Deprem felaketinden sonra kentler, binlerce enkaz karanlığa gömüldü. Arama kurtarma ekipleri günlerce gelmezken vatandaşlar da karanlık çöktükten sonra enkazda yakınlarını, ailelerini arayamadı. Hilti yoktu, olanlar da enerji kaynağı olmadığı için çalıştırılamadı. O zifiri karanlıkta on binlerce insan hayatını kaybetti. Hastanelerde hastaları hayata bağlayan cihazlar kapandı, yüzlerce hasta öldü. Ancak günlerce süren ölümcül karanlığın sorumluları yeterince tartışılmadı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Elektrik Üretim AŞ. (EÜAŞ), Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ. (TEDAŞ) sorgulanmadı.
Oysa sadece 3.5 yıl önce deprem, afet, sabotaj gibi hayati anlarda devreye girecek bir projeyi gururla tanıtıyorlardı. Norveç devleti kontrolündeki Equinor Şirketi’nden 7 adet Mobil Elektrik Santrali 50 milyon dolara satın alınmıştı. Ancak ihaleye çıkılmamıştı, iddiaya göre; Enerji Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Türkiye Elektromekanik Sanayi AŞ (TEMSAN) üzerinden satın alınmıştı. Proje, Berat Albayrak’ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı döneminde başlamıştı.
Aslında gaz tribünü olan bu dev üniteler, motorinle de çalıştırılabiliyordu. Treyler de denilen dorselerle TIR’lar tarafından çekilerek ihtiyaç olan yerlere taşınabiliyorlardı. Kamuoyuna açıklanan plan şuydu: Her biri 25 megawatt gücündeki 7 adet Mobil Elektrik Santrali, Türkiye’nin 7 bölgesindeki trafolarda konumlandırılacak. Trafo merkezlerinde doğalgaz olmadığı için motorinle çalıştırılacaklar. Mobil elektrik santrallerinin her birine 30 ton motorin bulunan tankerler eşlik edecek. Deprem ve diğer afet durumlarında ya da enerji talebi arttığında Mobil Elektrik Santralleri çalıştırılacak ve her biri 50 bin evin elektrik ihtiyacını karşılayacak.
Atıl halde kaldı
Ancak satın alınan mobil elektrik santralleri, ABD’li bir şirket 2007’de üretmiş ve Norveç’e satmıştı. Norveç’te bu santraller kısa süre sonra kullanım dışı bırakılmıştı. Türkiye’nin satın aldığı 2019 yılına kadar atıl halde bekletildi.
Mobil elektrik santralleri, kompresörler, gaz türbinleri, generatör ve yardımcı sistemlerin yerleştirildiği onlarca konteyner, gemilerle İstanbul’a getirildi. İstanbul Avcılar’daki Ambarlı Termik Santrali’nde yan yana dizildiler. Çevrelerine 30 ton motorin taşıyan tankerler sıralandı. Norveç’ten gelen uzmanlar personele eğitim verdi.
Bu sırada Berat Albayrak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı koltuğunu Fatih Dönmez’e devretmişti. 28 Haziran 2019 günü Ambarlı Termik Santrali Tesisleri’nde yapılan törende konuşan Bakan Fatih Dönmez şöyle dedi:
“Artık ‘Türkiye’nin enerji arz güvenliği sorunu yoktur’ cümlesini gönül rahatlığıyla kurabiliriz.”
Aynı törende çiçeği burnunda EÜAŞ Genel Müdürü İzzet Alagöz de kürsüdeydi. Enerji sektöründe faaliyet gösteren şirketiyle yıllardır EÜAŞ ile iş yaptıktan sonra bu kuruma 2018’de genel müdür olarak atanmıştı. MÜSİAD Enerji Sektör Kurul Başkanlığı da yapan İzzet Alagöz de törende mobil sistemden övgüyle bahsetti ve üçte birini yerli-milli hale getirdiklerini iddia etti.
Törende Bakan Fatih Dönmez sembolik olarak butona bastığında konfetiler saçıldı. Ancak iddiaya göre; 7 Mobil Elektrik Santrali hiç çalıştırılmadı. Hatta 7 bölgedeki trafolara da hiç gönderilmedi. 2022 yılına kadar törenin yapıldığı Ambarlı Termik Santrali’nde bekletildiler. Daha sonra biri Alibeyköy’deki trafo merkezinde bir başkası Gebze’de konumlandırıldı. Bir santral ise Ankara Çayırhan Termik Santrali’ne götürüldü. Dört mobil elektrik santralinin Ambarlı Termik Santrali’nde bekleyişi devam etti.
Isparta’da da yoktu
Şubat 2022’de Isparta’da yoğun kar yağışı nedeniyle günlerce elektrik kesintisi yaşanırken de bu mobil elektrik santralleri ortaya çıkmadı.
Bu sistemler uzun süre atıl kalınca 50 milyon doların neden harcandığı sorusu gündeme geliyordu. Ne de olsa Tank Palet Fabrikası’nın 50 milyon dolara Katarlılara satıldığı günlerdi. Gözden uzaklaştırılmalarına karar verildi. Haziran 2022’de 2 adet Mobil Treyler Elektrik Santrali KKTC’ye hibe edildi.
Sessiz sedasız başlayan proje açıklandığında uzmanlar şaşkındı.
Birinci itiraz: Bu ünitelerin acil durum halinde kullanılması için trafo ve elektrik iletim hatlarının zarar görmemesi şarttı. 50 milyon dolara bu sistemleri almak yerine mobil jeneratörlerle müdahale çok daha kolaydı.
