“Önce Amerika” sloganıyla başkanlık koltuğuna oturan D. Trump, ABD tekellerini uluslararası rekabetten korumak için ulus devletin önceliğini vurgulayarak, Ticaret savaşlarından korkmadığını, bunun ABD’nin yararına olacağını savunmuştu. Ardından Çin başta olmak üzere bir dizi ülkeye karşı ticaret savaşı başlatmıştı. Ticaret savaşı bağlamında yaşanan ise emperyalist hegemonya kavgasıydı.
Dünyanın iki büyük ekonomik gücü ABD ve Çin arasında sertleşerek yaşanan ticaret savaşlarının bu iki küresel güçle sınırlı kalmayacağı belliydi. Nitekim böyle de oldu. ABD, yalnızca Çin gibi büyük bir güçle değil, aynı zamanda Avrupalı rakipleriyle de bu konu da karşı karşıyadır.
ABD’nin dünya jandarmalığı konumunun karşısına bağımsız bir emperyalist odak olarak çıkmak arzusu, ‘‘Kendi kaderimizi kendi ellerimize almalıyız” benzeri söylemler AB şefleri tarafından vesile bulundukça dile getiriyordu. ABD’nin çelik ve alüminyum vergilerine karşı AB’nin bir dizi ürüne 2,8 milyar avroluk gümrük tarifesiyle misillemede bulunması da bunun ticaret savaşı çerçevesindeki ifadesidir. Benzeri hamleler ABD tarafından AB’ye karşı yapılmaktaydı.
Bunun ABD cephesinden yeni bir örneği ise Almanya ve Fransa’dan ithal edilen reçellere ek gümrük vergi uygulanması kararı oldu.
ABD’li ticaret temsilcisi Robert Lighthizer’ın dün yaptığı açıklamaya göre, 1 Eylül’den itibaren Almanya ve Fransa’dan gelen reçellere yüzde 25’lik özel ithalat vergileri uygulanacak. Birleşik Krallık’tan ithal edilen Yunan peynirine ve bisküvilere ise şimdiye kadar uygulanan ek vergiler artık uygulanmayacak.
Lighthizer tarafından Haziran ayında yapılan bir açıklamaya göre, uçak üreticisi için sübvansiyonlar konusunda devam eden anlaşmazlıklardan dolayı aslında bira, çikolata, zeytin ve cin gibi ürünlere yüzde 100’e varan ek vergiler getirilecekti. Söz konusu ürünlerin 2018 yılında 3,1 milyar dolar (2,6 milyar euro) ithalat değeri vardı.
ABD ile Airbus konusunda anlaşmazlık
Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), Washington’un 2019’un sonlarında bir dizi ürüne yüzde 100’e varan tarifeler uygulamasını kabul emişti. Bir yıl süren yasal anlaşmazlık, uçak üreticisi Airbus’a yönelik yasadışı AB sübvansiyonlarıyla ilgiliydi. Geçen yıl DTÖ, ABD cezai tarifelerinde yıllık 6,9 milyar dolardan 7,5 milyar dolara artışı onaylamıştı.
Buna karşılık AB, ABD’ye karşı milyarlarca dolar misilleme tarifesi uygulamak istiyor. Airbus, rakibi Boeing için yasadışı ABD sübvansiyonları bulan başka bir DTÖ kararına atıfta bulunuyor. Cezai uygulamanın sonbaharda açıklanabileceği söyleniyor.
ABD, geçtiğimiz Ekim ayında Avrupa’dan çok sayıda ürüne zaten yüzde 25 oranında cezai tarifeler çıkarmıştı. Örneğin, Almanya ve Fransa’dan şarap, İtalya’dan parmesan ve İspanya’dan zeytinyağı ithalatları bundan etkilenmektedir. Uçak ithalatında ise yüzde 15’lik özel bir vergi uygulaması var.
AB, Washington’a bir çözüm bulma çabalarını sürdürmesi için müzakere çağrısında bulundu. Bundan sonuç alınmazsa, AB’de ABD ürünlerine yeni cezai tarifeler getirmeyi planlıyor. Dolaysıyla AB, sonbaharda milyarlarca avro tutarında vergi koymanın onaylanmasını bekliyor.
AB Komisyon sözcüsü, “Mevcut ekonomik yavaşlama ve özellikle hava trafiği ve havacılık sektörü üzerindeki etkileri, anlaşmazlığı çözmeyi özellikle acil hale getiriyor” yorumunu yaptı. AB Ticaret Komiseri Phil Hogan, çabalarını bir kez daha yoğunlaştıracağını açıkladı.
Kısa bir süre önce Lighthizer benzer bir açıklama yapmış ve “yeni bir sürecin başlangıcından’’ söz etmişti. Aynı zamanda AB ülkeleri ve Airbus tarafından bugüne kadar verilen tavizlerin yetersiz olduğunu da ortaya koydu.
Kısa süre önce, uzun menzilli A350 uçağı için geri ödenebilir ilk yatırım sözleşmelerinde değişiklik yapılacağını duyurmuşlardı ve artık tüm DTÖ kurallarına uyulacağı görüşündeydiler.
Buna göre Airbus, ABD’nin kararından pişman oldu. Uçak üreticisi, “Airbus, Avrupa'nın kendi çıkarlarını ve bu tarifelerden etkilenen Airbus da dahil olmak üzere tüm Avrupa şirketlerinin ve endüstrilerinin çıkarlarını savunmak için uygun şekilde tepki vereceğine inanıyor’’ dedi.
Kaynaklar: Tagesschau.de, Nau.ch