Bireysel kurtuluş ve THODEX

Kendinden menkul olmayan ve kripto para vurgunun sadece bir örneğini oluşturan THODEX skandalı yoksullukla terbiye edilmeye çalışan geniş kesimlere yönelik umut tacirliğinin ve iktidarın yolsuzluk pratiklerinin yeni bir ayağı olması itibariyle çift yönlü bir işleve sahip.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Güncel
  • |
  • 30 Nisan 2021
  • 12:45

Yoksulluğun günden güne derinleştiği pandemi döneminde revaçtaki bir diğer olgu da yolsuzluk oldu. Türkiye’nin yakın siyasi tarihinde siyasetçilerin, bürokratların ve patronların karıştığı pek çok yolsuzluk örneği mevcut. Kamu kaynaklarının peşkeş çekilmesi, ihaleye fesat karıştırmak, ada devletçiklerinde naylon şirketler kurarak para aklamak gibi yöntemlere son zamanlarda umut tacirliği de eklendi.

Bireysel kurtuluş yolunda…

Toplumsal huzursuzluğu bastırmak için devlet terörünü devreye sokan kapitalist sistemin bir diğer yöntemi de her daim bireysel kurtuluş umudunu körüklemektir. Kısa yoldan zengin olma yöntemleri olarak görülen bahis oyunlarına modern dünya farklı “alternatifler” getirmiştir. Milyarderlerin evlerinin garajlarında kurdukları ilk şirketlerinin örnek verilmesi ile “yatırım”, “akıl” ve “cesaret” gibi kavramların yüceltilmesi, sosyal medya mecralarında “Elen Musk’ın bir günü” benzeri içeriklerle çalışkanlığın ve disiplinin zengin olmak için reçete olarak sunulması, algı yöneten ideolojik araçlar olarak sayılabilir. Bu araçlarla yoksulluğun tek sorumlusunun tembel ve atıl beyinler olduğu, sabah 4’te kalkarak zenginliğe doğru gidilen bir yolda ilk adımın atılacağı bol bol vaaz edilir.

Bu algı yönetimi sadece sosyal medya üzerinden yürümüyor. Erdoğan’ın yıllar önce sarf ettiği “Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok” şeklindeki sözlerine geçtiğimiz haftalarda eklediği “Nitelikli personele iş var” cümlesi de aynı algı yönetiminin ilk ağızdan yayınıdır. İşsizlik de yoksulluk da kapitalistlerin dünyasında onların bakış açısı ile “normaldir”. İşsizlik ve yoksulluğa karşı mücadele etmek yerine daha fazla “nitelikli” olmak için yarışmak ve bireysel kurtuluş tünelinin ucunda ışığı görmek için çabalamak gerekmektedir.

THODEX umutları satın aldı

Bireysel kurtuluş algısı sadece ideolojik araçlarla da sürdürülmüyor. Buna ek olarak, kısa yoldan zengin olmanın umudu teknolojinin nimetlerinden yararlanılarak süsleniyor. Bunun güncel olarak en bilindik yöntemi kripto para oldu. Paranın dahi sanallaştığı kapitalist anlayışta ellerindeki yatırımlar ile kripto para alanlar, paralarını katlamanın hayaline kapıldılar. Bu uğurda evlerini-arabalarını dahi satarak kripto para borsasına yatırmak, bireysel kurtuluşun yeni bir aracı olarak son yıllarda popülerlik kazandı. Ne var ki, kapitalist dünya umut tacirliği yaparken de kendi kasasının derdinde. Kripto para piyasası üzerinden zenginliklerine zenginlik katanlar halihazırda bu borsaları ellerinde bulunduranlar oldu. Örneğin Elon Musk’ın şirketi Tesla’nın kripto paradan 2020’nin tamamında araba satışından elde ettiği kârdan fazlasını kazandığı açıklandı.

İşçi ve emekçilere düşen ise umutlarını bağladıkları bu yolda ellerindekinden olmak oldu. Zira THODEX skandalında olduğu gibi yolsuzluk bir kez daha gündeme geldi. THODEX’in kurucusu Faruk Fatih Özer Türkiye’nin en büyük vurgununu yaparak 2 milyar ile birlikte yurt dışına kaçtı. Arkasında 390 bin mağdur bıraktığı ifade edilen Özer’in yaptığı bu vurgunun göz göre göre geldiği belirtiliyor. Öyle ki, vurgun, şirket tarihindeki en yüksek satışın yapılmasından ve %30 daha ucuza satışların yapılmasının ardından gerçekleşiyor.

