Ağır çalışma koşullarına ve iş cinayetlerine karşı yaşamak için direnişe geçen Kale Kayış işçilerinin kaderi Petrol-İş yöneticileri ile patron arasında, işçileri temsilen kimsenin olmadığı bir görüşme ile belirleniyor. 4 ayı aşkın süredir direnen işçilerin mücadelesi, sendika bürokrasisinin işçilerin verdiği mücadeleye sırt dönmesi pahasına yapacakları geri bir satış anlaması ile noktalanıyor.
Yapılan anlaşma ile işçiler sadece ihbar ve kıdem tazminatlarını alacak, ama ne direnişte oldukları sürenin karşılığı verilecek, ne de işsizlik maaşından yararlanabilecekler. Sendika bürokratları, “Direnişin yasal bir zemini yok”, “Sendikamızın daha fazla size maddi destek sunama imkanı yok!” gibi tehditler eşliğinde bunu işçilere de onaylattılar. Onurlu bir biçimde direnen, hakları için mücadele eden Kale Kayış işçilerinden de böyle bir oylamanın “demokrasi” olduğuna inanmaları bekleniyor.
Direnişe destek olan 90’a yakın işçi ise yaşananlara karşı oldukça tepkili. İlk başta direnişin %100 kazanacağını söyleyen sendika yönetiminin, patronla yapılan son iki toplantıdan sonra fikrinin değişmesinden dolayı sendika bürokratlarına karşı öfkeliler. İşçiler bu toplantılarda sendika yönetiminin kararının değişmesine neyin sebep olduğunu merak ediyorlar. Ayrıca şimdiye kadar verdikleri mücadelenin sendikanın genel merkez seçimlerine heba edildiğini söylüyorlar.
Direnişten yana olan işçiler bundan sonra Silivri bölgesinde örgütlenmenin, mücadele etmenin daha zor olacağını, böyle bitirilmek zorunda bırakılan direnişin ardından kimsenin bir daha sendikalaşmaya yanaşmayacağını söylüyorlar. Bu direnişin ardından en çok kaybedenin de Petrol-İş olduğunu belirtiyorlar. Çünkü artık kimsenin sendikaya güvenemeyeceğini ifade ediyorlar.
İşçiler kendilerini üzen en büyük sorunlardan birinin de direnişten kaynaklı yaşanan maddi sorunlar nedeniyle eşleri ile boşanma aşamasına gelen, bankalarla hacizlik olan arkadaşlarının durumu olduğunu dile getiriyorlar. Direnişe seçim dönemlerinde destek verenlerin sonrasında kendilerini görmezden geldiklerini, direnişe ziyaretlerin azaldığını, bunun da üzücü olduğunu vurguluyorlar.
Kale Kayış direnişiyle ilgili ayrıntılı bir değerlendirmeyi sonraya bırakarak, şimdilik kısaca bir direnişin daha koltuk sevdalısı sendika bürokratlarının kariyerleri uğruna heba edildiğini belirtmiş olalım. Bir işçi direnişi ve sınıfın direngen bir bölüğü sendikal bürokrasi duvarına takıldı. Tıpkı Flormar direnişi veya yakın zamanda sendika bürokratlarının boyun eğen tutumları ile bitirilen TÜPRAŞ direnişi gibi... Görünen o ki sınıf mücadelesinin önünde bir engel olan sendikal bürokrasi aşılmadan, bu yağlı bürokrat takımı işçilerin tabandan geliştireceği fiili meşru mücadele ile alaşağı edilmeden, direnişlerin gerçek bir zaferle sonuçlanması olanaksız. Şimdiden bu direnişten gerçek dersleri çıkarmak sorumluluğu önümüzde duruyor, gelecekte daha ilerisini başarmak için.
Trakya Petrokimya İşçileri Birliği