Birleşik Krallık’tan Filistin’e enternasyonal dayanışma

Birleşik Krallık’ta Filistin’le dayanışmak için yeni bir hareket başlatan öğrenciler, “Üniversitelerimiz, ırkçı İsrail yönetimiyle bağlarını korurken sessiz kalmanın mümkün olmadığını düşünüyoruz” dedi.

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 13 Ağustos 2020
  • 14:20

Birleşik Krallık’ta yaşayan üniversite öğrencileri, İsrail’in işgalci yerleşim politikalarına karşı Filistin halkıyla dayanışmak için yeni bir hareket başlattı. Birleşik Krallık’ın önde gelen üniversitelerinin Filistin yerleşim bölgesini işgal ederek kurulan Kudüs İbrani Üniversitesi ile bağlantılarını koparmasını talep eden üniversiteliler, bu hareketin yaşamsal ihtiyaçlardan kaynaklı ortaya çıktığını söylüyor.

Öğrencilerin mücadelesi SOAS ve West London Üniversitelerinin anlaşmalarını iptal ettirerek ilk kazanımlarını elde etti. Apartheid Off Campus (AOC) hareketinin üyelerinden Joseph GD ve Hannah Szeto ile bu mücadelenin nereden çıktığını, neleri hedeflediklerini ve mücadelelerini konuştuk.

► Birleşik Krallık’tan Filistin’e uzanan bir mücadele örgütlüyorsunuz. Kıtalar arası bu mücadele fikri nereden çıktı?

Hannah Szeto: AOC’nin ilk aşaması, sürekliliği olan ve iletişim halinde kalmayı başarabilen bir yapı kurmaktı. Kendimizi hiyerarşik olmayan öğrenci liderliğindeki bir hareket olarak kurduktan sonra, ağımızı büyütmek ve benzer düşünen öğrenci aktivistlerinden oluşan bir topluluk oluşturmak için bizi sosyal medya sayfalarımızda takip eden tüm öğrencilere kişisel olarak ulaşmaya başladık. Şu anda 300’den fazla üyemiz var ve 40’tan fazla Birleşik Krallık Üniversitesi’nde faaliyet gösteriyoruz. AOC, Filistin’de adaletin yerine gelmesi için savaşan öğrenci aktivistlerin örgütlenmek ve daha etkili bir şekilde harekete geçmek için birleşme ihtiyaçlarına yönelik yaşamsal bir ihtiyaçtan doğdu. Bu hareketi Birleşik Krallık’ta Filistinlilerin özgürlüğü için savaşan mevcut öğrenci aktivistlerin ağlarını birleştirerek resmileştirdik. Hedeflerimiz ve taleplerimiz, Filistinlilerin ırkçı İsrail rejimini boykot, tasfiye ve yaptırım çağrılarına dayanıyor. Güney Afrika’daki ırkçılık karşıtı hareket olarak ortaya çıkan ve bugün özgürlük, eşitlik için savaşmaya devam eden Filistin liderliğindeki öğrenci örgütleri bu deneyimden büyük bir ilham alıyor.

İngiltere merkezli, tabandan gelen bir öğrenci hareketi olarak üniversitelerimizdeki ikiyüzlülüğün farkındayız. Kendilerini “yüksek etik” standartlarına sahip bilgi merkezleri olarak pazarlayan, ancak ırk ayrımcılığı yapan İsrail ekonomisi ve yatırımları ile bağlantılarını koruyan kurumların bu tavrını kabul etmemiz mümkün değil. Üniversitelerimizin, iddia ettikleri etik değerlere uygun davranmamasının hayal kırıklığı ve kızgınlığı içerisindeyiz. Üniversitelerimiz, ırkçı İsrail yönetimiyle bağlarını korurken sessiz kalmanın mümkün olmadığını düşünerek, ırkçılığın ve sömürgeciliğin olmadığı bir dünyayı kurana kadar mücadeleden vazgeçmemenin sözünü veriyoruz.

13-08-birlesik-krallik-tan-filistin-e-3.jpg

► Salgın ülkeniz de dahil olmak üzere, birçok ülkede kısmi ve yaygın kısıtlamalara gidilmesine neden oldu. Sosyal mesafenin hayati bir önem taşıdığı dönemde bu mücadeleyi nasıl örgütlediniz?

