Kış kapıda, Türkiye’nin enerji tedariki ne durumda? - Mühdan Sağlam

Enerji fiyatlarındaki artışlar sadece ekonomik olarak değil, enerji müzakerelerinde de Türkiye’yi zor günlerin beklediğini gösteriyor.

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 03 Kasım 2021
  • 14:27

Türkiye kasım ayına doğal gaz zammıyla başladı. 1 Kasım itibarıyla sanayiye verilen doğal gaza yüzde 48,4, elektrik santrallerinde kullanılan gaza da yüzde 46,8 zam geldi. Konutlar bu artışın dışında tutulsa da zam furyası tüketicileri gerçekten es geçecek mi?

Benzer bir durum petrolün 98 paya sahip olduğu akaryakıt sektörü için de geçerli. Son güncellemeyle beraber sadece ekim ayında benzine dört defa zam geldi. Türkiye enerji piyasasında ne oluyor?

Türkiye’de akaryakıt fiyatlarının özellikle ekim ayında yönünü yukarıya çevirmesinin nedeni petrolde dışa bağımlılık. Türkiye tükettiği petrolün yüzde 93’ten fazlasını ithal ediyor. Bir başka anlatımla benzin başta olmak üzere akaryakıt fiyatlarının dolar kuruna göre yeniden düzenlenmesi gerekiyor. 

Zamların art arda gelmesinin bir nedeni Türk Lirası’nın artan bir hızla değer yitirmesi. Merkez Bankası verilerine göre lira dolara karşı sadece ekim ayında yüzde 7’ye yakın değer kaybetti. Ancak enerjide baş ağrısına neden olan bir dış faktör de var: Küresel piyasada petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki tırmanma.

Küresel petrol ve doğal gaz piyasasında enerji geçiş süreci ve pandemi sonrası canlanmayla talepte geçtiğimiz yıla göre ciddi artış var ancak arz cephesi için aynı şeyi iddia etmek zor. Öncelikle doğal gazda başlayan darboğaz, talebin beklenenin yarısı kadar olması, petrole yönelmeye neden oldu. Buysa hâlihazırdaki tüketime yeni talebin eklenmesi anlamına geliyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın Ekim 2021 Petrol Piyasası Raporu’na göre petrole dönük talep küresel düzeyde günde 500 bin varil artış gösterdi. Ancak üretimde benzer bir artış yaşanmıyor. 

OPEC+ ülkeleri 4 Ekim’deki toplantıda üretimi yalnızca 400 bin varil artıracaklarını duyurdular. Gelen baskılara karşı Suudi Arabistan Enerji Bakanı 23 Ekim’de Bloomberg’e verdiği mülakatta pandeminin etkileri hafiflemiş olsa da krizin henüz sona ermediğini, bu koşullar altında üretimi hızla artırmanın riskli olacağını savundu. Ayrıca üretim artışının Avrupa ve Asya’daki gaz fiyatlarını ya da ABD’deki benzin fiyatlarını pek etkilemeyeceğini belirterek OPEC+’ın üretim stratejisine kasımda da bağlı kalacağı sinyalini verdi. 

Arz ve talep ayağında yaşanan sıkışma sonucunda petrol fiyatları 24 Ekim’de Brent petrolde 86.7 dolara, West Texas Intermediate (WTI) petrolde 85.4 dolara kadar çıktı. Her iki tür petrolün değerindeki artış eylülden bu yana yaklaşık yüzde 20’yi buldu. Üstelik piyasadan gelen veriler ve Goldman Sachs gibi yatırım bankaları fiyatların yıl sonunda 90 doların üzerine çıkacağını söylüyor. 

Türkiye petrolde olduğu gibi doğal gazda da dışa bağımlı. Bu oran yüzde 98 düzeyinde. Dış ticaret verilerine göre Türkiye 2019’da enerji ithalatına 41 milyar dolar ödedi. Bunun içinde doğal gazın payı 12 miyar dolardı. Yani enerji ithalatı 210 milyar dolarlık toplam ithalatta yüzde 20’ye yakın paya sahipti. 2021’in ilk dokuz ayında toplam ithalat 193 milyar dolar, enerji faturası 21.5 milyar dolar oldu. Doğal gaza ise ilk dokuz ayda 6.3 milyar dolar ödendi. 

Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği’nin 2020 raporuna göre alınan doğal gazın yüzde 32.3’ü konutlarda, yüzde 28.6’sı doğal gaz santrallerinde ve yüzde 26.7’si sanayide kullanıldı. Enerji Bakanlığı’nın kurulu güç verileri incelendiğinde eylül ayında elektrik üretiminde doğal gazın payının yüzde 25.6 olduğu görülüyor. Yani ısınma, elektrik üretimi ve sanayide doğal gaz hayati bir konumda. 

