Uluslararası bir araştırmaya göre, küresel ısınma Sanayi Dönemi’nden önceki seviyelerin 1,5°C üzerinde sınırlandırılsa bile, 100 yılda bir kez görülen aşırı deniz seviyesi olayları artık her yıl yaşanacak. Araştırma, sıcaklık yükseldikçe dünya genelinde tanık olacağımız fırtına kabarmaları, gelgitler ve yüksek dalgaların bir araya gelmesi sonucunda tetiklenen aşırı deniz seviyesi olaylarının görülme sıklığını modelliyor.
Savunmasız bölgeler büyük tehdit altında
Araştırmanın yazarları, Nature Climate Change adlı dergide yayınlanan makalelerinde, “Savunmasız bölgelerde, yüksek düzeye ulaşan aşırı deniz seviyeleri ciddi tehlikeler yaratabilir, doğal bariyerler ve mühendislik ürünü savunmalar aşıldığında ya da surlarda gedikler açıldığında hem insan yerleşimlerinde hem de kıyı ekosistemlerinde büyük zararlara neden olabilir” diye uyarıyor.
Küresel sıcaklıklar yükseldikçe, küresel ortalama deniz seviyeleri de artacak. Bu durum yalnızca kıyılarda yaşanan sel ve erozyonları artırmakla kalmayacak, aynı zamanda dalgaların ve fırtına kabarmalarının yol açtığı hasarı da artıracak.
Araştırmada, küresel ölçekteki kıyı taşkınlarının taşıdığı potansiyeli değerlendirmek amacıyla hesaplamalı bir modelleme kullanıldı. Bu modelleme (Sanayi Dönemi’nden önceki seviyelere göre 1.5°C ilâ 5°C arasındaki sıcaklık artışlarını dikkate alarak) pek çok farklı emisyon senaryolarını içeriyordu ve dünyadaki kıyı şeritlerinin büyük kısmında tek tip kapsama alanı içermek amacıyla çok sayıdaki kıyı bölgesindeki riskleri gözden geçirdi.
Yedi bin kıyı bölgesinin yarısı etkilenecek
Yazarlar, “2100 yılına dek, değerlendirmeye dahil edilen 7 bini aşkın yerin yaklaşık yüzde 50’sinin, 100 yılda bir gerçekleşen aşırı deniz seviyesi olaylarını 1.5°C ısınmanın altında kalsak bile yılda en az bir kez yaşayacağını öngörüyoruz” diyorlar.
Tropik bölgelerdeki kıyı şeritlerinin yanı sıra Akdeniz ve Arap Yarımadası’ndaki “kimi yerlerin, bu frekans değişikliğini en yüksek küresel ısınma seviyelerinde bile görmediği kuzey yarımküredeki yüksek enlemlerden daha kırılgan göründüğünü” dile getiriyorlar.
Diğer bölgelerde, eğer ısınma 1.5°C ile sınırlıysa 2070’lerde ya da 2080’lerde ve 4°C veya 5°C’ye kadar yükselirse 2060’ların başlarında olmak üzere, bu aşırı olaylar yüzyılın sonundan çok daha önce artış gösterebilir.
Yazarlar, “Ulaştığımız bulgular, Paris Anlaşması’ndaki hedeflere ulaşılsa dahi, potansiyel olarak kıyı taşkınlarına yol açabilecek aşırı olayların, dünyadaki sahil şeritlerinin pek çok yerinde eşi benzeri görülmemiş sıklıklarda gerçekleşeceğini vurgulamaları nedeniyle mühim politik ve pratik etkiler taşıyor” diyorlar.
Derhal önlem alınmalı
Yayımlanan araştırma, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin altıncı değerlendirme raporunun ayak izlerini takip ederek, en kötü senaryolardan, yani aşırı hava olayları, deniz seviyelerinin yükselmesi ve daha fazlasından kaçınmak için derhal sera gazı emisyonlarını sona erdirmemiz ve fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı hızla azaltmamız gerektiğini söylüyor.
Bununla birlikte, Ida Kasırgası ABD’nin doğu kıyılarını vururken, milyonlarca insanı elektriksiz bırakarak, evleri tahrip ederek ve en az bir kişinin hayatına mal olarak kendini gösteriyor ve ölü sayısının artması bekleniyor. Bilim insanları yaşanan iklim değişikliğinin kasırgaları daha sert, daha ağır ilerleyen ve yağışlı bir hale getirdiği konusunda uyarıda bulunuyorlar ve Ida tüm bu özellikleri bünyesinde barındırıyor.
Meksika Körfezi’nde normalden daha sıcak olan sularla beslenen Ida Kasırgası, vurduğu kıyı bölgelerinde büyük fırtına dalgalanmaları da yaratıyor.
Makalenin orijinali Cosmos Magazine'de yayımlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)
Lauren Fuge- Gazete Duvar / 01.10.21