Tüm bunlar olurken işçi ve emekçilere pandemi yasakları için ceza kesenler, bu paraların ardına düşerek icra başlatanlar, emekçilerin çift dikiş yapacağından ve haksız para kazanacağından dem vuranlar bu mecralarda hiçbir yaptırım ve resmi dayanağı bulunmadan yapılan parasal işlemlere seslerini çıkarmadılar. Geçtiğimiz hafta Merkez Bankası kripto paranın ödemelerde kullanılamayacağı şeklinde düzenleme getirdi ancak kripto para borsaları hakkında bir düzenleme yapılmadı. Ve görüldüğü üzere bir kez daha “Atı alan Üsküdar’ı geçti.”

THODEX ve iktidar bağlantısı

Ortada bir yolsuzluk varsa bunun iktidarla bağlantılı olmaması şaşırtıcı olacaktır. Yolsuzluklarla harmanlanmış bir iktidar olan AKP, “hırsız” kelimesinden dahi kendine bir atıfta bulunduğunu anlayacak denli ne olduğunun bilincindedir. Aklayamadıkları paralarla gündeme gelen AKP’nin akladığı paralarının haddi hesabının olmadığı aşikâr. Her gündeme gelen yolsuzluk vakasını hakaret davaları ve sözde FETÖ kumpasları ile örtbas etmeye çalışan AKP, bazen minareye kılıf bulmaktan dahi imtina edebilecek arsızlıkla işleri yürütmeye devam ediyor.

Faruk Fatih Özer’in sildiği sosyal medya hesaplarında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu da ziyaret ettiği görülüyor. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ise, “Faruk Fatih Özer’i tanımıyorum. Şahsın sosyal medyada dolaşan fotoğrafı; 26 Aralık 2019’da Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı’nın oğlu Mert Sancaklı’ya verdiğimiz randevuya eşlik ettiği ziyarette çekilmiştir” diyerek, aradaki bağlantıyı inkar etti.

Aynı inkar yoluna AKP’nin ortağı MHP’den Sancaklı da başvurdu. MHP Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı’nın oğlu Mert Sancaklı’nın geçtiğimiz eylül ayında Özer ile ortak bir şirket kurduğu da ortaya çıktı. Erenköy Vergi Dairesi’ne kayıtlı olan anonim şirketin amacı, İTO kayıtlarına göre, “Ödeme hizmeti verilmesi ve elektronik para ihracı.” Bunun yanı sıra yine silinen fotoğraf arasında Sancaklı ile Özer’in fotoğrafları da bulunuyor. MHP’li Sancaklı ise yaptığı açıklama ile Özer ile hem kendisinin hem de oğlunun bir bağlantısı olmadığını iddia etti.

Öte yandan THODEX vurgununun MHP’nin arka çıktığı Sedat Peker’in mal varlığına yönelik soruşturmanın ucunun kendilerine yönelebileceği kaygısı ile gerçekleştirildiği de iddia ediliyor. Mafya bozuntusunun elektronik ortamlarda yatırımlar yaptığı ve Özer’in şaibeli sicili bu iddiaların arka planını oluşturuyor.

Umut, mücadelede!

Kendinden menkul olmayan ve kripto para vurgunun sadece bir örneğini oluşturan THODEX skandalı yoksullukla terbiye edilmeye çalışan geniş kesimlere yönelik umut tacirliğinin ve iktidarın yolsuzluk pratiklerinin yeni bir ayağı olması itibariyle çift yönlü bir işleve sahip. Kapitalist sistemin çürümüş ve yozlaşmış yapısının son örneği olarak bu yolsuzluk skandalı işsizliğe, yoksulluğa ve güvencesizliğe karşı umudun nerede olduğunu da işaret ediyor. Hasretle beklenen güzel günler, kapitalistlerin ellerini ovalayarak kalan son birkaç damla kanı emmek için kitlelerin önüne sürdükleri umut tacirliğinin bin bir çeşit yöntemi ile gelmeyecektir. Bireysel kurtuluş inancı kapitalizmin kurbanlarına sunduğu “şeker evler”den ibarettir. Gecelerinde aç yatılmayan günler bireysel değil, toplumsal kurtuluş bilinciyle bu uğurda verilecek mücadele sayesinde gelecektir.