Sendika değiştirme sorunu ve DİSK Tekstil’in sefaleti!

Tekstil işçileri, Çemen Tekstil’den Beybi Çuval’a, Casttle Blair’den sendikal rekabetin ardından açık bir ihanetin yaşandığı Yatsan’a ve elbette Greif’a, DİSK Tekstil’i çok iyi tanıyorlar. Sendikalarımıza çöreklenen bürokrasiyi yok etmek, yeni Greiflar’ı yaratmaktan geçiyor.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 11 Ekim 2020
  • 10:00

Bugün işçi sınıfının en temel örgütlülükleri olan sendikalar, ağırlıklı olarak bürokratik kastın denetimi altında. İşçi sınıfının çıkarlarına sırtını dönmüş, düşünce ve yaşam olarak işçi sınıfınından çoktan uzaklaşmış bu kastın varlığı sendikal alanda büyük bir enkaz yaratmış durumda.

Bu tablonun tabandaki işçilerde huzursuzluğa yol açmaması mümkün değil. Ancak sınıf bilincinin geriliği, taban örgütlülükleri ve mücadele deneyiminden yoksunluk koşullarında bu hoşnutsuzluk kendisini, sendikal bürokrasiye tutum almaktan çok sendika değiştirme olarak gösterebiliyor. Birbirinden temelli bir farklılığı olmayan sendikal yapılarda yaşanan değişiklik, işçiler bir örgütlülüğe sahip olmadıkları koşullarda sonuç yaratamıyor. Biriken öfke ve tepkinin yarattığı enerjinin heba olmasına, kapitalistlerin ve hakim sendikal anlayışın işçiler üzerindeki baskısının artmasına, işçilerin bu çatışmada yorulmasına, sendikalara karşı güvensizliğin derinleşmesine yolaçıyor.

Tekstil sektöründe bir dönemdir tekil örnekler biçiminde yaşanan sendika değişikliği de bu tablonun dışında değil. Ancak bu değişikliklerin ağırlıklı bölümünün, işçilerin öfke ve tepkisinden beslenilerek, sendikal rekabetin sahasına dönüştürüldüğüne tanık oluyoruz.

Sektörde sendikal yapının koçbaşlığını yapan TEKSİF’in özel bir yöntem haline getirdiği bu davranış biçimi yakın zamanda DİSK Tekstil ve KT Deri’de sergilendi.

KT Deri’de neler oluyor?

KT Deri, İstanbul Beylikdüzü’nde kurulu bulunan LOGO Grup’a bağlı bir fabrika. 2017 yılında bu işyerinde Deriteks Sendikası örgütleniyor. Deriteks, barajın altında “yetkisiz” bir sendika olmasına rağmen, özellikle IndustriAll ve küresel markaların desteğiyle toplu sözleşme masasına oturuyor. Tekstil işçilerinin temel ihtiyaçlarının gerisinde olan üç yıllık sözleşmeye, üç ay gibi kısa bir süre içinde imza atılıyor.

“Sosyal diyalog” adı altında sermayenin icazetinde, IndustriAll ve küresel firmaların şemsiyesi altında imzalanan sözleşme ve sonrasında işyerinde yaşanan süreç, KT Deri işçileri arasında huzursuzluğa yol açıyor.  Deriteks’in “yetkisi”nin olmadığı fabrikada, DİSK Tekstil, sayısal çoğunluğu sağlayarak yetki başvurusunda bulunuyor. Öncesinde Deriteks’te işyeri temsilcisi olan, ardından DİSK Tekstil’e örgütlenme çağrısı yapan iki işçinin işten atılmasının ardından, DİSK Tekstil üyesi işçiler direnişe başlıyor. İşçiler yaklaşık bir aydır, fabrika önünde kurulan çadırda direniyor. DİSK Tekstil ve DİSK yönetimi bu eyleme aktif destek veriyor.

Son günlerde her iki sendika, yaptıkları açıklamalarda, birbirlerine dönük suçlamalarda bulunuyorlar. Tüm bunlar yaşanırken, işçiler üzerinde baskılar artmaya devam ediyor.

İPEKİŞ  işçilerine kapanan kapılar, KT Deri işçilerine sonuna kadar açık!

