Karl Marx, yaşadığı dönem olan 19. yy'ın Avrupa'sını gözlemleyerek tespitlerde bulunmuştur. Kapitalizmin sömürgeleştirici ve yabancılaştırıcı olduğu tespitini yapan Marx, toplumları tarihsel gelişim süreci içinde ele alıp ayrıntılı bir şekilde değerlendirmiştir.
Sınıflı toplumlardan sınıfsız topluma…
Marx' a göre kapitalist üretim tarzının özünde çelişkiler bulunmaktadır. Marx, komünal toplum hariç, tarihin sınıf mücadeleleri tarihi olduğunu ortaya koymuştur. Yaşadığı dönemin Avrupası’nda temel sınıflar burjuvalar ile proleterler; yani ezen ve ezilen, sömüren ve sömürülen, çıkarları zıt iki temel sınıftır. Marx, sınıflar mücadelesi tahlilini tarihsel süreçler içinde ele almıştır: İlkel komünal toplum, özel mülkiyetin ortaya çıktığı köleci toplum, feodal toplum, kapitalist toplum ve tarihsel gelişimin zorunlu sonucu olarak ilk aşaması sosyalizm olan komünist toplum.
Kötü çalışma koşullarının, düşük ücretlerin, aşırı sefaletin nedeni olan artı-değer sömürüsünün üstündeki örtüğü Marx kaldırmıştır. Bahsedilen sorunların temel nedeni olan özel mülkiyete ve ücretli emeğin sömürüsüne dayalı kapitalist sistemdir. Rekabet halindeki şirketler ve bireylerin üretim araçlarını özel mülk edinme yarışıdır. Karl Marx, işçinin üretime sunduğu katkı oranında kendisine o kadar yabancılaşacağını ve yoksullaşacağını söylemiştir. Burjuvazi de bu sayede servetine servet katacaktır.
Marx, buradan yola çıkarak devrimle iktidara gelen işçi sınıfının, proleterya diktatörlüğünü kurduğu, özel mülkiyetin olmadığı, üretim araçlarının toplumsal mülkiyetinin esas olacağı sistemi tanımlamıştır. Bu sistem, komünizmin ilk ya da alt aşaması olan sosyalizmdir. İlk aşama olan sosyalizmde işçi sınıfının iktidara gelmesiyle sınıfsız bir dünya kurmanın zemininin hazırlandığını belirtir. Bu zeminin, komünizmin kurulma sürecinin başlangıcı ya da temeli olacağını belirtir. Sosyalizmin evrensel zaferinin ardından kurulacak komünizmde ise, sınıf ayrımlarının tüm temelinin ortadan kalkacağını ve sınıfsız topluma ulaşılacağını vurgular.
Kapitalizmin krizlerinden biri: Covid -19
Günümüzde Covid -19 pandemisi nedeniyle birçok insan hayatını kaybetti. Milyonları aşan vaka sayıları ile insan sağlığı tehlikeye atılıyor. Birçok gelişmiş kapitalist ülkenin sağlık sistemi çöküme noktasına geldi. Kapitalizmin beşiği kabul edilen İngiltere’de evlerin ölen yaşlıların çürümüş cesetleri toplanıyor. 3,5 milyonu geçen vaka sayısına rağmen dünyanın neredeyse her yerinde üretim devam ediyor. Çünkü kapitalizm ihtiyaçtan fazlasını üretmeyi zorunlu kılan bir sistemdir.
Devletlerin, iktidarların aldıkları sözde önlemler dahi burjuvazinin çıkarları gözetilerek planlandı. Pandemi öncesinde ağır çalışma koşullarına maruz kalan işçiler, olağanüstü bir durumda bile çalışmaya zorlandı. Pandemiye yakalanma riski yüksek olan sağlık emekçileri de sermaye devletlerinin uzun yıllardan beri uyguladığı neo-liberal politikaların kurbanları oldu. Dünya genelinde sınıfta kalan sağlık sistemleri sağlık emekçilerini de ölüme sürüklüyor. Hastahanelerdeki yetersiz yatak sayısı, entübe cihaz eksiklikleri, steril olmayan çalışma sahası ve ağır çalışma koşulları, pandemi sürecinde en ön safta olan sağlık emekçilerini ölümle burun buruna çalışmaya mecbur etti.
Asıl tarih sosyalizmle başlayacak
Karl Marx' ın kapitalizm üzerine yaptığı tespitler, günümüzde birçok vesileyle pratikte karşımıza çıkıyor. İnsanın insan olma değeri görmediği, kendisine, emeğine, ailesine ve diğer insanlara yabancılaştığı bir dönemdeyiz. Kapitalistler için işçiler, emekçiler artı-değer üreten sömürü çarkının dişlileri olarak “değer” görüyorlar. Karl Marx bizlere yaşanılabilecek, sömürünün olmadığı, sınıfsız bir dünyaya ulaşmanın yolunu gösterdi. Zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi olmayan işçi sınıfına iktidar müjdesi verdi. Her ne kadar komünizm, tarihin son aşaması gibi görülse de, Marx’a göre asıl tarih o zaman başlayacaktır. İnsanın “tarih öncesi” komünizm kurulana kadar devam edecek. Marx'ı Marx’ın kendi dilinden anlamak, bu dönemde her zamankinden daha önemlidir. Burjuvazinin Marksizmi yok sayması, çarpıtması boşunadır. Covid -19 pandemisi, Marksizmin güncelliğini, doğruluğunu, tek çıkış yolu olduğunu bir kez daha teyit etti. Kapitalizm sınırları içinde insanca yaşamanın imkansız olduğu gözler önüne serildi.
Bursa’dan bir Kızıl Bayrak okuru