'71 devrimci çıkışının önderleri, ölümsüzlüklerinin 50. yılında, 27 Mayıs Cuma akşamı Bielefeld’de gerçekleştirilen, “Adları düzene karşı devrim çağrısıdır” etkinliği ile anıldı. İBZ’de 50’e yakın kişinin katılımıyla gerçekleştirilen etkinlik, açılış konuşmasıyla başladı.
Açılış konuşması Denizler'in, Mahirler'in ve İbrahimler'in ardarda gelen ölüm yıldönümlerine ilişkin şu ifadelerle başladı:
“Türkiye devrim tarihinde benzersiz bir yeri olan '71 devrimci çıkışının önderlerinden Mahir Çayan ve yoldaşlarının Kızıldere’de 30 Mart 1972’de katledilmelerinin, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın 6 Mayıs 1972’de asılmalarının üzerinden 50 yıl geçti. On'lardan ayrı tutulamayacak olan İbrahim Kaypakkaya ise, sadece bir yıl sonra, 18 Mayıs 1973’te işkenceyle katledildi.”
Konuşmada '71 devrimci çıkışının önemine dair şu vurgular yapıldı:
“Bugün 50. yılında andığımız, '71 devrimci hareketinin önderleri Denizler, Mahirler ve İbrahimler, 1960’lar solunun içinden, onun legalist, parlamentarist, reformist çizgisine itiraz ederek ve onu aşarak ortaya çıktılar. Türkiye’de devrimci düşünce ve eylemin birliği onların kurdukları devrimci örgütler sayesinde hayat buldu. Bu yüzden onlar devrim tarihimizin kilometre taşlarıdır. Türkiye’de, günümüze kadar gelenler de dahil, sonraki tüm devrimci hareketler kaynağını '71 devrimci çıkışından aldılar. Onlar bizim devrimci geçmişimizdir ve onlara çok şey borçluyuz.”
Açılış konuşmasının ardından başta Denizler, Mahirler ve İbrahimler olmak üzere devrim ve sosyalizm mücadelesinde yaşamını yitiren tüm devrimcilerin anısına saygı duruşu yapıldı. Bir kadın yoldaşımız Nazım Hikmet’in “Güneşi içenlerin türküsü” şiirini büyük bir coşkuyla okudu.
Anma programı '71 devrimci kuşağını konu alan sinevizyon gösterisi ile devam etti.
Büyük bir ilgiyle izlenen sinevizyon gösterisinin ardından TKİP adına bir konuşma yapıldı.
Dikkatle dinlenen konuşmada aradan geçen yarım asırlık zamana rağmen yaratılan devrimci değerlerin kalıcılığına vurgu yapıldı ve şunlar söylendi:
“'71 Devrimci hareketinin simgeleşmiş isimleri bugün toplumun çok farklı kesimlerinde ortak bir değer olarak görülüyor, sahipleniliyorlar. Adları ve mirasları kuşaktan kuşağa aktarılıyor. Solun geniş yelpazesi tarafından, ölüm yıldönümlerinde anlamlı anma etkinlikleri yapılıyor. Hayatlarını anlatan kitaplar, türküler ve marşlar genç nesillere ilham vermeye devam ediyor”.
Konuşmada, 1960’lı yıllara hakim olan burjuva sosyalizminden tarihsel önemi olan bir kopuş gerçekleştiren ve Mahirler, Denizler, İbrahimler şahsında simgelenen dönemin devrimci kadrolarının fedakarlıkları, ideallerine bağlılıkları, davaya adanmışlıkları, siper yoldaşlıklarının halen yol gösterdiği ifade edildi.
Devrimci sınıf partisinin ’71 çıkışını yaratanları ayrım gözetmeden sahiplendiği ifade edilen konuşmada, bu mirasın daha ileriye taşınarak sınıf devrimciliği şahsında yaşatıldığı vurgulandı. Bunalımlar, savaşlar, devrimler döneminde devrimci önderlik ihtiyacının karşılanmasının önemine değinildi ve çelişkilerin keskin yaşandığı ülkelerden biri olan Türkiye’nin ise bu açıdan önemli bir avantaja sahip olduğu ifade edildi. Zira “on yıllardır bu topraklarda devrim ve sosyalizm davası uğruna kavga vermiş, emek harcamış, acı çekmiş, büyük yiğitlik örnekleri sergilemiş dünün ve bugünün devrimci kuşaklarının yarattığı birikim” işçi sınıfı devrimciliği ve partisi şahsında güvenceye alınmıştır” vurgusuyla konuşma son buldu.
Etkinlik, iki kadın yoldaşımızın “Yaşamaya dair” ve “Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” şiirlerinden oluşan güzel bir dinletiyle devam etti.
Ekinliğin son bölümünde devrimci etkinliklerimizde bizi yalnız bırakmayan genç müzisyen dostlarımız sahne aldılar. '71 Kuşağını anlatan devrimci türkü ve marşları seslendirdiler.
Farklı dillerde söylenen “İleri işçiler!” marşıyla etkenlik sonlandırıldı.
Kızıl Bayrak / Bielefeld