ABD'de Birleşik Otomotiv İşçileri Sendikası (UAW) üyesi 13 bine yakın işçinin “Detroit Üçlüsü” olarak da bilinen General Motors, Ford ve Stellantis'e ait fabrikalarda 15 Eylül'de eşzamanlı başlattıkları grev farklı kentlere yayılarak sürüyor. 20 eyaleti kapsayacak şekilde genişleyen UAW grevinde halen 40 bin otomobil işçisi grevde.
Temmuz ayında başlayan ve yaklaşık 150 bin işçiyi kapsayan UAW ile otomotiv tekelleri arasındaki TİS (Toplu İş Sözleşmesi) görüşmelerde önceki sözleşmenin bitiş tarihi olan 14 Eylül'e değin anlaşma sağlanamadığı için yaklaşık 13 bin işçi greve gitme kararı almıştı.
15 Eylül'de ilk etapta GM’nin Missouri’deki Wentzville Montaj fabrikası, Stellantis’in Ohio’daki Toledo Montaj fabrikası ile Ford’un Wayne ve Michigan’daki fabrikalarında Birleşik Otomotiv İşçileri Sendikası üyesi 12 bin 700 işçi (UAW üyelerinin yüzde 9’u) koordineli eylem biçiminde eşzamanlı olarak greve çıktı. Bu eylem sendika tarihinde bir ilkti.
ABD'de UAW, 88 yıllık tarihinde ilk defa eşzamanlı olarak greve gitti. Bu daha önce ABD'de yaşanmamış bir süreçti. Geçmiş yıllarda toplu sözleşmelerde UAW bir otomobil üreticisini seçip, anlaşmaya varıncaya kadar eylemlerini o şirket üzerinde yoğunlaştırıyordu. Daha sonra diğer iki tekeli de bu anlaşmaya uymaya zorluyordu. Ancak bu kez seçilen yönetim, öncekilerden farklı bir yol izledi ve üç büyük otomobil üreticisinin General Motors, Stellantis ve Ford’da aynı anda pazarlık yapmayı şart koştu.
UAW, grevi kademeli olarak genişletiyor
UAW, kapitalist tekellerle sürdürdüğü yeni sözleşme görüşmelerinde ilerleme sağlanamayınca baskıyı artırmak için grevleri kademeli olarak genişletti. 22 Eylül'de GM ve Stellantis'e grevi genişleten sendika, her iki tekelin 20 eyaletteki 38 tesisinde işçileri greve çağırdı.
29 Eylül'de Sendika başkanı Fain, grevin Ford'un Chicago'daki ve GM'nin Michigan'daki montaj tesislerini içerecek şekilde genişleyeceğini ve ek olarak 7 bin işçiyi kapsayacağını açıkladı. Sözleşmede iyileştirmeler yapıldığı için Jeep, Chrysler ve Ram araçlarının üreticisi Stellantis'te ise yeni bir grev olmayacağını duyurdu. Böylece Eylül ayının sonunda grevdeki toplam işçi sayısı 25 bine ulaştı.
9 Ekim Pazartesi sabahı, işçilerin %73'ünün sözleşme teklifine ilişkin geçici anlaşmaya ret oyu kullanmasının ardından, yaklaşık 4.000 UAW üyesi Pensilvanya, Maryland ve Florida'daki Mack Trucks fabrikalarında greve gitti. Mack Trucks, İsveçli Volvo Group'un bünyesindeki ağır ve orta hizmet taşıt üreticisi. Mack Trucks işçilerinin de katılmasıyla grevdeki toplam sendika üyesi işçilerin sayısı 22 eyalette 30 bini aştı.
Sendika, geçtiğimiz çarşamba akşamı sürpriz bir hamle yaparak Ford Motor Company'nin Louisville'deki Kentucky Kamyon Fabrikası’nda çalışan 7 bin 800 işçiyi önden hiçbir bildirim yapılmadan greve dahil etti. Kentucky'deki fabrika kamyon ve SUV'lar üretiyor ve tekelin en büyük ve en karlı tesisi olarak kabul ediliyor.
UAW Başkanı Fain çok beklediklerini ancak Ford'un mesajı almadığını, artık adil bir sözleşme yapmanın zamanının geldiğini ifade etti ve “Eğer bunu anlayamıyorlarsa, dört hafta sonra 8.700 işçinin son derece kârlı tesisi kapatması, bunu anlamalarına yardımcı olacaktır" dedi.
Sendika işçiler için ne talep ediyor?
