Salgın bitirilemediği için COVID-19 gündemi de bitmek bilmezken, bu hafta birkaç saatliğine de olsa nefes aldıran çok ilginç bir bilimsel gelişme yaşandı: Venüs’ün atmosferinde, sadece geçmişte değil, şu anda da yaşam bulunuyor olabileceğine işaret eden bir kimyasal molekül bulundu: Fosfin.
Fosfin, normalde Dünya’nın oksijensiz bölgelerinde çürüyen organik malzemeyle beslenen mikroorganizmaların atık olarak ürettiği, çok dengeli olmayan ve kolayca parçalanabilen bir molekül.
Biz oksijenli solunum yapan canlılar için müthiş güçlü bir zehir; ama oksijensiz solunum yapan mikroorganizmalar için sorun teşkil etmiyor. Ayrıca bu bulunanın gerçekten fosfin olduğu, 2 ayrı teleskop ile yapılan gözlemle onaylandı; yani bulgunun fosfine ait olduğu konusunda makul düzeyde bir şüphe bulunmuyor.
Bu molekülü Güneş Sistemi’nde Dünya haricinde ilk defa keşfetmiyoruz, örneğin Jüpiter ve Satürn gibi gaz devlerinde de bulmayı başardık. Ancak Venüs’teki keşfi şaşırtıcı kılan şu: Yapılan ölçümler, atmosferdeki fosfin miktarının milyarda 20 molekül düzeyinde olduğuna işaret ediyor. Fakat kayalık bir gezegenin jeokimyası ve atmosferik kimyası (jeolojisi ve atmosferiyle alakalı kimyasal süreçleri) çerçevesinde bu düzeyde fosfin üretebilecek hiçbir yöntem bilmiyoruz. Hatta cansızlıkla ilgili olmayan (“abiyotik”) süreçlerin hepsini üst üste koyduğumuzda bile bu düzeyde fosfin üretilemeyeceğini görüyoruz. Satürn ve Jüpiter gibi gaz devlerinin kimyası ise, üzerlerinde bulunan fosfin miktarını açıklamaya yetiyor.
Ya bilgi eksiğimiz var ya da atmosferde yaşam var
Bu durumda elimizde iki olasılık var: Ya kayalık gezegenlerin kimyasına dair, özellikle de abiyotik fosfin kaynaklarına dair çok ciddi bir eksiğimiz var (ki kayalık gezegen kimyası üzerinde artık yüzlerce yıldır çalışıldığı söylenebilir) ya da Venüs’ün atmosferinde yaşam var!
Şunu net olarak söylemekte fayda var: Henüz Venüs’te yaşam bulunmuş değil; sadece yaşama ait olduğu düşünülen potansiyel bir iz bulundu (ki buna “biyoimza” diyoruz). Venüs’te yaşam olduğu düşüncesini güçlendiren birkaç yan bulgu bulunuyor: İlk olarak, dediğim gibi fosfin çok kolay parçalanan bir molekül; dolayısıyla bir zamanlar üretilip de atmosferde birikmiş olamaz. Sürekli üretiliyor olmalı ve bunu sağlayabilecek süreçlerin sayısı kısıtlı (biri canlılık olmakla beraber).
Yüzeyi ölümcül görünse de Atmosferi o denli değil
İkincisi, Venüs’ün yüzeyi mitolojik cehennem tasvirlerine benziyor olsa da (sizi anında yakacak olan 500 derece sıcaklık, kısa sürede herhangi bir şeyi eritebilecek olan sülfürik asit, birçok şeyi kısa sürede eziverebilecek olan, Dünya’dakinin 90 katı, yani 90 atmosferlik basınç, nefes almayı imkânsız kılacak düzeyde karbondioksit ve daha nicesi), atmosferi tam olarak bu kadar ölümcül sayılmaz. Venüs’te yüzeyden uzay boşluğuna bir yolculuk yapacak olsaydınız, şartlar giderek Dünya’dakine benzerdi (-13 ila 6 derece arasındaki sıcaklıklar, Dünya’dakine eşit ve 1 atmosfer basınç, daha düşük sülfürik asit oranları, vb.); özellikle de yerden 40-60 kilometre yükseklikte… İşte fosfinin tam da burada bulunduğu düşünülüyor! Dünya’da, bu şartlarda yaşamın rahatlıkla var olabildiğini biliyoruz. Yellowstone Ulusal Parkı’ndaki karbondioksit yüklü bacalarda, benzer şartlar altında yaşam kaynıyor!
Dahası Venüs’ün atmosferinde çok az bile olsa su buharı bulunduğu da biliyoruz. Tüm bunlar, Venüs atmosferindeki yaşam ihtimalini arttıran yan bulgular.