TEKSİF Bursa Şubesi’nde örgütlü İPEKİŞ işçileri, geçtiğimiz yıl Grup Toplu Sözleşme’sinin imzalanmasının ardından, sözleşmeye ve işçiyi yok sayan tutumlara karşı istifa etme kararı aldılar. İlk adımda kapısını çaldıkları, DİSK TEKSTİL Bursa Şube yönetimi oldu. Büyük bölümü istifa etme kararlılığı taşıyan işçilere, sonraki sözleşme dönemine “hazır” bir şekilde gelmeleri “tavsiye” edilerek kapılar kapatıldı. Zira bu süreçte fabrikada “yetkili” bir sendika vardı.

KT Deri’ye gelince, “işçilerin sendika seçme özgürlüğü” adına KT Deri işçilerini örgütleme seferberliği içine girdiler. Nasıl olsa Deriteks’in “yetkisi” yok, üstelik örgütlü ve “hazır” bir fabrika! Aynı zamanda KT Deri’nin çalıştığı markalarla birlikte KT Deri de sendikayı tanıyor. Geriye DİSK Tekstil için, hızlı üyelikler ve ardından günler boyu şov yapmak kalıyor.

Bugüne kadar nerede görülmüştür, DİSK Tekstil’in işten atılan işçiler için çadır kurduğu? Günler boyunca değil bir saat bile atılan işçiler için direniş yaptığı?

DİSK bürokratları KT Deri’de ne arıyor?

Tüm bunlar yaşanırken, geçtiğimiz günlerde DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu direnen işçilere ziyarette bulundu. Üstelik KT Deri’de halen bir sendikanın “fiili” yetkisi varken ve toplu sözleşmesi halen geçerli iken... Böylece DİSK Tekstil’in yaptığına Genel Merkez düzeyinde ortak olundu.

Sağlık emekçilerinin başka işkollarında gösterilmesi nedeniyle üyeliklerinin yok sayıldığı bir sendikanın genel başkanı olarak “fiili sözleşmeleri” savunan ve yeri geldiğinde güvencesiz ve taşeron çalışmanın yaygınlaşması karşısında “dönem fiili eylem dönemidir” vb. diyen Arzu Çerkezoğlu, “fiilen yetkili” bir sendikanın varlığını yok saymayı onaylamaktadır. Bunların yanısıra, üye sendikanın işkolunda diğer sendikalarla yaptığı “centilmenlik” anlaşmalarını tanımadığını da göstermektedir. IndustriALL Global’le birlikte 2018 yılında yapılan, tekstil alanında dört sendikanın imzacısı olduğu anlaşmada, “sendikalar arası diyalog” ele alınmakta, bunun bir parçası olarak bir işyerinde yapılmış bir sözleşme varsa, başka bir sendika tarafından ikinci bir sendikal örgütlenme yapılmayacağı hükmü bulunmaktadır. Sözkonusu hazır üyeler olunca, DİSK Tekstil ve DİSK için altına imza atılan anlaşmaların hükmü bulunmamaktadır.

Bir kez daha Greif’i anımsamak!

Tekstil işçileri, Çemen Tekstil’den Beybi Çuval’a, Casttle Blair’den sendikal rekabetin ardından açık bir ihanetin yaşandığı Yatsan’a ve elbette Greif’a, DİSK Tekstil’i çok iyi tanıyorlar.

Taban örgütlülüğüne sahip, fiili meşru mücadele ile haklarını savunan Greif işçilerinin mücadelesi, ihanet batağına sağlanmış bu çetenin tüm ipliğini pazara çıkardı. İşgale giden süreçte Greif kapitalisti ile uzlaşma yollarını arayan ancak işçilerin örgütlü tavrı yüzünden bunu yapma fırsatını yakalayamayanlar, 60 gün süren Greif işgalini bitirmek için Greif patronu, taşeronlar ve sermaye devleti ile iş birliği yaptılar. İşgal sürerken, kapalı kapılar ardında imzaladıkları sözleşme ile hem işçinin iradesini çiğnediler hem de işgale polis müdahalesinin zeminin yarattılar. Sürecin başından sonuna kadar, işçilerin değil sermayedarların yanında konumlandılar. İşte bu yüzdendir ki Greif işçileri, verdikleri mücadelenin Greif kapitalistine olduğu kadar, tepeden tırnağa çürümüş DİSK Tekstil şahsında sendikal bürokrasiye dönük olduğunu da ifade ettiler.

Sendikalarımıza çöreklenen bürokrasiyi yok etmek, yeni Greiflar’ı yaratmaktan geçiyor.

Tekstil İşçileri Birliği