16 Nisan’da yapılacak olan Anayasa referandumu Türkiye toplumunun temel gündemi olmaya devam ediyor. Burjuva düzen partilerinden liberal-reformist çevrelere, ilerici muhalefetten devrimci güçlere kadar hemen her kesim, kendi toplumsal-sınıfsal konumu üzerinden referanduma yönelik hummalı bir hazırlık yürütüyor. Tam da bu atmosfer içerisinde işçiler, emekçiler ve gençler ciddi bir politizasyon yaşıyor. Kürt halkı, Aleviler, emekçi kadınlar; özetle düzen tarafından ezilen, horlanan ve yok sayılan tüm toplumsal kesimler referandum gündemi üzerinden kendi istem ve taleplerini bir kez daha güçlü bir şekilde dillendiriyorlar. Fabrikalarda, sokakta, okulda referandum süreci, öncesi ve sonrası ile birlikte hararetli tartışmalara konu oluyor.
Bu nesnel durum, referandum gündemi üzerinden başta işçi ve emekçiler olmak üzere toplumun ilerici kesimlerine yönelik devrimci müdahalenin önemini bir kez daha arttırıyor. Zira, olağan süreçlere göre kitlelerin yaşadığı politizasyon ve siyasal gündemlere yönelik artan ilgi, doğru devrimci kanallara akıtılamadığı oranda burjuvazi için önemli bir imkana dönüşebiliyor. Böylesi dönemlerde kitlelerde oluşan duyarlılık alanları burjuvazi tarafından etkin bir şekilde istismar ediliyor. Azımsanmayacak oranda insan kitlesi, burjuvazinin gerici hesap ve politikalarının dayanağı haline getirilebiliyor.
Referandum çalışması ve kitleleri devrimci sınıf çizgisine kazanmanın önemi
Yukarıda tariflenen atmosfer sınıf ve emekçi kitlelere devrimci müdahale açısından da önemli imkanlar yaratmaktadır. Zira duyarlılıkları açık, politik gelişmelere ilgili ve mevcut atmosferin bizzat parçası olan kitlelere devrimci sınıf çizgisi üzerinden gerçekleştirilecek müdahaleler, olağan dönemlerden çok daha fazla etki yaratmaktadır.
Sınıf devrimcileri referandum sürecine yönelik çalışmalarında bu gerçeği titizlikle gözetmeli, referandum üzerinden belirlenen devrimci tutum ve çizgiyi işçi ve emekçilere taşımak için her türlü yol ve yöntemi yaratıcı bir tarzda değerlendirmelidir. Bu asgari oranda başarılmaksızın, burjuva gericiliğinin kitleler üzerindeki etkisini kırmak mümkün olmayacaktır. Dahası, belirlenen çizgi ve tutum işçi sınıfı ve emekçilere mal edilemediği oranda dinci-faşist iktidarın referandum üzerinden yaptığı hesapları boşa çıkarmak da mümkün olmayacaktır. Özetle, başarının ölçütü somuttur, bu da sınıfa yönelik devrimci-siyasal müdahalenin yaratacağı etki ve sonuçla doğrudan ilintili bir durumdur.
Dinci-faşist saldırganlığa karşı devrimci seferberlik
Bugünün Türkiye’sinde, referandum gündemi üzerinden devrimci sınıf çizgisini komünistler temsil etmektedir. Bu çizgi gelinen süreçte “Sermayenin diktatörüne de, diktatörlüğüne de HAYIR” şiarı ile dosta, düşmana ilan edilmiş bulunuyor.
AKP iktidarının kitlelere dayattığı kölelik saldırılarını geri püskürtmek ve referandum üzerinden kurmak istediği dinci-faşist dikta rejimine geçit vermemek için sınıfın bu çizgiye kazanılması ise yaşamsal bir önem taşıyor. O halde sınıf devrimcileri vakit kaybetmeksizin bu hedef doğrultusunda planlı, hedefli ve sistemli bir faaliyet örgütlemelidir. Bu kapsamda yapılması gerekenler şu başlıklar üzerinden özetlenebilir;
-Sermayenin ve AKP iktidarının referandum üzerinden yaptığı karanlık hesapları işçi ve emekçilere etkin bir şekilde anlatmak. Çok yönlü aydınlatma faaliyeti yürütmek. Bunun için sanayi havzalarında ve işçi semtlerinde seminerler, paneller, işçi toplantıları, kültürel etkinlik ler vb. gerçekleştirmek.
-Referandum gündemi üzerinden etkin ve popüler tarzda devrimci ajitasyon ve propaganda faaliyeti yürütmek. Zira devrimci sınıf çizgisini emekçi kitlelere taşımanın en etkili yollarından birisi de ajitasyon-propaganda çalışmasıdır. Bu kapsamda çıkarılacak olan merkezi araçların yanı sıra yerellerin özgünlüklerine uygun seslenme materyalleri kullanmak. Sosyal medyayı amaca uygun bir şekilde değerlendirmek.
-Süreç içerisinde gelişebilecek duyarlılıklara ve kitle hareketlerine hızla müdahale etmek. Koşullarının oluştuğu yerlerde bunu bizzat örgütlemek ve önderlik etmek.
-Sermayenin ve dinci-faşist iktidarın referandum üzerinden yaptığı kirli politikalara farklı ilerici-devrimci güçler ile muhalif kesimler de itiraz ediyor, HAYIR kampanyaları yürütüyor. Bu kesimler ile, özellikle eylemli süreçler üzerinden ilkeli bir tarzda yan yana gelmek, toplumsal muhalefeti güçlendirmek ve dinci-faşist iktidarın hesaplarını bozmak açısından önemli bir yerde duruyor. Sınıf devrimcileri faaliyet alanlarında bu durumu gözetmeli, toplumsal mücadeleyi geliştirecek ve soluk aldıracak bu türden çıkışları örgütlemek için çaba sarfetmelidir.
Sınıf devrimcilerinin referandum süreci üzerinden önünde duran sorumluluk alanlarının genel çerçevesi bu dört başlık üzerinden özetlenebilir. Gerisi, yaratıcı, ısrarlı, planlı ve sonuç almaya kilitlenmiş bir siyasal sınıf çalışması örgütleme sorunudur. Referandum sürecinde tüm bu açılardan elde edilecek başarıların, sonraki süreçlerde sınıf devrimcilerine önemli imkanlar sunacağı da akıllardan çıkarılmamalıdır.