UAW toplu sözleşme görüşmelerine 4 yıl için yaklaşık yüzde 40 oranında ücret artışı talep ediyor. Onlara göre bu artış talebi, üst düzey yöneticilerin gelirlerindeki artışa karşılık geliyor. Sendika ayrıca 2008 mali krizi sonrasında işçilerin haklarından feragat etmesiyle kesilen bazı yardımların geri verilmesini de istiyor. Bu talepler arasında yeni işçileri daha düşük ücret skalasında bırakan ve daha az sosyal hak sağlayan kademeli istihdam sisteminin kaldırılması, hayat pahalılığı ödemesi (COLA) ve tamamen finanse edilen emekli maaşı, emeklilikte tüm sağlık masraflarının karşılanması, tüm geçici işçilerin derhal kadroya alınması ve işten çıkarmalara ve fabrikaların kapatılmasına son verilmesi, haftalık çalışma saatinin düşürülmesi gibi talepler yer alıyor.
Kademeli istihdam sistemi, işe yeni alınan işçilere kıdemli işçilerle aynı ücreti alabilmesi için 8 yıl aynı işyerinde çalışma şartını koşuyor. Bu ise işçiler arasında ücret uçurumunu derinleştiriyor. İşçiler bu sürenin 90 güne düşürülmesini talep ediyor.
Kapitalistler ne teklif ediyor?
Kapitalistler ise dört buçuk yıl boyunca yüzde 20 zam, kıdemli çalışan olması için gereken sürenin 8 seneden 4 seneye düşürülmesini teklif ediyor. Ancak sendikanın iş güvencesi önerileri ile ilgili herhangi bir adım atmıyorlar.
Ford kapitalistleri, tüm çalışanlar için emeklilik ödemesi ve emeklilikte sağlık hizmetlerinin finanse edilmesine yönelik talepleri ise kabul etmiyor. UAW'nin gelecekte batarya fabrikalarında, mevcut fabrikalarla aynı maaş ve sosyal hakları sunacağını garanti etme talebine de karşı çıkıyor.
GM tekeli, emeklilikte sağlık hizmetlerine çalışılan saatler için sağlanan şirket katkısını yüzde 25 artırmayı teklif ediyor, emeklilik ödemesini geri getirmeyi ve emeklilikte tüm sağlık masraflarının karşılanmasını reddediyor. Sendikanın ücretlerde yaşam maliyeti düzenlemesi konusundaki taleplerini de kabul etmiyor.
Stellantis ise emeklilik sonrası sağlık harcamalarının karşılanması için çalışılan saat başına 1 dolar teklif ediyor, sendikanın tüm geçici işçilerin statüsünün kalıcıya dönüştürülmesi talebini ise kabul etmiyor.
Grevin maliyeti büyüyor
15 Eylül'de 3 otomotiv tekelinin birer fabrikasında başlayan ve şu an 38 merkezde süren grev ABD'nin 20 eyaletini etkiliyor. Grev nedeniyle üretimde yaşanan aksamalar zincirleme bir etki yapıyor. Grevin etkisi Ford, GM ve Stellantis'in de ötesine geçiyor. Tekellere parça üreten, tedarikçi şirketleri de etkiliyor.
Grevin maliyeti ise giderek büyüyor. Ekonomik danışmanlık firması Anderson Economic Group’un (AEG) analizine göre, grev 3 haftada toplam 5,5 milyar dolarlık ekonomik kayba neden oldu. Kapitalist tekeller grev öncesinde hazırlıklarını yapmıştı. Ford ağustos ayında 4 milyar dolarlık kredi olanağı alırken, GM ise kısa süre önce 6 milyar dolarlık bir kredi güvencesi almıştı. Ancak grevin uzun sürmesinin, kapitalist tekeller açısından önemli mali sonuçlar doğuracağı da kesin.
İşten çıkarmalar hızla artıyor
Kapitalistler her kriz durumunda olduğu gibi bu kez de grev nedeniyle uğradıkları zararı işçileri işten çıkararak düşürmeye çalışıyor. Basında, 13 Ekim’de Chrysler'in ana şirketi Stellantis ve otomobil üreticisi Ford'un grevin etkileri nedeniyle 1.250 çalışanı daha geçici olarak işten çıkaracağı haberi yer aldı. Ford tekeli Kentucky'deki kamyon fabrikasında ve Chicago'daki montaj fabrikasında da 550 işçiyi işten çıkaracağını duyurdu.
Ford, grevin başından buyana 2.480 işçiyi işten çıkardı. Stellantis, Indiana'da 700 çalışanını, üç eyaletteki fabrikalardan ise toplam 1.340 çalışanı geçici olarak işten çıkardığını duyurdu. General Motors da 2.300 işçiyi işten çıkardı.
Grev, tedarikçi şirketleri de etkiliyor
Amerikan Otomotiv Politikası Konseyi'ne göre, UAW'nin grevi Ford, GM ve Stellantis'e yedek parça üreten 5 binden fazla tedarikçi şirketi ve 800 binin üzerinde işçiyi etkiliyor.
