Ağır yaşam ve çalışma koşullarına karşı 15 Eylül tarihinden itibaren Ford, Stellantis ve General Motors/GM fabrikalarında grevde olan otomotiv işçileri için sendika TİS imzaladı. On binlerce işçinin katıldığı grev, kendi alanında ABD’de bir ilkti. Zira bu yıl üç büyük fabrikada aynı anda işçiler greve çıkmıştı. İşçilerin kararlı tutumu otomotiv tekellerini anlaşmaya zorladı. Yaklaşık 150 bin işçiyi kapsayan sözleşmeyi ilkin Ford ve Stellantis kapitalistleri kabul ederken son olarak GM de kabul etmek zorunda kaldı.

***

Birleşik Otomotiv İşçileri Sendikası’nda (UAW) örgütlü yaklaşık 150 bin işçi, toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşmaya varılamaması nedeniyle grev oylamasına gitmiş ve işçilerin yüzde %97’si greve evet demişti. Ardından bu üç fabrikada işçiler “Ayağa Kalk” şiarı ile uzun soluklu bir greve çıkmıştı.

Sendika, otomotiv işçilerinin tamamını aynı anda greve başlatmak yerine, sözleşmenin gidişatına göre gerekirse diğer fabrikaları da katabileceği bir plana göre greve gidileceğini açıklamıştı. Grevin üçüncü haftasında Ford ve GM’nin işçilerin taleplerini kabul etmemesi üzerine grev, Ford’un Chicago’daki ve GM’nin Michigan’daki montaj tesislerini kapsayacak şekilde genişletilmişti. Böylece Stellantis ve GM’nin 20 eyalete yayılan 38 parça dağıtım merkezinde çalışan 5 bin UAW üyesi daha iş bırakmıştı. Grevin dördüncü haftasında Mack Trucks’ın Pensilvanya, Mryland ve Florida’daki fabrikalarının yanı sıra Ford’un Kentucky’deki kamyon fabrikasında da grev kararı alınmış ve böylece greve 13 bine yakın işçi eklenmişti. Grevin beşinci haftasında şirketlerle sözleşmenin ilerlememesi üzerine GM’nin Teksas Arlington’da üst segment araçların üretildiği fabrikasında 5 bin işçinin daha greve katılmasıyla toplam grevci işçi sayısı 45 bine yükselmişti.

***

İşçiler sosyal haklar ile birlikte yaklaşık %40 zam talep ederken, sendika açıklamasında işçilerin taban ücretlerinin 2028 yılına kadar toplamda %25 arttırılacağını açıkladı. UAW aynı zamanda sosyal iyileştirmeler yapılacağını ve ilk olarak %11’lik ücret artışının hemen uygulanacağını açıkladı.

Bu üç kapitalist tekelin ilk altı aylık net kazancı 21 milyar dolar. İşçileri sömürerek bu kadar artı-değer elde etmelerine rağmen grev süreci boyunca işçileri işten atmakla, fabrikaları kapatmakla tehdit eden tekeller, işçileri ülke ekonomisine “zarar vermekle’’ de suçladılar. Kapitalist tekellerin tetikçiliğini yapan sermaye medyasını etkin bir biçimde kullanmalarına rağmen grevi kıramadılar. Grev süresi boyunca Amerikalı emekçiler otomotiv işçilerinin mücadelesine büyük bir destek verdi. Toplumun büyük bir bölümü dayanışma için destek eylemleri örgütledi.

Kapitalistlerin ve ABD başkanının tüm tehditlerine rağmen işçilerin grev iradesi kazandı. Grevin sağladığı bu kazanım işçi sınıfına büyük bir moral güç vermiş oldu. Kapitalist krizin giderek derinleştiği bu sömürü ve barbarlık çağında işçi sınıfı örgütlülüğünü daha da güçlendirerek mücadelesini bu ve benzer örneklere dayanarak büyütecektir.