Sığındığı Ekvador büyükelçiliğinden kaçırılan WikiLeaks'ın kurucularından Julien Assange, üç yıldan fazla bir süredir Londra'nın Belmarsh Maksimum Güvenlikli Hapishanesi’nde ABD'ye iade edilmek için tutuluyordu.
17 Haziran günü, Britanya Bölge Mahkemesi’nin Assange'ın ABD'ye iadesi için verdiği karar Yüksek Mahkeme tarafından onaylandı. İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel, ''iadenin, adil yargılanma hakkı ve ifade özgürlüğü hakkı da dahil olmak üzere insan haklarıyla tutarsız olmayacağına ve sağlık durumu da dahil olmak üzere Amerika Birleşik Devletleri'nde uygun şekilde muamele göreceğine karar verecektir'' diyerek, Julian Assange'ın ABD'ye iadesini onayladı. WikiLeaks'in kurucusu iade edilirse ABD’de Casusluk Yasası'na göre ömür boyu hapis cezasıyla karşı karşıya kalacak. Bunun nedeni, bir gazeteci olarak ABD'nin sayısız savaş suçunu, darbe girişimlerini ve insan hakları ihlallerini ifşa etmesi ve ayrıca İngiltere'nin ve diğer emperyalist müttefiklerinin suç ortaklığını göstermesidir.
ABD'ye teslim edilerek ömür boyu hapis anlamına gelen 175 yıllık cezanın önlenmesi için Assenge'in önünde 14 günlük temyiz hakkı bulunuyor. Kararı "basın özgürlüğü ve İngiliz demokrasisi için kara bir gün" olarak kınayan WikiLeaks, Twitter'dan yaptığı açıklamada, İngiliz Yüksek Mahkemesi'nin kararına itiraz edeceğini duyurdu.
İngiliz hükümeti, emperyalist devletlerin işledikleri savaş suçları ve karıştıkları askeri darbelerin belgelerini açıklayan Assenge'den intikam almak için tüm yasal normları çiğneyerek verdikleri kararla WikiLeaks’ın kurucusunu ölüme mahkûm ettiler.
WikiLeaks yaptığı açıklamada, İngiltere'nin aldığı iade kararını onaylayan ''İçişleri Bakanı’nın yalnızca ABD hükümetinin Julian'a karşı işlediği suçları değil, aynı zamanda ABD hükümetinin WikiLeaks'in ifşa ettiği suçları da tasvip ediyor” dediği açıklamasında şöyle deniyor:
''Bu, basın özgürlüğü ve İngiliz demokrasisi için kara bir gündür. Bu ülkede ifade özgürlüğü hakkını önemseyen herkes, İçişleri Bakanı'nın Julian Assange'ın kendisine suikast planlarını kanıtlamış olan Amerika Birleşik Devletleri'ne iadesini imzalamasından derinden utanmalıdır.
Julian en ufak bir yanlış yapmadı. Suç işlemedi, suçlu değil. Gazeteci ve yayıncıdır ve yaptığı işten dolayı cezalandırılmaktadır.
Doğru olanı yapmak Priti Patel'in (Britanya içişleri bakanı) elindeydi. Bunun yerine, araştırmacı gazeteciliği suç girişimine dönüştürmeye çalışan ABD'nin suç ortağı olarak sonsuza kadar hatırlanacaktır.
İçişleri Bakanı yalnızca ABD hükümetinin Julian'a karşı işlediği suçları değil, aynı zamanda ABD hükümetinin WikiLeaks'in ifşa ettiği suçları da tasvip ediyor.”
Kararın siyasal bir karar olduğuna vurgu yapılan açıklamada, ''Sokakta daha yüksek sesle bağıracağız, örgütleyeceğiz ve Julian'ın hikayesini herkese duyuracağız'' denilerek şunlar ifade edildi:
''Julian'ın özgürlüğüne giden yol uzun ve zorludur. Bugün mücadelenin sonu değil. Bu sadece yeni bir yasal savaşın başlangıcı. Temyiz edeceğiz ve bir sonraki temyiz Yüksek Mahkeme'de olacak. Sokakta daha yüksek sesle bağıracağız, örgütleyeceğiz ve Julian'ın hikayesini herkese duyuracağız.
Kusura bakmayın, bu başından beri siyasi bir davaydı. Julian, kendisini iade etmek isteyen ülkenin savaş suçları işlediğine ve bunları örtbas ettiğine dair kanıtlar yayınladı; bu ülkenin işkence kullandığını ve kurbanlarını yok ettiğini; yabancı yetkililere rüşvet verdiğini ve ABD'nin yanlışlarına yönelik soruşturmalara hile karıştırdığını söyledi. İntikam kararı, onu hayatının geri kalanında en karanlık hapishane hücresinde ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Bunu yaparken, başkalarının hükümetleri sorumlu tutmasını engellemek istiyorlar.
Buna izin vermeyeceğiz. Julian'ın özgürlüğü tüm özgürlüklerimizle bağlantılıdır. Julian'ın ailesine geri dönmesi ve hepimizin konuşma özgürlüğünü geri kazanması için savaşıyoruz."
İngiliz-İrlanda Gazeteciler Sendikası (NUJ) yaptığı açıklamada, kararın Assange davasının ötesindeki etkisini özetleyerek, ''o iade edilecek ve hayatının geri kalanını hapiste geçirme riskiyle karşı karşıya kalacak'' vurgusu yapıldı.