New York Times, Beyaz Saray eski Rusya ve Avrupa uzmanı Fiona Hill ve Amerika'nın Kiev Büyükelçiliği üst düzey danışmanlarından David Holmes'un dün Temsilciler Meclisi İstihbarat Komisyonu'nda azil soruşturması kapsamında verdikleri ifadelerle ilgili ayrıntıları aktarıyor. Habere göre Hill, ifadesinde, Başkan Trump ve yakın çevresinin benimsediği, 2016 başkanlık seçimlerine Rusya'nın değil Ukrayna'nın müdahale ettiği şeklindeki söylemi ”kurgu” olarak tanımladı. Hill, bu kurgunun, Amerika'ya zarar vermek için Moskova tarafından tasarlandığını kaydetti. Hill ayrıca Cumhuriyetçiler'e, Kiev'in Amerika'daki seçimlere müdahale etmek için kampanya yürüttüğü şeklindeki asılsız teorileri meşrulaştırmanın Rusya'nın eline koz vermek anlamına geleceği uyarısında bulundu. Hill'in ifadesinde en çok dikkati çeken cümlelerinden biri, ”Bu soruşturma kapsamında Rusya'nın çıkarlarına açıkça hizmet edecek siyasi güdümlü yalanları teşvik etmemenizi rica edeceğim,” oldu. Gazete, Ukrayna'da güdülen Amerikan dış politikasına zıt olarak Trump ve ekibinin ”iç siyasi işlerini” hallettiğini kaydeden Hill'in ifadesinin, Başkan Trump'a yönelik ”dolaylı bir çıkışma” niteliği taşıdığı yorumu yapıyor. David Holmes ise ifadesinde, Trump'ın Ukrayna lideri Zelensky'yle 25 Temmuz'da yaptığı telefon görüşmesinden bir gün sonra Amerika'nın Avrupa Birliği Temsilcisi Gordon Sondland'la beraber çıktığı öğle yemeğinde Sondland'ın Trump'la yaptığı telefon görüşmesinin ayrıntılarını aktardı. Holmes'a göre Trump, telefonda Sondland'a Zelensky'nin talep ettikleri soruşturmaları açıp açmayacağını sordu. Sondland, Trump'a, Zelensky'nin ”kendisinden istenen her şeyi yapacağını” söyledi. Holmes, ifadesinde, Sondland'ın kendisine Trump'ın Ukrayna'yla ilgilenmediğini, söz konusu soruşturmalar gibi ”büyük işlerle” ilgilendiğini söyledi. Öte yandan gazete, kamuoyuna açık oturumların Trump'ın kişisel avukatı Rudy Giuliani, Başkan Yardımcısı Mike Pence, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'ın ifadeleri alınmadan sona ermesinin soruşturmanın yarım kalması anlamına geldiğini kaydediyor.
Washington Post ise üç yıl süren soruşturmadan sonra İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun rüşvet, sahtecilik ve güveni kötüye kullanmakla suçlanmasına ilişkin haberi aktarıyor. Habere göre Netanyahu'nun görev başındayken hakkında rüşvet suçlaması yapılan ilk İsrail Başbakanı olması, İsrail siyasetinde yaşanan iç çıkmazı daha da derinleştirebilir. Suçlamalara göre Netanyahu ve eşi Sara, siyasi kayırmacılık yapmaları karşılığında 260 bin dolar değerinde lüks tüketim ürününü rüşvet olarak aldı. Netanyahu ayrıca hakkında olumlu haber yapılması karşılığında iki medya kuruluşuna yönelik bazı kısıtlamaların kaldırılması için araya girmekle suçlanıyor. 70 yaşındaki İsrail Başbakanı, suçlamaları reddederek hakkında açılan soruşturmayı ve sonucunu siyasi güdümlü ”cadı avı” ve ”darbe girişimi” olarak niteledi. Birçokları, Netanyahu'nun dokunulmazlık elde etmek için parlamentoda oylama yapılması için baskı yapacağını tahmin ediyor. İsrail yasalarına göre hakkında suçlama bulunan bir başbakan, hüküm giyene kadar görevini icra etmeye devam edebiliyor. Ancak mevcut durumda Netanyahu'nun İsrail Cumhurbaşkanı'na koalisyon önerisinde bulunup bulunamayacağı, net değil.
Wall Street Journal ise Latin Amerika ülkelerindeki protesto gösterilerinin Kolombiya'ya da sıçradığını yazıyor. Habere göre hükümet karşıtı gösteriler, başkent Bogota ve diğer kentlerde halkı sokaklara döktü. Protestolar, muhafazakar Devlet Başkanı Ivan Duque'yi hedef aldı. On binlerce Kolombiyalı, ellerinde bayraklar, pankartlar ve davullarla katıldıkları gösterilerde hükümeti yolsuzlukla mücadeleye çağırdı, maaş zammı ve eğitime daha fazla ödenek ayrılmasını istedi. On bir polisin yaralandığı ülkenin batısındaki Cali'de belediye başkanı, şiddetin ve yağmalama vakalarının önüne geçmek için akşam saat 19'dan itibaren sokağa çıkma uygulaması başlattı. Kolombiya Hükümeti gösterilerin Şili ve Bolivya'daki gibi sosyal çalkantıya dönüşmesini önlemek için 170 bin güvenlik gücünü göreve çağırdı. Kara sınırları kapatılırken protestolara sızmaya ve halkı kışkırtmaya çalıştığı gerekçesiyle yirmi yabancı ülke vatandaşı sınır dışı edildi. Başkent Bogota'ya uzanan yollarda kontrol noktaları oluşturuldu ve polis, çok sayıda evde patlayıcı madde ve silah araması yaptı. Birçok okul ve iş yeri ise gösteriler nedeniyle kapandı. Gazeteye göre Kolombiya ekonomisi diğer Latin Amerika ülkelerinin çoğundan daha hızlı büyüse de işsizlik oranının yüzde 10'un üzerinde seyretmesi, emekli maaşlarının düşürülmesi kaygısı ve kırsal kesimlerde insan hakları örgütlerine yönelik şiddet, kamuoyunun tepkisini çeken meseleler arasında yer alıyor.
Amerika’nın Sesi / 22.11.19