Grev nedeniyle tedarikçi kapitalist şirketler de işçi çıkarmaya başladı. Ford Bronco'ya koltuk üreten Detroit merkezli LM Manufacturing’in grev nedeniyle Eylül ayında yaklaşık 650 işçiyi geçici olarak işten çıkardığı, tedarikçi Sodecia Automotive firmasının da kasım ayı sonuna kadar yaklaşık 140 işçiyi geçici olarak işten çıkaracağı bildiriliyor. Tedarikçi şirketler, grevin uzun sürmesi halinde iflaslarının artmasından endişe ediyor.
***
ABD'de 3 dev tekelde eş zamanlı başlayan grev 4. haftasını geride bıraktı. Halihazırda 20 eyalette 38 merkezde 40 binin üzerinde işçinin grevi muazzam bir kararlılıkla sürdürülüyor ve genişleme potansiyeli taşıyor.
Bunun arka planında işçi sınıfı içinde yıllardır biriken hoşnutsuzluk var. Ekonomik, sosyal ve siyasi krizlerin derinleştiği bir durumla karşı karşıya bulunan Amerikan işçi sınıfı yıllardır düşük ücretler, uzun çalışma saatleri, iş güvencesi eksikliği ve artan yaşam maliyetleri gibi sorunlarla boğuşuyor. Patronlar ise yıllardır fabrikaların kapatılması, üretimin Meksika'ya kaydırılması ve elektrikli araç üretimi arttıkça toplu işten çıkarmalarla işçileri tehdit ederek grev hareketini baltalamaya çalıştı.
Bugün otomotiv işçileri arasında ortaya çıkan başkaldırı ve kararlılık, egemen sınıfların işçi sınıfının haklarına ve yaşam koşullarına yönelik on yıllardır süren saldırılarına karşı bir öfkenin dışa vurumu oldu.
Son 20 yılda sermaye sınıfı mali kriz, koronavirüs krizi gibi nedenlerle büyük mali desteklerle karlarına kar katarken, işçi sınıfı aynı süreçlerde taviz vermek, haklarından feragat etmek zorunda bırakılmıştı. Son 10 yılda Ford, GM ve Stellantis'in kârları yüzde 90 artarken, otomotiv işçilerinin ücretleri enflasyona göre uyarlandığında yüzde 30’dan fazla azaldı.
Sendikanın talepleri arasında bulunan daha fazla ücret için tekellerin elinde bol miktarda para var. Son on yılda otomobil firmaları neredeyse 248 milyar dolardan fazla kâr elde etti; bunun 20 milyar doları son altı ayda gerçekleşti.
Uzun yıllar sonra ABD işçi sınıfı verdiği tavizleri artık geri istiyor ve bunun için kararlı, istikrarlı bir sınıf mücadelesi yürütüyor. Mack Trucks işçilerinin geçici anlaşmayı ezici bir çoğunlukla reddederek greve katılması örneğinde olduğu gibi, işçi sınıfı 4 haftadır büyük bir mücadele isteği ve iradesi ortaya koyuyor.
Otomotiv işçilerinin eşzamanlı grevi Amerikan emekçileri arasında işçi sendikalarına ve otomotiv işçilerinin grevine duyulan sempatiyi ve desteği de büyütüyor. Otomotiv işçilerinin bu grevi toplu sözleşme görüşmeleri nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, Amerikan işçi sınıfı için derslerle dolu bir mücadele süreci olacaktır.
UAW, tüm fabrikalarda birden işçileri greve çağırmaktansa grevi kademeli şekilde genişletme yoluna gidiyor. Bu da grevin gücünü zayıflatıyor, muazzam bir büyüme ve yayılma potansiyelinin önünü kesiyor.
Sendika bürokrasinin işçiler tarafından aşılması durumunda işçi sınıfının enerjisi açığa çıkacak ve devasa bir güce dönüşecektir. İşte o zaman onun önünde ne sendika bürokrasisi durabilecek ne de kapitalist tekeller... Şu ana değin grev sınırlı sayıda fabrikada sürüyor olsa da grevin etkisi büyük.
Grevin büyük karlar sağlanan işletmeleri de içine alarak genişlemesi, giderek diğer sektörlere de yayılması ihtimali, sermaye sınıfının korkulu rüyası olmayı sürdürüyor. Grevin uzun süre devam etmesi ise ABD ekonomisi için potansiyel bir tehdit oluşturuyor. 150 bin UAW üyesinin tamamının birkaç hafta sürecek bir greve gitmesi durumunda, bunun ABD ekonomisine maliyeti ağır olacaktır.