Plan ve Bütçe Komisyonu’nda AKP-MHP oylarıyla kabul edilerek TBMM’ye sunulan 2021 yılı merkezi soygun bütçesinin görüşmeleri 7 Aralık’ta başladı. Yürütmenin başı sıfatıyla, yapılan ve yapılacak olan harcamaların sorumlusu olan Erdoğan’ın hazır bulunmadığı Meclis’teki sunumu, Erdoğan’ın atanmışlarından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay yaptı. İşine gelince “Gazi Meclis” diye şov yapan Erdoğan, bu tercihiyle Meclis’e beş kuruşluk değer vermediğini bir kez daha gösterdi.
Baş muhatabının hazır bulunmadığı, eleştiri ve sorulara cevap vermeye değer bulmadığı “bütçe görüşmeleri” aslında uzun yıllardır göstermelik hale gelmiş bulunuyor. Kendi meclislerini bile bypass ettiklerini ise Kılıçdaroğlu’nun “Yasanın gereğini bile yerine getiremiyorlar. Bütçenin ekleri bütçe verildikten sonra Meclis’e geldi” sözleri açıklıyor. AKP-Erdoğan iktidarının halk düşmanı ekonomik, sosyal ve siyasal kararlarını tasdik ederek, onlara ‘meşruiyet’ kazandırma aracı olan Meclis’in, 2021 yılı soygun bütçesini onaylayarak her zamanki işlevini yerine getireceğine de kuşku yoktur.
Faiz ve militarist saldırganlık bütçesi
Modern toplumlarda hükümetlerin hazırlayarak ilan ettiği bütçeler, devlet gelirlerinin hangi kaynaklardan sağlanacağını, hangi sınıf veya sınıfların çıkarları uğruna harcanacağını kararlaştırır. Bir bakıma hükümetlerin öncelikli politikalarının önden ilanı işlevini görürler.
2021 bütçesinin gelir kaynağını direk ve dolaylı vergiler oluşturuyor. Harcama kalemleri içerisindeki en büyük iki kalemin ise faiz ödemeleri ve askeri harcamalar olduğu görülüyor. Bütçenin yaklaşık üçte birine denk gelen 300 milyardan fazla bir para faize ve militarizme gidecek. Yani 2021 yılı bütçesi emekçilerin sofrasından alınanları militarist harcama ve faiz ödemeleri yoluyla finans kapitalin ve savaş tekellerinin kasalarına akıtacak.
Bütçenin yüzde 95’i emekçilerden
1 trilyon 346,1 milyar TL’lik 2021 yılı bütçesinde 245 milyar TL’nin bütçe açığı yoluyla gelecek yıllara devredilmesi öngörülüyor. Doğrudan ve dolaylı vergiler yoluyla emekçilerden 922,7 milyar TL gelir sağlanacak. Oysa kapitalist işletme ve ticari kurumlardan “kurumlar vergisi” olarak sadece 105,2 milyar TL gelir sağlanacağı hesaplanıyor. Demek oluyor ki bütçe açığı yoluyla gelecek yıllara devredilen borç ve vergiler yoluyla emekçilerden gasp edilecek miktarın toplamı, 2021 yılı bütçesinin yüzde 95’inden fazlasını oluşturuyor. Kapitalist işletmelerden sağlanacak kaynak ise yüzde 5’ten daha az bir orana tekabül ediyor.
Bununla da kalmıyor, bütçede 105,2 milyar olarak tahmin edilen kurumlar vergisi gelirinin yüzde 40’na denk gelen 42 milyarı gerisin geri özel sektöre aktarılması öngörülüyor. Bu ise “yatırımların ve istihdamın desteklenmesi” bahanesiyle sosyal güvenlik işveren primi, tarımsal kredi faizi ve ihracat destekleri yoluyla yapılacak.
