ÇKP 20. Kongresi başladı

Ülkenin gelecek beş yıl için hedef politikaların tartışılıp somutlandığı kongreler, Çin için önem taşıyor. Emperyalist Batı dünyasının da dikkatini çekiyor.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 18 Ekim 2022
  • 08:00

Her beş yılda bir toplanan Çin Komünist Partisi’nin 20. Ulusal Kongresi 16 Ekim’de başladı. Bir hafta sürecek olan kongrede yaklaşık 2300 delege 96 milyon parti üyesini temsil etmektedir. Başka şeylerin yanı sıra Tayvan krizi ve Ukrayna Savaşı’nın dünya siyasetindeki etki ve sonuçları bu yılki kongreye daha özel bir anlam yüklüyor. Ülkenin gelecek beş yıl için hedef politikaların tartışılıp somutlandığı kongreler, Çin için önem taşıyor. Emperyalist Batı dünyasının da dikkatini çekiyor.

Çin Devlet Başkanı ve parti lideri Şi Jinping, kongrenin açılış konuşmasında, zor zamanlar ve "potansiyel tehlikeler" konusunda uyardı. Milyarlarca insanı "en kötü durumlara hazırlanmaya" çağırdı. Şi, uluslararası alanda "büyük riskler ve zorluklar" ile "bir yüzyılda görülmeyen küresel değişimler"den söz etti. "Yanlış yola sapmamak, tehditler tarafından caydırılmamak ya da baskıdan korkmamak için tüm Parti’de ve Çin halkında kararlı kararlılık, azim ve inanç geliştirmeliyiz" diyen Şi, partililere ve halka "kendinizi hazırlayın ve kuvvetli rüzgarlara, şiddetli denizlere ve hatta tehlikeli fırtınalara dayanmaya hazır olun" dedi. "Çin ulusunun büyük ölçüde yenilenmesi" ve "Çin özelliklerine sahip sosyalizmin" geliştirilmesi çağrısında bulundu. Batı’nın artan yaptırımlar ve siyasi-askeri baskıyla halk cumhuriyetinin daha da yükselmesini engellemeye yönelik artan çabalarını göz önünde bulunduran Şi, Çin Komünist Parti’nin askeri kanadına daha fazla yatırım yapılmasını savundu. ABD’den sonra dünyanın en büyük ikinci savunma bütçesine sahip olan Çin, askeri kapasitesini daha da güçlendirmeye çalışıyor.

Sıklıkla "güvenlik" vurgusu yaptığı ileri sürülen Şi, Halk Cumhuriyeti’nin bir "Soğuk Savaş zihniyetini" reddettiğini tekrarladı. Diğer ülkelerin iç siyasetine müdahaleye de karşı olduğunu belirten Şi, "her türlü hegemonya ve güç siyasetini" reddetti. Batı’nın küresel egemenlik mücadelesinde başvurduğu "çifte standarda" dikkat çekti. Tayvan anlaşmazlığında Çin, barışçıl bir birleşme için çabalıyor diyen Şi, "ama asla güç kullanımını bırakma taahhüdünde bulunmayacağız" dedi ve Batı’nın Tayvan’a yönelik provokasyonlarındaki artış nedeniyle Çin’in "gerekli tüm önlemleri alma seçeneğini" sürdüreceğini belirtti. Çin Halk Cumhuriyeti‘nin bir parçası olan Tayvan ile "Yeniden birleşme kesinlikle sağlanmalı ve yeniden birleşme kesinlikle sağlanacaktır" dedi.

Çin Halk Cumhuriyeti’nin yolsuzlukla mücadelede "ezici bir zafer" kazandığını da iddia eden Şi, aynı zamanda Covid-19 salgınıyla mücadelede de "insanların güvenliğini ve sağlığını en üst düzeyde korumuştur" dedi. Ülkenin önümüzdeki yıllarda çözmesi gereken zorluklara işaret etti.

Şi, Çin’in yeni kalkınma modelinin öncelikle "iç ekonomiye odaklanması" gerektiğini savundu ve Çin ekonomisinin modernizasyonunun hızlandırılması gerektiğini de vurguladı. Hem Çin’in yoksullukla mücadeledeki başarılarını hem de ekonomik kalkınmada kaydedilen ilerlemeye dikkat çekti.