Dünya İklim Konferansı COP 29

BM İklim Değişikliği Konferansı’nın 29’cusu 11 Kasım’da Azerbaycan’ın başkenti Bakü'de başladı. Mali konular gündemin en önemli maddesi olacak…

  • Çeviri
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 12 Kasım 2024
  • 08:00

Bir kez daha iklim konusunda müzakereler yapılıyor, ama yine birazcık. Ev sahibi Azerbaycan, ihracatının yüzde 90'ından fazlasını oluşturan petrol ve doğal gaz gelirleriyle ayakta duruyor. Bu nedenle, hükümetin iklim koruma konusundaki ilgisinin pek de yüksek olmaması şaşırtıcı değil. 

Azerbaycan'ın baş müzakerecisi ve konferansın başkanı olan Elnur Sultanov, konferansın başarısından sorumlu olmasına rağmen, yeni doğal gaz sahaları için fon talep etmek üzere konferans başkanlığı konumunu kullandığı anlar, BBC tarafından görüntülerle belgelendi. 

Sultanov, ülkesinin enerji bakan yardımcısı ve devlet petrol şirketi SOCAR'ın yönetim kurulunda görev yapıyor. Sultanov’un bu davranışları, insan hakları grubu Global Witness'ın, bir Hong Kong yatırım firmasını temsil ediyormuş gibi yaparak gerçekleştirdiği bir eylemle dikkat çekti.

Diğer hükümetlerin de müzakereleri fazla ciddiye almadığı görülüyor. Almanya Başbakanı Olaf Scholz (SPD), Bakü'ye gitmeyeceğini açıkladı. ABD, Fransa, Brezilya, Rusya, Çin ve AB Komisyonu başkanları da katılmayacak. 

Ancak çoğu ülke bakanlar düzeyinde temsil edilecek. Öte yandan Papua Yeni Gine, tamamen farklı nedenlerle temsilci göndermeyeceğini duyurdu: Yeterince boş vaat dinlemişlerdi. Papua Yeni Gine Dışişleri Bakanı Justin Tkatchenko, Ekim sonunda yaptığı açıklamada, ülkesinde insanlar iklim değişikliğinden ölürken – sadece geçtiğimiz mayıs ayında binin üzerinde insan, aşırı yağışların yol açtığı çamur ve enkaz altında kalarak can verdi – iklim uyum önlemleri için bir kuruş bile almadıklarını söyledi. Tkatchenko, bunun sorumlusunun zengin ülkeler tarafından belirlenen ve uygulanması zor kriterler olduğunu belirtti.

Bakü’deki gündemin en önemli maddesi, “iklim finansmanı” olarak bilinen fon olacak. Sanayileşmiş ülkeler, 2009 Kopenhag Zirvesi'nde, yenilenebilir enerji projelerine ve Güney ülkelerinde iklim uyum önlemlerine destek amacıyla bir fon oluşturma sözü vermişti. 2020'den itibaren yıllık 100 milyar dolar sağlanması öngörülüyordu. Bu miktar ancak 2023'te sağlanabildi ve eleştirmenler bu fonun çeşitli hesap oyunları ve aktarım yöntemleriyle toplandığını ifade ediyor. Örneğin, daha önce kalkınma yardımı olarak görülen kalemler, bu uyum fonuna dahil ediliyor.

Yıllık 100 milyar doların uyum önlemleri için artık yeterli olmadığı ise uzun süredir biliniyor. Birçok ülkenin daha fazla kıyı korumasına, daha donanımlı hava tahmin sistemlerine, tarımda uyum önlemlerine ve yağmur suyu yönetimine ihtiyacı var. 

Fonların arttırılması gerektiği kabul edilmiş durumda, ancak anlaşmazlık miktar konusunda. Gelişmekte olan ülkeler şimdi trilyonlar talep ediyor.

Bu arada Almanya Çevre Yardımı (Deutsche Umwelthilfe-DUH), Bakü’deki müzakerelerde metan emisyonlarının azaltılmasının ele alınmasını talep ediyor. Metan hem doğal gaz hem de biyogazın ana bileşeni olup çıkarma-üretim ve taşımada açığa çıkıyor. DUH’nin son aylarda yaptığı ölçümler, yüzer bir LNG terminali ve biyogaz tesislerinin yakınında metan konsantrasyonlarında önemli artış olduğunu gösterdi. 

Sorun şu ki; metan, karbondioksite göre çok daha güçlü bir sera gazı, ancak daha küçük miktarlarda açığa çıkıyor. Atmosferde parçalanmadan önce yalnızca on yıllık bir yarı ömre sahip olduğundan, iklim değişikliğini nispeten hızlı bir şekilde sınırlamak için etkili bir araç olabilir. Aralarında Almanya’nın da bulunduğu 158 ülke, Küresel Metan Taahhüdü'ne göre 2030’a kadar metan emisyonlarını yüzde 30 oranında azaltma sözü verdi. Ancak şimdiye kadar bu konuda çok az ilerleme sağlanmış durumda ve atmosferik metan yoğunluğu hızla artmaya devam ediyor.

Çeviri: Kızıl Bayrak

Wolfgang Pomreh- Junge Welt / 11.11.2024