Eğitimi alabildiğine gericileştiren, böylelikle dindar-kindar bir nesil oluşturmaya çalışan AKP-MHP iktidarı, 20. Eğitim Şurası’nda niyetini açıktan belli etmiştir. Aralık ayının ilk haftası toplanan Milli Eğitim Şurası’nın amacı, 20 yıldır toplumu mahkum ettikleri dinci-faşist yönetimlerini anasınıfı öğrencilerine kadar indirip, hedefledikleri dindar ve kindar nesil projelerini sürdürmektir. Ama bu hedefleri bertaraf olacaktır.
Gerici-faşist iktidar toplumda korku imparatorluğu kurarak örgütsüz ve apolitik bir toplum yaratmaktadır. Bu uğurda elinden geleni ardına koymamaktadır. Özellikle son yıllarda, röportaj veren sıradan vatandaşları dahi gözaltına almış, özerk-demokratik üniversite ve barınma hakkı için sesini yükselten üniversitelileri tutuklamıştır. Bu baskı ve tehditler aslında egemenlerin halkın gücünden korktuklarının göstergesidir. Korku cenderesi yaratan AKP-MHP iktidarı toplumdaki dinamiğin farkındadır ve gün geçtikçe yoğunlaşan baskının sebebi bu dinamikten ölesiye korkudur. Bunca gözaltı, tutuklama, hapis tehditlerine rağmen hala okullarda, sokaklarda bilimsel, nitelikli, anadilde eğitim ve barınma hakkı için mücadele bayrakları yükseliyor.
Vakıf ve tarikat yurtlarında yozluğa itilen bir nesil
Her gün yeni bir istismar haberi ile güne başlıyoruz. Kadın katliamlarına, çocuk istismarlarına her gün yenisi ekleniyor. Yaratılan bu tabloda AKP eli ile beslenen tarikat ve gerici vakıfların rolü büyük. Geçtiğimiz yıl 7 Aralık’ta, Antalya’daki Alim Derneği’ne bağlı tarikat yurdunda kalan Akdeniz Üniversitesi öğrencisi, 18 yaşındaki Mehmet Sami Tuğrul, bir yurt çalışanı tarafından vahşice katledilmişti. 29 Kasım 2016 ise Adana Aladağ’da Süleymancılara ait olan cemaat yurdunda 11 öğrenci yanarak yaşamını yitirmişti. Yine aynı yıl, Ensar Vakfına ait bir cemaat yurdunda bir “öğretmen” tarafından 2012-2015 yılları arasında 9-10 yaşlarındaki 45 öğrenciye tecavüz edildiği ortaya çıkmıştı. Gerici AKP iktidarı ise yayın yasakları ve bu durumu meşrulaştırmak dışında bir şey yapmamıştı. Öyle ki o dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı “Bir kere karşılaşılmış olay” diyecek kadar ileri gitmiş, gerici vakfa arka çıkmıştı. AKP eliyle beslenen ve palazlanan gericilik furyasına her geçen gün yenisi ekleniyor. Vakıf ve tarikat yurtlarında yozluğa itilen bir nesil yetiştirilmeye çalışılıyor.
Bizler bu toplumun geleceği olan liseliler olarak AKP-MHP iktidarının gerici politikalarını kabul etmiyoruz. Yüzümüzü bizleri toplumdan soyutlayan, birbirimize düşman eden politikalara değil, geleceği için yürüyen, başını eğmeyen, onurlu bir yaşam için bayrağı yükselten tarafa çevirmeliyiz. Eşit, bilimsel, nitelikli, anadilde eğitim alabilmek ve yaşamın her alanında insanca, onurlu yaşayabilmek için devrim bayrağını yükseltmeli, bu düzeni değiştirmeliyiz!
AKP iktidarının yarattığı bu gerici tabloya teslim olmadık, olmayacağız! İşçi ve emekçi ailelerin çocukları olarak bizler, iktidardakilerin yarattıkları kaos ortamı içinde geleceğimizin her gün çalınmasına seyirci kalmayacağız. Fabrikalarda sömürüye karşı işçi ve emekçilerin grev bayraklarını yükselmeleri gibi, bizler de okullarımızda taleplerimiz için mücadele bayrağını yükseltmeye devam edeceğiz.
Ümraniye’den bir DLB’li