Savaş onları tüm gücüyle vurmakta: Sudan'da kadınlara ve kız çocuklarına karşı tecavüz, toplu tecavüz, fuhuşa zorlama, insan kaçakçılığı ya da küçük kız çocukları da dahil olmak üzere zorla evlendirme gibi en ağır suçlar işleniyor. Bu durum, insan hakları örgütü Human Rights Watch (HRW) tarafından geçtiğimiz pazar günü yayınlanan ve çatışmaların Nisan 2023'te yeniden şiddetlenmesinden bu yana geçen süreyi kapsayan 95 sayfalık bir raporla açıklandı. DPA'nın ifade ettiğine göre HRW raporu özellikle savaşın başlamasından bu yana başkent Hartum'daki durumu inceledi. Ancak çatışmaların yaşandığı ülkenin diğer bölgelerindeki kadın ve kız çocuklarına yönelik cinsel şiddet, köleleştirme, zorla evlendirme ve tecavüz vakaları da raporda yer alıyor. HRW bu nedenlerden dolayı Afrika Birliği ve BM öncülüğünde "acilen bir sivil koruma gücünün konuşlandırılması" çağrısında bulundu.
Nisan 2023'te, onlarca yıldır savaşla boğuşan Sudan'da çatışmalar yeniden patlak verdi ve o zamandan beri Sudan Silahlı Kuvvetleri (SAF) ile Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF) arasında kanlı iktidar çatışmaları devam ediyor. SAF, Sudan'ın düzenli silahlı kuvvetlerini oluşturuyor ve fiili hükümdar Abdel Fattah Al-Burhan tarafından komuta ediliyor. RSF ise General Muhammed Hamdan Dahlo'nun kontrolü altında 100.000 kadar savaşçıdan oluşan paramiliter bir milis gücüdür. Büyük ölçüde, Darfur anlaşmazlıkları döneminde soykırım da dahil olmak üzere en ciddi suçları işleyen Janjavid milislerinin savaşçılarından oluşmakta. Salı günü güncellenen BM verilerine göre, mevcut savaş 16 aydan kısa bir süre içinde Sudan içinde 10,7 milyon insanın yerinden edilmesine ve 2,1 milyon insanın da ülke sınırları dışında koruma arayışına girmesine neden oldu. Yerinden edilenlerin beşte dördü kadın ve çocuklardan oluşuyor. Toplam nüfusun yarısından fazlasını oluşturan yaklaşık 26 milyon insan açlık çekiyor. Dolayısıyla Sudan şu anda dünyadaki en büyük açlık ve yerinden edilme kriziyle karşı karşıya.
Nisan ayında yayınlanan BM Kadın raporunda, "Kadınların ve kız çocuklarının korunmasını sağlamak için acil adımlar atılmalıdır" ifadeleri yer aldı. Çatışmanın özellikle kadınlar ve kız çocukları üzerinde "yıkıcı bir etkisi olduğu" vurgulanan raporda “Bu şiddetin bedelini ağır bir şekilde ödüyorlar ve dünya için büyük ölçüde görünmez kalan bir insani krizin başlıca mağdurları durumundalar” bilgisine de yer veriliyor.
Savaşların yaşandığı ülkelerdeki toplumlarda savaşın ektilerinin eşler arası ve aile içi şiddeti arttığını gösteren raporların sayısı da artıyor. Cinsel istismar ve insan kaçakçılığı da artış göstermektedir. Savaşan her iki tarafı da cinsiyete dayalı şiddet biçimleri uygulamakla suçlanmaktadır. 31 Temmuz Çarşamba günü 19 kadın hakları örgütü tarafından yayınlanan aylık açıklamada, “kadınlara yönelik tecavüz ve cinselleştirilmiş şiddet, sistematik şekilde bir savaş silahı olarak kullanılıyor” denilmekte. Savaşın bir sonucu olarak anne ölümlerinin oranı da artmış durumda.
UN Woman'ın raporunda ise savaşın yarattığı ekonomik yıkıma dair şunlar söyleniyor: "Kadınları daha da dışlamakta, geçimlerini sağlama imkânından mahrum bırakmakta ve birçok kadını ‘ailelerine destek olmak için’ seks işçiliği yapmaya zorunda bırakmaktadır.”
Guardian da geçen haftaki sayısında "Savaşın yıktığı Sudan’ın bir kasabasında kadınlar yiyecek karşılığında cinsel ilişkiye zorlanıyor" manşetini atmıştı. İngiliz gazetesi, ülkenin ikinci büyük kenti Omdurman'da, şiddetli çatışmalardan, özellikle de sadece Nil Nehri'nin ayırdığı başkent Hartum'a kaçamayacak kadar yoksul olan düzinelerce kadının kaderini anlatıyor. “SAF askerlerine satılmalarının ‘ailelerini doyurabilmek için tek yol’ olduğu” ifade ediliyor. Birçoğu da doğrudan fiziksel şiddet yoluyla zorlanmış ve reddettikleri takdirde askerler tarafından istismar edilmiş. Bazıları ise değerli eşya aramak istedikleri terk edilmiş evlere girebilme izni alabilmek için askerlerle ilişkiye girmek zorunda kaldıklarını ifade ediyor. "Ben hırsız değilim" diyen kadınlardan biri utanç dolu bir ifadeyle şunları söylemekte: “Yaşadıklarım tarif edilemez... Bunu sadece çocuklarımı doyurmak istediğim için yaptım.”
Jakob Reinmann- Junge Welt / 02.08.24