Dünyaca ünlü giyim markalarının ucuz işgücü merkezi olan Bangladeş’te tekstil işçileri adeta kölelik koşulları altında çalıştırılıyor. Ülkedeki yaklaşık beş bin tekstil fabrikasında 3,5 milyon işçi başta Avrupa ve ABD olmak üzere Zara, Nike, Adidas, Aldi, Tesco, Walmart ve H&M gibi marka ve perakendecilerin olduğu küresel pazarlara üretim yapıyor. Ülkenin toplam ihracatının %85’ini sağladığı söylenen tekstil endüstrisinde ağırlıklı olarak (yüzde 80) kadın işçiler çalıştırılıyor.
Bangladeş tekstil işçilerinin çoğunluğu asgari ücretten daha az bir gelire çalışıyor. Asgari ücretin 3.000 taka (yaklaşık 29 avro) olduğu söyleniyor. Fakat barınma, gıda ve eğitim gibi temel giderler için gerekli harcama 5.000 taka (49 avro) civarındadır.
Bangladeşli tekstil işçileri korkunç çalışma koşulları ile karşı karşıyalar. İddialara göre işçiler haftada yedi gün, günde 14-16 saat çalışmaya zorlanıyorlar. Sıkça yaşanan iş cinayetleri, tehlikeli ve güvensiz çalışma koşulları da işçilerin “kaderi” durumunda. Kadın işçilere yönelik cinsel taciz ve ayrımcılık da fabrikalarda çok yaygın. Tüm bunlara karşı sayısız işçi direnişleri yaşandı. Pandemiyle birlikte tekstil işçilerinin yaşamı neredeyse cehenneme döndü. Çoğu işini kaybetti.
“Covid-19’dan korkmuyorum ama pandeminin sonuçlarından korkuyorum. Fabrikam sipariş almaya devam edecek mi ve işimi tutacak mıyım?” korkusu ve çaresizliği, kadın bir işçiye ait. Genç kadın işçi, Bangladeş’teki binlerce giyim firmasından birinde kalite kontrol alanında çalışıyor ve çocuk tişörtlerinin dokuma kusurlarını kontrol ediyor. Tagesschau’nun haberine göre fabrika, Alman ve Avrupa pazarına yönelik üretim yapıyor. Bielefeld merkezli Avrupa’nın en büyük moda perakendecisi olduğu iddia edilen şirket tarafından sipariş veriliyor. Şirketin Avrupa’da 380’den fazla sözleşme ortağı bulunuyor.
Batı pazarları olmadan hiçbir şey yürümez
Bangladeş Hazır Giyim Üreticileri ve İhracatçıları Birliği’ni (BGMEA) temsil eden Rubana Huq, “Batı pazarlarına bağımlıyız” diyor. “Kimse alışveriş yapmıyorken moda mağazalarını kapatırlarsa, bu bizim için üretimi durdurmamız gerektiği anlamına gelir” açıklaması yapan Huq, Alman müşterileri de dahil olmak üzere geçtiğimiz yıl Avrupalı toptancılardan ve moda markalarından çok sayıda telefon aldığını belirtiyor ve “İlk kilitlemeyle, herkes siparişlerini bir gecede derhal geri çekmek istedi” diyor.
“Müzakereler” sonucu Avrupalı moda şirketlerinin siparişlerin yüzde 90’ını vermesini ve yalnızca yüzde 10’unu geri çekmesini sağladığını söyleyen Huq, “Ama bizden ödeme sürelerini üç aydan altı aya çıkarmamızı istediler.” diye ekliyor. Bangladeş’teki tekstil atölyeleri-fabrikaları hayatta kalmak için çabalıyor diyen Huq, “Ne söylemeliyim?” diye soruyor ve “Onlar bizim müşterilerimiz, malları bizden alıyorlar, biz onlarla uzun süredir çalışıyoruz.” ifadeleriyle durdurulan siparişler karşısında çaresizliği de anlatmış oluyor.
Birçok moda perakendecisi güvencesiz bir konumda
Almanya’da Tekstil Ticaret Derneği Genel Müdürü Rolf Pangels durumu şu şekilde açıklıyor: “Maliyetler ve her şeyden önce malların satın alınması, uluslararası tedarik zincirindeki uzun tedarik süreleri nedeniyle neredeyse hiç ayarlanamadı. İşletmeler artık nihai sona yaklaşıyor.”
Rubana Huq da “Esas olarak Alman pazarı için hala günlük giysiler üretiyoruz. Çoğu müşteri şimdilik yeni sipariş vermeyeceklerini söylüyor. Sadece çok nadiren bir şirket sipariş veriyor. Şu anda hiçbiri Almanya’daki durumun önümüzdeki aylarda önemli ölçüde iyileşeceğini söylemiyor” diyerek, aynı zamanda işten çıkarmalara işaret ediyor
En büyük müşteri Almanya
Alman moda perakendecileri ve markalarının moda koleksiyonlarının büyük bir kısmı Bangladeş’te üretilmektedir. Alman pazarı için fazla üretim yapan ülkelerden biri de Çin. Bangladeş için Almanya, Avrupa Birliği’nin en büyük müşterisi haline geldi. BGMEA temsilcisi Huq, Bangladeş’te çoğu kadın 4,1 milyon kişinin tekstil endüstrisinde çalıştığını söylüyor.
Asya ülkeleri arasında kapitalizmin işçi sınıfına en vahşi sömürü koşulları dayattığı ülkelerden olan Bangladeş’te, pandemiyle birlikte işsizlik kabusu daha da büyüdü.
Koronavirüs salgını aynı zamanda giyim firmalarını ve orada çalışan işçileri de etkiliyor. Siparişler durunca Bangladeş’teki fabrikalar da duruyor. Pandemi süreci içinde Bangladeş’in yüzü aşkın fabrikasında siparişlerin iptal edildiği söyleniyor. Bu da işçilerin işlerini kaybetmesi anlamına geliyor. Zaten çok düşük ücretlerle çalışan işçiler, büyük zorluklarla ayın sonunu getirerek yaşıyorlar. Çalışmadan hayatta kalmaları imkansız gibi görünüyor ve kadınlar olağanüstü zor koşullar altında yaşam mücadelesi veriyor.