
Öğretmenler, Çarşamba günü de başkent Amman’daki Başbakanlık binası önünde eylem kararı aldı.
Amman Başsavcısı, 2011 yılında kurulan ve 140 bin üyesi bulunan sendikanın çalışmalarının durdurulmasına, sendika merkezinin iki yıl süreyle kapatılmasına ve Yönetim Kurulu’ndan 13 üyenin bir hafta gözaltına alınmasına karar vermişti.
Amman’da binlerce öğretmen, maaşlarına zam yapılması talebiyle 5 Eylül 2019’da gösteri düzenlemişti. Güvenlik güçleri, öğretmenleri dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullanmıştı. Öğretmenler, 8 Eylül’de ülke çapında süresiz greve başlamıştı. Hükümetin zam kararı alması üzerine grev 6 Ekim’de sona erdirilmişti.
Ürdün hükümeti, nisan ortalarında “koronavirüsle mücadele” adı altında 1 Mayıs’tan itibaren maaş zammı ödemelerinin durdurulmasını kararlaştırmıştı.