Türkiye işçi haklarında son 10 ülkeden biri...

Açık ki hem yerel hem de uluslararası düzlemde sendikaların rapor hazırlamaktan ötesini yapmalarına ihtiyaç bulunmaktadır. Tüm bu sorunların çözümü için işçi sınıfının topyekûn harekete geçirilmesi ve ortak sorunlara karşı enternasyonal mücadele düzleminin oluşturulması gerekliliği her rapor ile bir kez daha açığa çıkmaktadır.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 19 Temmuz 2022
  • 08:00

Türkiye birçok konuda listelerde sıralamaya girmeyi başaran bir ülke konumundadır. Sıralamada önde olduğu listelerin konularına baktığımızda insan hakları ihlali, işçi haklarına dönük hak gaspları, iş cinayetleri vb. başta gelmektedir. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC), 148 ülkeyi kapsayan bir araştırma yaptı ve Türkiye’nin işçiler hakları sıralamasında en kötü durumda olan ilk 10 ülkeden biri olduğunu açıkladı.

Her sene sendikal hak gasplarına dönük rapor hazırlayan ITUC, son 9 yıldır Küresel Haklar Endeksi’ni yani raporların özel bölümlemelerinin, ülkeler ve kıtalar bazında değerlendirmelerinin de olduğu düzenlemeleri yayınlıyor. Çok uzun yıllardır Türkiye 10 ülke sıralamasında olma “başarı”sını elden bırakmıyor. İşçilere dönük haksızlıklar bakımından Türkiye ile birlikte aynı kategoride listelenen ülkeler şunlar: Kolombiya, Eswatini, Guetamala, Myanmar, Filipinler, Mısır, Brezilya ve Belarus.

Bu yılki raporda, işçi haklarının büyük risk altında olduğunu vurguluyor. ITUC Genel Sekreteri Sharran Burrow, işçilerin krizde en ön saflarda olduğunu, hükümetlerin ve patronların pandemi dönemini istismar ettiğini ifade ederek “işler, ücretler, haklar, sosyal koruma, eşitlik ve kapsayıcılık içeren yeni bir toplumsal sözleşme”ye ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Pandemi, kriz, savaş, işsizlik dalgası altında olan dünya işçi sınıfının “çoklu ve olağanüstü krizler” yaşadığını değerlendiren ITUC, her 5 ülkeden 4’ünde toplu sözleşmenin, ülkelerin %87’sinde ise grev hakkının engellendiği, 148 ülkeden 50’sinde işçilere fiziksel şiddet uygulandığını açıkladı.

Küresel Haklar Endeksi’nin Türkiye bölümünde, “sistematik sendika düşmanlığı”, “grev yasakları” ve “sendikacıların tutuklanması” öne çıkan saldırılar olarak tariflendi. Raporda, Farplas’ta yaşanan düşük ücret, sendikalaşma hakkına dönük engelleme ve işten atma saldırısına karşı başlatılan direniş ve fabrikaya kapanma eylemindeki polis şiddeti, gözaltına alınırken yaşanan fiziki şiddet, sözlü taciz ve yoğun biber gazı kullanılması da yer aldı. İşçilerin sendika seçme hakkının tanınmaması, çoğunluk tespitinin yok sayılması, patron eliyle Türk Metal’in fabrikalara sokulması gibi olaylara birçok işçi direnişi nezdinde tanık olundu.  

Sendikalaşmanın fiilen engellenmesi ve işten atma saldırıları Farplas gibi Özer Elektrik, HSK Systemair, Sinbo, SML Etiket, Alba Plastik, Asen Metal, Pas South, Acarsoy, Pressan, enerji ve çorap sektöründe yaşandı. Patron eliyle Türk Metal’in fabrikalara sokularak yetki verilmesi Farplas gibi Pressan’da da yaşandı. Polis şiddetine ve gözaltı terörüne direnen ve fiili grevler yapan birçok sektörden işçi maruz kaldı. Raporda geçtiği gibi 1 Mayıslar, Türkiye’de yasaklarla, katliamlarla anılmayı sürdürüyor. 2021 1 Mayıs’ında pandemi bahane edilerek 1 Mayıs’ın yasaklanması ve işçilerin fiilen sokaklara çıkması sonucunda 212 kişinin gözaltına alınması saldırının boyutunu anlamak bakımından önemli bir örnektir. Benzer görüntü 2022 1 Mayıs’ında da yaşandı. İstanbul Taksim ve civarında yapılan 1 Mayıs gösterilerinde 192 kişi gözaltına alındı.

Raporun diğer verilerine göre dünya açısından tablo şöyle:

- 13 ülkede sendikacılar katledildi.

- Ülkelerin %77’sinde işçiler sendika kurma ve sendikaya üye olma hakkından mahrum bırakıldı. 113 ülkede ise işçiler sendika kurma ve/veya sendikaya katılma hakkını kullanamadı. Yine ülkelerin %74’ünde sendikaların yetki alması engellendi. Bazı ülkelerde bağımsız sendikal faaliyetlere izin verilmedi. 

- 69 ülkede işçiler keyfi tutuklamalara ve göz altılara maruz kaldı.

- Ülkelerin %66’sında işçiler için hukuk yollarına erişim hakkı engellendi veya kısıtlamalarla karşı karşıya kaldı.

- Ülkelerin %41’inde işçilerin ifade ve toplanma özgürlüğü ihlal edildi. 

* * *

Türkiye’deki ve dünyadaki veriler işçi haklarının her vesileyle ve her geçen gün nasıl da tırpanlandığını gösteriyor. ITUC’un her yılki raporlama çalışması ile endeksin karşılaştırmalı sonuçları hak gasplarının yanı sıra hak arama mücadelesi ve örgütlenme çalışmalarına karşı şiddete, gözaltına, tutuklanmaya hatta katliamlara varan saldırılarla birlikte sermaye sınıfının pervasızlığını da bir kez daha ortaya koyuyor.

Pandemi ve kriz sarmalında geçen iki buçuk yıl, kapitalist sistemin insanlık dışı yüzünü bir kez daha tüm çıplaklığıyla gösterdi. Aynı zamanda her durumda asalak patronlar lehine çeşitli kararların, uygulamaların ve “önlemlerin” alındığı da görüldü. En can yakan örneklerden biri ise, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmaması sonucu Hendek’teki havai fişek fabrikasınındaki patlamaydı. Pandemide en vahşi çalışma ortamına bir örnekse Dardanel fabrikasında işçilerin dışarı çıkarılmadan kapalı sistem çalıştırılma girişimiydi.

Bu tür raporlar/araştırmalar elbette yaşanan sorunların görünür olmasını sağlamak bakımından anlamlı bir katkı sunabilir. Yaygınlaştırılması ve kamuoyu baskısının oluşturulmasıyla birlikte işçiler lehine yapılacak kimi düzenlemeler üzerinde de bir etkisi olabilir. Ama açık ki hem yerel hem de uluslararası alanda sendikaların rapor hazırlamaktan ötesini yapmalarına ihtiyaç bulunmaktadır. Tüm bu sorunların çözümü için işçi sınıfının topyekûn harekete geçirilmesi ve ortak sorunlara karşı enternasyonal mücadele birliğinin sağlanması gerekliliği her raporla birlikte bir kez daha açığa çıkmaktadır.