İkinci itiraz: Afet anlarında çok sayıda TIR’la hareket edebilen bu sistemlerin bölgeye ulaştırılması ve kurulumu çok zaman alacaktı.
Üçüncü itiraz: Bu gaz tribünleri motorinle çalıştırılması, doğalgazdan 5 kat daha pahalıydı ve sistemin beslenmesi çok zor olacaktı. Ayrıca verimli olmazdı.
Dördüncü itiraz: Mobil elektrik santrallerinin satın alınma gerekçelerinden biri olarak ‘talep artışı’nın gösterilmesi çok saçmaydı. Zaten Türkiye’deki elektrik santrallerinin büyük çoğunluğu kapasitesinin yüzde 50’siyle çalışıyordu.
Beşinci itiraz: 7 Mobil Elektrik Santrali ikinci eldi ve 12 yaşındaydı. Oysa Cari Elektrik Üretim Tesisleri Kabul Yönetmeliği’ne göre; enerji piyasasında satın alınan ünitelerin hiç kullanılmamış, sıfır olması gerekiyor. İkinci el bir sistemin kabulü yapılmıyor ve sisteme bağlanmıyor. Aynı kaynaklar, EÜAŞ Genel Müdürü İzzet Alagöz’ün “Mobil elektrik santrallerinin üçte birinin milli ve yerli hale getirdik” sözlerinin de doğru olmadığını ifade ediyordu.
Uzmanlara göre; bu ikinci el, eski mobil elektrik santrallerinin satın alınmasının tek nedeni akçeli menfaatler olabilirdi. Hatta Norveç için çöp ve değerinin en fazla 5 milyon dolar olacağını iddia ettiler. Onlara göre; bu santralleri ancak Irak ya da ABD ambargosundaki İran gibi petrol kaynağına sahip ülkeler satın alabilirdi.
İtirazları duyacak kimse yoktu, emre amade durumda beklemesi gereken gaz türbinleri 2019 yılındaki açılış töreni alanında çürümeye bırakılmıştı.
Ve 6 Şubat 2023, saat 04.17’de deprem yaşandı.
Depremde kullanılmadı
Mobil Elektrik Santralleri, bu afet anı için satın alınmıştı. Deprem bölgesinde kullanıldılar mı? Günler süren karanlık çalışmadıklarını ortaya koyuyor.
İddiaya göre; dört mobil elektrik santrali, depremden 3 gün sonra, 9 Şubat günü farklı noktalardan yıkılan bölgeye doğru yola çıktı. 18 TIR, 6 tankerden oluşan bir konvoydu. Dev konvoy afet bölgesine ulaşımı da olumsuz etkiledi. Konvoy, 4 günde, 13 Şubat’ta Hatay’a ulaştı. İki tanesi Defne ilçesine bağlı Çekmece Mahallesi yakınında konumlandı. Ancak çok geç kalınmıştı. Üstelik bölgedeki sorun elektrik iletim sistemlerinin çökmesiydi. Yani mobil elektrik santralleri kullanılamazdı. Santralleri kullanacak ekipler bile sevk edilmedi, kontak çevrilmedi. 50 milyon dolara satın alınan mobil elektrik santralleri, hiç kullanılmadan Adana BOTAŞ’ın Yumurtalık’taki tesislerine geri döndü.
Sonuçta 50 milyon dolarlık sistem bir ampul bile yakmadı, tarihimizin en büyük felaketinde işe yaramadı. Bunun yerine yüzlerce mobil jeneratör bölgeye gönderilebilseydi binlerce insanımız kurtarılabilirdi.
On binlerce insan karanlıkta hayatını kaybetti. İnsanlar enkaz altından yardım isteyen seslerini duydukları çocuklarını, eşlerini, anne-babalarını, akrabalarını kurtaramadı.
Şimdi ortada korkunç bir şüphe var:
Acaba bu 50 milyon dolarlık mantıksız iş birilerinin cebini doldurmak için mi yapıldı?
Son bir not olarak gazeteci olarak dertleşmek istiyorum. Bu haberde gazetecilik etiği gereği EÜAŞ’ın iddialara yanıtlarını yazmak istedim. Sorularımı gönderdim ve Basın Müdürlüğü ile görüştüm. 21 gün boyunca yanıt vermediler ve haber bekledi. Sonunda sadece bir paragraflık şu açıklamayı yaptılar:
“Treyler Mobil Elektrik Santrallerinin alımları, gerekli kanun ve yönetmelik kapsamında gerçekleştirilmiştir. Santraller ihtiyaç olan yerlere konuşlandırılmıştır. Acil ihtiyaç hâllerinde kullanılmak üzere emre-amade bekletilmektedir. Ülkemizin yaşadığı deprem felaketinde 4 adet santral nakledilerek ihtiyaca binaen deprem bölgelerinde konuşlandırılmıştır. Bilgilerinizi rica ederiz.”
Oysa mobil elektrik santrallerinin ne kadar bedelle satın alındığını, hiç çalıştırılıp çalıştırılmadığını, neden 7 bölgedeki trafolara konumlandırılmadığını, deprem bölgesinde elektrik üretip üretmediklerini, bölgeye ekiplerin sevk edilmemesi nedenini, iki tanesinin KKTC’ye hibe edilmesinin gerekçesini sormuştum.
BirGün / 13.04.23