Dünyanın geleceğini yakından ilgilendiren su sorunu, artık çok daha hayati bir önem taşıyor. Suyun kullanımı sanayi, tarım ve şehir olmak üzere üç temel alanda yoğunlaşıyor. Dünyada bir yılda kullanılan tatlı suların yüzde 70’i tarımsal, yüzde 20’si endüstriyel ve yüzde 10’u da evlerde kullanılmaktadır. Sınırlı olan temiz ve kullanılabilir su kaynaklarının bir kısmı tüketilmekte, bir kısmı da kirletilmektedir. Dolayısıyla su, “su savaşları”na konu olacak önemde temel bir sorun haline gelmektedir. Birleşmiş Milletler, 2080 yılına kadar yaklaşık üç milyar insanın susuzluktan etkilenebileceğini tahmin ediyor. Temiz suya erişim imkanlarında da büyük eşitsizlikler yaşanıyor.
Yaşamın vazgeçilmezlerinden biri olan su, son yıllarda dünya kamuoyunun ve Birleşmiş Milletler de dahil olmak üzere birçok uluslararası kurum ve kuruluşun temel gündemlerinden biri haline geldi. Unesco’nun BM adına hazırladığı ve Dünya Su Günü öncesinde sunduğu Dünya Su Raporu 2022 de bunlardan biridir. BM, yeraltı sularının korunması için daha yüksek yatırımlar ve daha iyi düzenlemeler çağrısında bulunuyor. Rapora göre, dünya çapında özel haneler tarafından kullanılan suyun yarısından fazlası yeraltı kaynaklarından geliyor. Tarımda ise sulamanın yaklaşık dörtte biri yeraltı suyuna bağlıdır. Muazzam önemine rağmen, UNESCO, yeraltı suyunun pek çok yerde yeterince anlaşılmadığını ve kötü yönetildiğini söylemektedir. Bunun da dünyanın bazı bölgelerinde aşırı kullanım ve kirlilik, Afrika gibi bölgelerde ise çok az kullanım gibi çok farklı sonuçları olduğu belirtilmektedir.
BM adına hazırlanan çalışma, hükümetler tarafından yeraltı suyunu korumak için daha fazla yatırım ve daha iyi düzenleme çağrısında bulunuyor. Dünya Su Raporu, yeraltı suları ile ilgili bilgi ve düzenlemelerde yıkıcı boşluklar olduğuna işaret ediyor. Dünyanın birçok bölgesinde, yeraltı suyunun, sonuçları dikkate alınmadan aşırı derecede yeryüzüne pompalandığı belirtiliyor. Bazen stoklar yenilenmiyor, bazen de bunun sonucunda zeminin battığına dikkat çekiliyor. Diğer alanlarda ise daha fazla yeraltı suyunun kullanılabilirliğinin ve böylece gıda güvenliğinin arttırılabileceğinin altı çiziliyor.
Dünya Su Raporuna göre, durum kıtadan kıtaya büyük farklılıklar gösteriyor. Asya, yeraltı suyunun en yoğun kullanıldığı kıtadır. Esas olarak tarım yoluyla çıkarılan miktar, diğer tüm kıtaların toplamından iki kat daha fazladır. Rapor, Çin ve Güney Asya’nın bazı bölgelerindeki büyük stokların çok çabuk tükendiğini, yeraltı sularının bazen de çok kirlendiğini bildiriyor. Avrupa, küresel miktarın yüzde altısı ile önemli ölçüde daha az yeraltı suyu çıkarıyor ve bunu öncelikle içme suyu üretimi için kullanıyor. Avrupa’da aşırı kullanımın nadir olduğunu belirten rapor, küresel miktarın yüzde altısı ile daha az yeraltı suyu çıkarıldığını ve bunun öncelikle içme suyu üretimi için kullanıldığını ifade ediyor.
Sahra’nın güneyindeki birçok ülkede devasa yeraltı suyu rezervleri pek kullanılmıyor. Ekilebilir arazinin yalnızca yüzde üçü uygun sulama sistemleriyle donatılmıştır ve bunların yalnızca yüzde beşi yeraltı suyu kullanmaktadır. Rapora göre, yeraltı suyunun geliştirilmesi, sulanan alanları artırarak ve böylece tarımsal verimi ve ürün çeşitliliğini artırarak, özellikle Afrika’da ekonomik kalkınma için bir katalizör olabilir. Dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi Afrika’da da yeraltı sularının kalitesinin genel olarak iyi olduğunu belirten rapor, bunu kırsal alanlara su sağlamanın güvenli, ucuz ve güvenilir bir yolu olarak sunuyor.
Rapora göre, yeraltı suyunun düşük kullanımı temel olarak altyapı ve vasıflı işçi eksikliğinden kaynaklanıyor. Dünya Su Raporu, yeraltı suyuna ilişkin daha fazla ve daha iyi veri toplarken ve daha sıkı çevresel düzenlemeleri yürürlüğe koyarken ve uygularken, yeraltı suyu yönetimine daha fazla yatırım yapılması çağrısında bulunuyor. Yatırımın, kalkınma ve işbirliği yoluyla da güçlendirilmesini öneriyor. Rapor, “güçlü kurumlar, daha iyi düzenlemeler ve yeterli finansman yoluyla yeraltı suyunun aşırı kullanım ve kirlilikten korunmasını sağlamak ve sorumluluk almak hükümetlerin görevidir” diyor.
Yeraltı suyunun gelecekte daha da önemli hale gelmesi muhtemeldir. Rapor, iklim değişikliği nedeniyle giderek daha az yüzey suyunun mevcut olduğu konusunda uyarıyor. Aynı zamanda nüfus ve ekonomik büyümenin yanı sıra değişen tüketim alışkanlıkları nedeniyle de su tüketiminin önümüzdeki 30 yılda yüzde bir civarında artacağını belirten UNESCO, su krizlerinin ancak yeraltı suları ile aşılabileceğinin altını çiziyor. Dünya Su Raporuna göre, yeraltı suyu sisteminin daha iyi kullanılması iklim uyumuna katkıda bulunabilir. Örneğin, ‘akifer’lerde mevsimsel yüzey suyu fazlasını depolamak mümkündür. Yeraltı suyu sisteminin daha iyi kullanılması, iklim değişikliğine uyum sağlanmasına da katkıda bulunabilir.