Sudan’da bir yıl önce askeri darbeyle yönetime gelen General Abdel-Fattah Burhan yönetimindeki ordu ile General Muhammed Hamdan Dagalo komutasındaki paramiliter Hızlı Destek Güçleri (RSF) arasında başlayan savaş, birinci yılını geride bıraktı. İç savaş ülkede devasa bir insani ve maddi yıkıma yol açtı. Şu anda gezegendeki en büyük mülteci krizinin Sudan’da yaşandığı belirtiliyor. Bunun yanı sıra, Sudanlılar aynı zamanda dünyanın en büyük açlık kriziyle de yüz yüze bulunuyor.
Uluslararası Göç Örgütü’ne (IOM) göre, Sudan’daki çatışmalar nedeniyle on milyondan fazla insan yerinden edildi. Dünya Gıda Programı ise dünyanın en büyük açlık krizi konusunda uyarıda bulunuyor. BM’ye göre, ateşkesin kısa sürede sağlanamaması halinde 25 milyona yakın insan açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Tüm bunlara rağmen 15 Nisan 2023’te başlayan iç savaşın sona ereceğine dair bir veri bulunmuyor. Bu ise felaketin daha da büyüme ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor.
Sudan’daki felaketin sorumluları sadece savaşan taraflar değil, aynı zamanda onların uluslararası destekçileridir. Norveç, İngiltere ve ABD gibi devletlerin yanı sıra, Avrupa Birliği’nin de yıkımından sorumlu olduğu Sudan’da Birleşmiş Milletlere göre çatışmalarda şu ana kadar 12 binden fazla kişi öldürüldü. İç savaştan dolayı yerinden edilen on milyon kişiden 1,7 milyonu diğer ülkelere kaçtı. Bunların neredeyse yüzde 70’i komşu Çad ve Güney Sudan’a sığındı. Mısır’a, Arap ülkelerine veya Avrupa’ya gidebilenler ise çoğunlukla orta sınıfa mensup kişiler. Yerinden edildiği için durumu daha da kötüleşen yoksul insanlar ise Darfur veya Güney Sudan’daki mülteci kamplarında mahsur kalmış durumda.
Şubat ayının sonlarında BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri, her iki tarafın da hastaneler, marketler ve mülteci kampları gibi sivil tesislere ayrım gözetmeden gerçekleştirilen saldırılar dahil olmak üzere savaş suçları işlediğini bildirdi. Komisere göre Darfur’da da cinayetler ve cinsel şiddet artıyor, insan hakları ihlalleri sıradanlaşan günlük uygulamalar haline geliyor.
Savaşan her iki tarafın da yoğun nüfuslu bölgelere yönelik saldırılarda ağır silahlar kullanması ve bombardıman yapması nedeniyle önemli su, sanitasyon, eğitim ve sağlık tesisleri büyük ölçüde tahrip edildi. Bu durum özellikle savaşın ilk günlerinde altyapı ve konutların ağır hasar gördüğü başkent Hartum için geçerli.
Savaşan tarafların ateşi altında sıkışan sivil halk arasında açlık yayılıyor. Altyapının tahrip olması nedeniyle çoğu kişi artık kendi geçimini sağlayamıyor. Çatışmalar artık tarımsal üretimi de büyük ölçüde durma noktasına getirdi ve savaşan her iki taraf da insani yardım malzemelerine erişimi engelliyor. BM, Sudan Sağlık Bakanlığı ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının verilerine dayanarak önümüzdeki aylarda yaklaşık 230 bin kişinin açlıktan ölebileceği konusunda uyarıyor, ancak dikkate alan yok. Çatışmalara bir çözüm bulunmaması durumunda ülkede kıtlığın baş göstereceği ifade ediliyor. Bu dehşet tablosunun sorumluluğu ise çatışmaları başlatıp sürdüren iki militarist güç ve onların arkasındaki emperyalistlerdir.