Sert geçen bir kış konutlardaki gaz ve elektrik ihtiyacını artıracak, bu da hâliyle doğal gaz tüketimini. Bu nedenle Türkiye talep artışı uyarınca doğal gaz tedarikini garanti altına almaya çalışıyor. Türkiye’nin gaz tüketiminin bu yıl 60 milyar metreküpe çıkabileceği öngörülüyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun 2020 Yılı Doğalgaz Raporu’na göre Türkiye geçtiğimiz yıl toplam 48.2 milyar metreküp gaz tüketti. Bu da Türkiye’nin geçen yıla göre ekstra 12 milyar metreküp gaz tedarik etmesi gerektiği anlamına geliyor.

Türkiye’nin boru hatlarıyla gaz tedarik ettiği üç ülke var: Rusya, Azerbaycan ve İran. Gazprom ekim sonunda yaptığı açıklamada Türkiye’ye bu yıl ortalama 25 milyar metreküp gaz sağlayacağını duyurdu. Ortalama gaz fiyatınınsa 1000 metreküp için 270 dolar olacağı tahmin ediliyor. Aynı zamanda Gazprom ile Batı Hattı’yla ilgili anlaşma bu yıl sonunda sona erecek. Anlaşmanın uzatılması yönünde müzakerelerin başladığı biliniyor ancak henüz taraflardan konuya ilişkin açıklama gelmedi. Tahmin edilen Gazprom’un küresel doğal gaz krizini gözeterek öncekinden daha yüksek bir fiyat isteyebileceği yönünde. 

Azerbaycan Türkiye’ye iki kanaldan gaz sağlıyor. Bakü-Tiflis-Erzurum Hattı (BTE) ve Trans-Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP). İki ülke Eylül 2021’de 20 yıllık süre için hattın anlaşmasını yeniledi. Böylece Azerbaycan’dan BTE üstünden Türkiye’ye 20 yıl süreyle en az 6 milyar metreküp gaz gelecek. Bunun yanı sıra aynı hat için Ankara ve Bakü ek gaz için anlaşmaya vardı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez 15 Ekim’de Bakü-Tiflis-Erzurum Hattı üstünden 2022-2024 arasında 11 milyar metreküplük ek gaz için anlaşması yapıldığını duyurdu. Bu anlaşmayla beraber 2022’de Türkiye’ye BTE üstünden en az 9 milyar metreküp gaz gelecek. Azerbaycan’dan gelip Türkiye’den geçerek Avrupa’ya uzanan TANAP’tan da Türkiye 6.6 milyar metreküp gaz alıyor.

İran, Cezayir ve Nijerya’dan Türkiye’ye geçtiğimiz yıl 12.3 milyar metreküp gaz geldi, bu aynı kalacaktır. 

Ancak Gazprom’dan gelen 25 milyar metreküp, Azerbaycan ek gazı ve diğer uzun dönemli sözleşmeyle bağlı tedarikçilerin gaz akışının toplamı 48-50 milyar metreküpe ulaşıyor. Buysa Türkiye’nin muhtemelen Gazprom’dan ek gaz istemesine neden olacak. Ek talepte şirketin fiyat politikasını kestirmek güçleşecek. Batı Hattı anlaşması uygun bir fiyatlama ile yenilenebilirse Türkiye ek gaz ihtiyacını buradan giderebilir.

Tüm bu veriler dikkate alındığında Türkiye’nin en kötü senaryo uyarınca 60 milyar metreküp gaz tedariki için yine spot piyasaya yönelmesi gerekiyor. Spot piyasa fiyatların küresel dengelere göre belirlendiği ve 2021’de dört kat fiyat artışının yaşandığı bir alan. Türkiye giderlerini azaltmak için özellikle bu yıl spot piyasasının payını geriletmeye çalışıyor. Ancak boru hatlarıyla alımda sınırlar olduğu için yine de spot piyasadan gaz alımı payı düşmekle beraber sürecek.

Özetle, petrol ve doğal gaz fiyatlarının küresel oynaklığına liradaki erime eklendiğinde makul fiyata alınan petrol ve gazın aynı kalması zor görünüyor. Üstelik enerji fiyatlarındaki bu artış enflasyon artışını beraberinde getirecek. Buysa sadece ekonomik olarak değil, enerji müzakerelerinde de Türkiye’yi zor günlerin beklediğini gösteriyor.

Al-Monitor / 02.11.21