Ben yaklaşık 4 ay önce haksız ve hukuksuz bir şekilde işten çıkarıldım. Haklarımı istediğim ve bunun mücadelesini verdiğim için patronlar tarafından saldırıya uğradım. Ben mücadelemi verirken kameralar önüne gelip, çok ilgiliymiş gibi görünen bu toplumun sözde duyarlı kesimlerine defalarca başvurmama rağmen bana hiçbir şekilde destek çıkmadılar.
Sürmekte olan bir davam var hala. Bir de üstüne bu koronavirüs salgını başlayınca bu sefer iş arayabilecek şansım ve imkânım hiç kalmadı. Evde bakmam gereken kronik rahatsızlığı olan bir annem var. İşsizlik maaşından yararlanamamam için bilinçli bir şekilde patronlar beni kendim işten çıkmışım gibi çıkışımı vermişler. Ben İşkur’a gidip durumu izah etmeme rağmen bana mahkeme sonucunu beklemem gerektiğini söylediler. İşkur’dan daha önceki işsizlik maaşımdan kalan 650 TL alabiliyorum. Başka hiçbir gelirim yok. Annemle kirada oturuyoruz.
Sorarım bu ülkeyi yönetenlere, oy verdiğimiz partilere; bir ayda siz bütün ailenizi 650 TL’yle geçindirin. Cevabınızı duyar gibiyim. Peki ben 20 yıldır emek veren bir emekçiyim, neden bir güvencem yok bu ülkede? Sorarım size, bu ülkeyi yönetenlere; eğer ki siz yönetemiyorsanız bırakın bu ülkenin gerçek sahipleri, yani işçi ve emekçiler yönetsin.
Zaten bu toplumda kadın olmak bu kadar zorken bir de emekçi bir kadın olmak daha da kötü, bir o kadar daha da zor. Biz artık emeğinizin patronların cebine sermaye olmasını istemiyoruz. Kapitalist düzende artık ezilmek, sömürülmek, yok sayılmak istemiyoruz.
Esenyurt’tan bir tekstil işçisi