“Adamın dünürü FETÖ’cü, ByLock kullanıcısı ve halen kaçak. Damadında ByLock çıkmış ki o damadını hâlâ evinde besliyor, belediyede çalıştırıyor. Kendisi sahte dernekler üzerinden dünürü olacak kişiye dünyanın parasını aktarmış.
Onlarca masum insanı FETÖ’cü diye işten atarkan, onlarca FETÖ’cüyü belediyesinde barındırıyor. Savcılıkta hakkında yürütülen suç dosyası var.
Ama birileri bunun da ısrarla bir dönem daha aday gösterilmesi için çabalıyor.”
Bu satırları ve bu iddiaları AKP yandaşı olmayan bir gazeteci yazsaydı, muhtemelen hakkında ya bir soruşturma başlatılır ya da apar topar gözaltına alınırdı. AKP’liler koro halinde “AK Parti’de FETÖ’cü yoktur. Teşkilatları temizledik” nakaratını tekrarlardı.
Hani bunu defalarca söylediler ama bu ‘FETÖ’cüler kimdi, nasıl temizlendi, haklarında soruşturma açıldı mı’ sorularına yanıt vermediler.
Gelin görün ki bugün bu satırları yazan bir yandaş olunca; tıssss…
Oysa iddia ciddi.
Elbette, yandaşın derdi bu iddiayı gündeme getirmek filan değil. AKP’nin ‘FETÖ’ ile bağlantısını ortaya dökmek de değil. Tam tersine diyor ki; içinizdeki FETÖ’cüleri aday filan göstermeyin yoksa bu partiye zarar verir…
Bununla da yetinmiyor yandaş. Devam ediyor AKP içindeki üç kağıtları yazmaya:
“İlçesinde başarılı olan ve başarısı anketlere de yansıyan bir belediye başkanı düşünün. Bu belediye başkanı, bölgenin milletvekilinin isteklerine boyun eğmiyor diye bir anda hedef tahtasına konuluyor.
Önce ilçede sipariş üzerine bir anket yapılıyor.
Normal anketlerde memnuniyet oranı yüzde 60’larda olan belediye başkanının oy oranı, yapılan bu sipariş ankette yüzde 28 olarak gösteriliyor. Ve bu anket genel merkeze götürülerek ‘Bizim başkan başarılı değil, alınmazsa ilçeyi kaybedeceğiz’ deniliyor.”
Aynı anket sahtekârlığı olayının bir başka ilçede de yaşandığını söylüyor yandaş. Ve devam ediyor:
“Birileri bu belediye başkanını istemiyor. Onun yerine, istifa eden ilçe başkanını aday göstermek istiyor. Ama ilçe başkanının dosyasına bakıyorsunuz. ‘Bu adam nasıl ilçe başkanı yapılmış’ diye hayret ediyorsunuz.
Adam devletin resmi kayıtlarına göre bir ByLock kullanıcısı. Zamanında birileri, ‘Bylock yüklemiş ama kullanmamış, ‘Mor Beyin’ kurbanı’ diyerek onu savunmuş ve ilçe başkanı olarak koltuğa oturmuş.
‘Mor Beyin’ kurbanı olduğuna inanırım. Ancak başarılı bir belediye başkanının yerine bu adamı niye getirmek isterler, işte bunu anlamıyorum.”
Bunları yazan Türkiye gazetesinden Süleyman Özışık. Merak ediyorsanız dünkü yazısını açın okuyun.
Gerçi ondan önce Abdurrahman Dilipak neler neler yazdı da bir şey olmadı diyebilirsiniz.
Ama öyle görünüyor ki bu seçimler AKP’de hem kendi içinde hem de MHP ile yaptığı ittifak nedeniyle hayli çalkantılı geçecek.
Önceki gün Düzce’de patlak veren olay da AKP-MHP ittifakında tabanının birbirinin gözünü nasıl gizli gizli oymaya çalıştığını ortaya koyuyor.
Hani şu Düzce İl Başkan Yardımcısı Gönül Yeşilyurt’un WhatsApp grubundan MHP Düzce Milletvekili Ümit Yılmaz hakkında sosyal medyada olumsuz yorum yapılmasını istediği skandaldan söz ediyorum. Yeşilyurt, WhatsApp grubuna yanlışlıkla MHP il başkanının telefonunu da ekleyince olay ortaya çıktı.
Bunun gibi onlarca olayın olduğu su götürmez gerçek.
Önceki hafta MHP’nin istediği Manisa’da AKP’lilerin tepkisini dile getirmiştim. Bu kez de AKP’nin eski bir yöneticisi olan Selçuk Özdağ, Manisa’da ittifak olmayacağını söyledi.
Yerel basında yer alan haberlere göre Özdağ, “AK Parti, Manisa’da beni aday yapacak. MHP ile yarışacağız. Manisa’da ittifak olmayacak” diyor.
Sanırım bu süreçte en sıcak haberleri yine yandaşlardan alacağız. Onlar kendilerince AKP’ye yalakalık yaptıklarını sanıyorlar ama bu arada birbirlerini de ihbar etmekten geri durmuyorlar. Haklılar, ne de olsa yandaş yazınca ‘uyarı’ oluyor, biz yazınca ‘suç’ oluyor.
Artı Gerçek / 04.12.18