Tüm bu olumlu bulgulara ek olarak, Venüs’ün bundan 1 milyar yıl ve öncesinde, yaşam için böylesine berbat bir durumda olmadığını da biliyoruz. Yüzeyde, yaşam için çok daha uygun şartlar vardı; ancak sonradan, yüzeyden gelen sera gazlarının etkisiyle, iklim değişimi yaşandı ve gezegen, yaşanamaz hale geldi (tıpkı Dünya’da şu anda olduğu gibi). Eğer bu daha “uygun” dönemlerde Venüs üzerinde yaşam evrimleştiyse, sonradan şartlar kötüleşmeye başladığında yaşam, bu atmosfer tabakalarına göç etmiş ve buralara adapte olmuş olabilir. O gün bugündür bu katmanlarda yaşam devam ediyor olabilir! Hatta bilim insanları, Dünya’daki mikroorganizmaların üreme hücresi ile yetişkinlik döngülerinin bir benzerinin Venüs’teki atmosfer katmanlarında doğal bir şekilde süregelebileceğini düşünüyorlar.
Görebileceğiniz gibi tüm bunlar henüz spekülasyon evresinde; ancak “Dünya dışı yaşam” gibi, potansiyel olarak insanlık tarihinin açık ara farkla en büyük keşfi olacak bir konuyla ilgili olarak şu anda her şey bir spekülasyon düzeyinde olmak zorunda gibi gözüküyor. Önemli olan şu: O spekülasyonlardan bir veya birkaç tanesi, bilimsel verilerle desteklenebilir mi? Bu son bulgu, Venüs atmosferinde yaşam olasılığını bir anda dikkate değer bir miktarda arttırdı; öyle ki, NASA başkanı bile “Venüs’e öncelik verme vakti geldi.” sözcüklerini içeren bir tweet atarak, yıllardır süregelen Mars önceliğinin kısmen de olsa değişebileceğine işaret etti. An itibariyle Avrupa Uzay Ajansı ve Rus Uzay Ajansı da Venüs’e sonda gönderme planları yapıyor. Bu sondalardan, Venüs atmosferinde yaşam olduğuna dair daha fazla sayıda pozitif veri gelecek olursa, insanlığın Evren’e bakış açısını kökünden değiştirecek olan, çok güçlü bir keşif yapılabilir.
Geçmişte bu konuda yazmış hak ettiği değeri görmeyen 2 isim
Tabii ki bazı isimler var ki, belki hak ettikleri değeri görmüyor olsalar da, geçmişten günümüze ışık tutmaya devam ediyorlar, burada kısaca onlardan birini anmakta fayda var: 1967 senesinde, NASA’nın Ay yüzeyine insan indirmesinden 2 yıl önce, Nature dergisinde “Venüs bulutlarında yaşam mı?” başlıklı bir makale yayınlandı. Bu makalede, yaygın olarak sanılanın aksine, Venüs’ün yaşam bulmak için kötü bir aday olmadığı, tam tersine Dünya’ya Mars’tan çok daha benzer olan bu gezegenin en azından atmosferinde mikroskobik yaşam olabileceği, hatta fotosentez için gerekli şartların bile bulunuyor olabileceği yönünde bir spekülasyonda bulunulmuştu. Venüs’e dair o zamana kadar elde edilen bulguları dikkatlice derleyen yazarlar, sonuç olarak Venüs atmosferinde yaşam olmasının çok da düşünülemeyecek bir olasılık olmadığını, tam tersine pek tabii mümkün olduğunu yazmışlardı.
Yazarlar, bu spekülasyonlarını, NASA’nın Dünya atmosferinde de yüzlerce mikroorganizmanın yaşadığını keşfetmesinden ve Venüs yüzeyinde en azından 2 milyar yıllık bir süre boyunca okyanuslar bulunduğunun ve şimdi, potansiyel bir yaşam izinin keşfedilmesinden yarım asır önce ileri sürmüşlerdi!
Bu makalenin 2 yazarı vardı: Harold Morowitz ve Carl Sagan.
Ola ki Dünya dışındaki ilk yaşamı, (belki de tamamen hatalı bir şekilde) hiç de beklemediğimiz bir yer olan Venüs’te bulmayı başarırsak, hem bilimsel tüm olasılıklara açık olmanın önemini görmüş olacağız, hem de diğer birçok nedenin ötesinde, Carl Sagan’ın ne kadar büyük bir astronom olduğunu anlamış olacağız. Bakalım gelecek, Venüs’te (ve genel olarak Dünya dışında) yaşam ile ilgili olarak bize neler getirecek.
BirGün / 20.09.20