Wall Street Journal, Çin ve Amerika’nın uzun süredir müzakere edilen ticaret anlaşmasını tamamlamanın son aşamasına geldiğini bildiriyor. Gazete, anlaşmanın, Pekin’in gümrük vergilerini düşürmesi ve Amerikan tarım, kimya ve otomotiv ürünlerine yönelik kısıtlamaları gevşetmesi karşılığında Washington’un geçen yıldan bu yana hepsi olmasa da çoğu Çim malına yönelik yaptırımları kaldırmayı öngördüğünü bildiriyor. Habere göre anlaşma, Şubat ayında Washington’da yapılan görüşmelerden sonra şekillenmeye başladı. Yetkililere göre bazı engeller hala giderilememiş olsa da nihai anlaşmanın 27 Mart civarında, Trump ve Çin lideri Xi Jinping arasında, Xi İtalya ve Fransa’ya yapacağı ziyaretleri tamamladıktan sonra Florida’da düzenlenecek zirve görüşmesinde imzalanması bekleniyor. Çin, anlaşmanın parçası olarak, ithal otomobillere uygulanan mevcut yüzde 15’lik gümrük vergisini aşağıya çekmeyi ve 18 milyar dolarlık doğalgaz satın almayı kabul etti. Öte yandan iki ülke arasındaki görüşmeler hakkında bilgisi olan kaynaklara göre Amerika, Çin’e, bazı durumlarda gümrük vergisi uygulamasına başvurması durumunda buna misilleme yapmaması konusunda baskı uyguluyor. Gazeteye göre bu, Çin açısından son derece ağır bir ödün olur. Çinli müzakerecilerse Amerika’yla yapılacak anlaşmanın, 19’uncu yüzyılda Batılı güçlerin dayattığı haksız pazarlığa benzememesi için ellerinden geleni yapıyor.
Washington Post ise Amerika’nın baskıları üzerine Arap ülkelerinin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat’la yeniden iletişime geçme girişimlerini şimdilik askıya aldıklarını yazıyor. Gazete, Birleşik Arap Emirlikleri’nin geçen yılın sonunda Şam’daki büyükelçiliğini yeniden açma kararı almasının, Esat’ın sekiz yıllık savaştan sonra Arap dünyasına yeniden kabul edileceği yönündeki kaygıları arttırdığını bildiriyor. Ancak habere göre Trump Yönetimi, Arap dünyasındaki müttefiklerine çağrıda bulunarak, Suriye’nin yeniden inşa edilmesine yönelik her türlü katkının Amerikan yaptırımlarıyla karşılaşacağı uyarısında bulundu. Birçok Arap ülkesiyse savaşı kazanmak için İran’la ittifak kuran bir lideri yeniden ayağa kaldırma konusunda tereddüt yaşıyor. Rusya ise Arap hükümetlerini Şam’la köprü kurmaya teşvik ederek terk yönde baskı yapıyor. Moskova, İran’ın etkisini baskı altına almak için Arap devletlerini Esat’la ilişki kurmaya yöneltiyor. Arap ülkelerinin çoğunluğu, Esat karşıtı isyana destek vermişti. Şimdiyse bu ülkelerin yakın gelecekte iktidarda kalmasına kesin gözüyle bakılan Esat’la nasıl bir ilişki kuracakları, merak konusu. Suriye, ülkenin yeniden yapılandırılması için gereken 400 milyar dolarlık maliyetin en azından bir kısmını Arap ülkelerinin karşılamasını umuyor. Öte yandan Arap ülkeleri, Türkiye ve İran gibi Arap olmayan ülkelerin Suriye’deki boşluğu doldurmasından ve Arap dünyasının kalbinde yer alan Suriye’de hiçbir nüfuzlarının kalmamış olmasından ötürü rahatsızlık duyuyor.
New York Times ise Başkan Trump’ın “saf” olmakla suçladığı, “öğrensinler de gelsinler” şeklinde eleştirdiği Amerikan istihbarat örgütlerinin Başkan’a sundukları istihbarat raporlarını daha ilginç hale getirmek için ne gibi yöntemlere başvurduğuyla ilgili bir değerlendirmeye yer veriyor. Gazete, istihbarat örgütlerinin, raporlarla ilgilenmeyen ve verileri “sıkıcı” bulan Trump’a daha yakından hitap edebilmek için artık sunumlarını ekonomik ve ticari verileri temel alarak hazırladıklarını yazıyor. Değerlendirmeye göre Trump’ın dünyaya nasıl baktığını algılamaya odaklanan istihbarat çevreleri, bundan böyle Başkan’ın en çok sorduğu soru olan “Kim kazanıyor, kim kaybediyor?”a yanıt vermek için çalışıyor. Gazetenin bilgi aldığı eski istihbarat yetkilileri, Trump’ın en çok, hangi ülkenin en büyük mali avantajı elde ettiğini öğrenmek istediğini söylüyor. Yetkililer, Trump’ın ilgilendiği konuları eleştirmemekle birlikte terörizm, yabancı orduların faaliyetleri, küresel etkileri olan jeopolitik gelişmeler gibi tehdit unsurlarının Başkan tarafından göz ardı edilmesinden ötürü kaygı duyuyor. Savunma İstihbarat Dairesi eski yöneticilerinden Douglas Wise, Trump’ın istihbarat verilerini kendi ihtiyaçlarına uygun hale getirmesinde bir sorun olmadığını, ancak bunu yaparken istihbaratı baskı altına almasının karar alma mekanizmasını olumsuz yönde etkileyeceğini kaydediyor. Gazete, Trump’tan önceki başkanların da istihbarat raporlarında kendi önceliklerine yer verilmesini talep ettiğini, ancak Trump’ın eski başkanların aksine raporların kendisine yeterince yardımcı olmadığını düşündüğünün altını çiziyor.
Amerika'nın Sesi / 04.03.19