İstanbul'un bir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nde ücretli memur olarak çalışmaktayım. Kısa çalışma ödeneğinin işverenler tarafından nasıl keyfi bir şekilde uygulandığını sizinle paylaşmak istiyorum.
16 Mart 2020 tarihinde mesaimi bitirip Covid-19 salgını sebebiyle 17'sinden itibaren risk grubunda olduğum için idari izne çıkarıldım. Astım hastalığım için 2007'den beri Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nde takipliyim. Her iki yılda bir raporum yenileniyor. Ancak bu yılki raporum 07.02.2020'de bitti. Yenilemek için kendi doktorumdan randevu almayı beklerken korona salgını ortaya çıktı. Durum böyleyken İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün şeflere sözlü ifadesinden sonra, salgın sebebiyle personel azaltmaya gidileceğinden ve riskli grupta olduğumdan idari izine ayrıldım.
Geçtiğimiz haftalarda Şube Müdürü’mden bir telefon aldım, bana “13-17 Nisan arası Kaymakamlığa görevlendirildiniz.” dedi. Ben de “hocam ben astım hastası olduğumdan risk grubundayım” dedim. “İlaç raporum var” dedim. Raporumun şefimizde olduğunu söyledim. Hatta raporumun yenilenme süresi geçtiğinden aile hekimime gidip durumumu izah ettim teyit amaçlı. Bana aile hekimi de ilaç raporuma eklemek üzere astım olduğuma dair rapor verdi. Ben de şefime takdim ettim. “Ondan alabilirsiniz” dedim.
Bu süreçte risk grubunda olduğum için evimde izolasyon altında kalmaya devam ettim. Şefim beni 21 Nisan’da tekrar aradı. “Sizin raporunuz belirli bir tarih arasında, heyet raporu değil. Ayrıca bu çıktı eczaneden alınmış bir çıktı” dedi. Ben astım hastalarının bu rapora binaen tedavilerini sürdürdüklerini ilettim. Cümlesinin devamında bu konuyu kast ederek ücretsiz izine çıkarılacağımı belirtti.
İlçede 6-7 kişi ücretli çalışıyoruz. “Bu uygulama yapılacaksa sadece benim için değil diğer personeller için de uygulanmalı” dediğim halde, diğer arkadaşlarımın bu durumdan haberdar olmadıkları, durumlarının aynen devam ettiği, sadece şahsımın böyle bir uygulamaya yönlendirildiğimi anlamış bulunmaktayım. Şube müdürümüz bana uygulanan durum hakkında her ne kadar "bu süreç yasal bir süreç" dese de aynı şartlarda ücretli personeller böyle bir yönlendirilme sürecine girmediler. Daha sonra özlük haklarımın bağlı olduğu okul müdürü beni aradı, kısmi zamanlı çalışmaya geçirileceğimi söyledi. “Sizin de şartlarınız uyuyorsa oraya geçirileceğinizi iletmek için aradım” dedi. Özlük haklarımız her birimizin bir okula bağlı, her ücretli personelin özlük hakları bir okuldan ya da çeşitli kanallardan ücretleri ödenmek kaydıyla İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nde görevli bulunmaktayız.
21 Nisan’daki telefon görüşmeleri oldukça sancılı geçti ama tek nedeninin Şube Müdürü ile aramızda geçen tatsız anlaşmazlıktan kaynaklı olduğuna inanıyorum. Çünkü diğer ücretli personel arkadaşlarda kronik hastalığı olan yok ve fasılalı çalışmaya devam ediyorlar. Kaymakamlığa yazılan göreve kronik bir rahatsızlığım olmasaydı giderdim.
Durumum göz önünde bulundurularak tekrar değerlendirilmesini talep ettim. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nde çalışıyor ve hizmet veriyoruz. Maaşlarımız adil olarak yatırılmalı. Salgın dönemi atlatıldıktan sonra aynen görevimizin başında olacağımıza göre, bu sancılı süreçte durumlarımız eşit ve adil olmalı. Ben ve diğer ücretli arkadaşlarım Milli Eğitim Müdürlüğü'ne hizmet veriyoruz ve buradaki mağduriyetimle ilgili de çözüm bulunması gerektiği için kuruma dilekçe verdim. Ancak yine de kısa çalışma ödeneğine yönlendirildim.
İstanbul'dan ücretli bir Milli Eğitim çalışanı