Joseph GD: 14 Mayıs günü online olarak ilk resmi duyurumuzu gerçekleştirdik. Koronavirüs kısıtlamalarının uygulandığı bir dönemde birçok insan dijital araçları kullanmaya yöneldi. Birçoğumuz İngiltere’de yaşayan öğrenci aktivistler olduğumuz için bu hareketin duyurusunu da internet üzerinden gerçekleştirdik. Sonuç olarak, internet sitemizin ve sosyal medya sayfalarımızın açılışı, çevrimiçi protestomuzla aynı zamana denk geldi. İnsanları üniversitelerimizin sömürgeden bağımsız olmasını talep eden ve Filistin’in kurtuluş hareketine destek veren pankartlarla birlikte fotoğraf çektirerek kendilerini bir şekilde ifade etmeye çağırdık. 27 Mayıs’ta rapçi ve siyasi aktivist Lowkey, aktivist ve eski Ulusal Öğrenciler Birliği Başkanı Malia Bouattia, öğrenci aktivisti Adam Saeed ve insan hakları aktivisti Huda Ammori’nin de katıldığı tanıtımda, canlı internet toplantımızı gerçekleştirdik. Yaptığımız ilk iş, binden fazla kişinin izlediği bir etkinliğe dönüştü ve bu durum bizi gerçekten şaşkına çevirdi.

► Aranızda kilometrelerce mesafe olmasına rağmen böyle bir mücadeleye başladınız. Sizi motive eden şey nedir?

Hannah Szeto: Sonuç olarak, öğrencilerin bu mücadelesini Filistinlilerin özgürlüğü ve yerine getirilmesi gereken adalet mücadelesidir. Tüm dünyada ezilen toplulukları dışlamak ve uzaklaştırmak için sürekli ve bilinçli olarak artan çabalar gösteren Birleşik Krallık’taki siyasi bir ortamda, AOC tüm dünyadaki insanlar için sömürgesiz, eşit ve özgür bir toplum hayali ile çalışan bir umut hareketi olarak ortaya çıktı. AOC aynı zamanda öğrencilerin tüm baskıcı tutumlara karşı birlik halinde durmalarını sağlayan, ırkçılık karşıtı bir hareket olarak tüm dünyada barış ve adalet için savaşan kardeşlerimiz ile yan yana duruyor ve dayanışma içinde hareket ediyor. Fikirleri güçlendirmek ve diğer aktivistlerle dayanışma içinde olmak için uluslararası platformumuzu kullanmaya devam ederek, üniversitelerimizin kendilerine yakışır bir şekilde sömürge faaliyetlerine destek vermemeleri için çalışıyoruz.

► Hedefleriniz nelerdir? Mücadeleniz kimleri kapsıyor?

Joseph GD: Ana hedefimiz, İsrail’in yasadışı yerleşim ekonomisini ve silah ticaretini tedarik eden veya finanse eden şirketlerden geri çekilerek, diğer suç ortağı kurumlar ve şirketlerle bağları kopararak, üniversitelerimizin ırkçı İsrail ile suç ortaklığını sona erdirmektir. Bizler Filistin’in özgürlüğü için mücadele eden aktivist öğrenciler olarak, ancak kendi üniversitelerimizin de hesap vermesini sağlayarak başarıya ulaşabiliriz. Biz, Black Lives Matter hareketi, LGBTİ+ mücadelesi ve Filistin mücadelesinin arasında somut bağlantılar olduğunu düşünüyoruz. Biz “marjinalleştirilmiş” tüm insanlar için kurtuluşumuzun birlikte gerçekleşeceğini düşünüyoruz ve bağlantılarımızı güçlendiriyoruz.

/images/ekli-fotolar/2020/08-agustos/13-08-birlesik-krallik-tan-filistin-e-3.jpg

***

Heyecan içerisindeyiz

► Büyük bir salgın sürecinde bunu nasıl gerçekleştirdiniz. Neler yaptınız ve bundan sonraki süreçte neler yapmayı düşünüyorsunuz?

Hannah Szeto: Koronavirüs kilitlemesinin kısıtlamalarına rağmen, üniversitelerimizde imzalar topladık, Manchester’da başarılı kampanyalar organize ettik. Boykot ve imza kampanyalarının yanı sıra Filistin’den haberlere yer verdiğimiz podcast yayınları yapıyoruz. Tüm ezilen halkların mücadelesinin kesiştiğini düşünüyoruz ve farklı ülkelerden insanlarla iletişim halinde kalıyoruz. Tüm bu salgın koşullarına rağmen mücadelemizi ülkenin her yanındaki üniversitelere duyurmayı başardık ve okullar açıldığında daha fazla insanla temas etmenin heyecanı içerisindeyiz.

Özde Çelikbilek - BirGün / 13.08.20