Pandemi dönemi sağlık ve eğitim sisteminin içerisinde bulunduğu sefaleti olanca çıplaklığıyla açığa çıkardı. Yoksuldan çalıp zengine verme prensibini temel alan AKP-MHP rejiminin 2021 yılı bütçesinde sağlık ve eğitime ayrılan pay Diyanet İşleri Başkanlığı’nın gerisinde kaldı. Diyanet İşleri’ne 12 milyar 977 milyon TL ayrılırken, MEB’e yatırım ödeneği 11,3 milyar lira olarak öngörülüyor. 2020 yılı bütçesinde, sağlık sektörü yatırımlarına 11,6 milyar lira kaynak ayrılmışken, bu rakamın 2021 yılı bütçesinde 20,1 milyar lira olacak.
‘Yeni’ savaş partisi iyip’in militarizm seviciliği
Bütçe belirleme süreci, düzen partilerinin demagojilerine de sahne oluyor. Soygun ve savaş bütçesine şerh yazan “yeni” savaş partisi İYİP, “2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu, Türkiye’nin makroekonomik sorunlarına bir çözüm üretmemesinin yanı sıra, toplumsal adalete, işsizliğe, gelir dağılımındaki bozukluğa, çiftçiye, esnafa, çalışana, emekliye, EYT’liye, çocuğa, gence, yaşlıya, engelliye, kadına yönelik çözüm sunmamaktadır.” diyor. Ardından devam ediyor: “Bu nedenle, Milli Savunma Bakanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bütçeleri hariç 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa hayır oyu vermekteyiz.” Bütçenin yaklaşık beşte birini yutacak olan militarist harcamalara karşı çıkamayan İYİP’in, “Vergi gelirlerinin beşte biri Sayın Cumhurbaşkanının diline pelesenk olan faiz lobisine gitmektedir” sözleri ucuz bir demagojiden ibarettir. Zira söz konusu miktar tam da militarist harcamalar için yapılan borçlanma ve bu borçların sadece faizlerinden oluşuyor.
“Demokrasi bloku”nun büyük ortağı CHP de 2021 yılı bütçesinin en büyük harcama kalemi olan askeri harcamaları sorun etmiyor. İtirazlarını dillerine pelesenk ettikleri “liyakat” söylemiyle dilendiriyor. Borç batağında yüzen, iflas etmiş kapitalist ekonominin sorunları “liyakat” sahibi kişilerin yönetime getirilmesiyle aşılamayacak kadar derin ve köklüdür.
Yoksula din-iman zengine han-hamam
2021 bütçesi konusunda Meclis’teki partiler içinde dişe dokunur tek ses HPD’den yükseldi. HDP adına yapılan açıklamalarda, bütçenin “yaşam ve ölümün sınırlarını belirleyen bir bütçe” olduğu belirtildi. Bütçe teklifinin “yandaşa, ranta, savaşa alan açtığı”na dikkat çekildi. HDP, “Okulların depreme dayanıklı hale gelmesi, pandemide işyerini kapatan esnaflara destek sağlanması, ataması yapılmayan öğretmenlerin atanması, EYT’lilerin emekli olmalarının sağlanması, her haneye ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz doğalgaz ve elektrik sağlanması, gençlerin KYK borçlarının silinmesi ve memurlara 3600 ek gösterge hakkının sağlanması gibi talepleri içeren önergelerin AKP-MHP milletvekillerinin oyları ile ‘kaynak yok’ denilerek reddedildiğini” açıkladı.
Örtülü ödeneğe ayrılan 5 milyar 410 milyon TL’nin, 2 milyon 326 bin 881 asgari ücretlinin bir aylık maaşına, Cumhurbaşkanlığı Sarayı temizlik ekipmanları gideri olan 3 milyon 839 bin liranın 1.650 asgari ücrete, Diyanet İşleri Başkanı’nın bindiği makam aracının fiyatının ise bin asgari ücrete denk geldiği belirten HDP, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın harcamaları konusunda şunları dile getirdi:
“Diyanet İşleri Başkanı’nın bindiği makam aracının fiyatı 2,5 milyon TL’dir. Bu rakam, yaklaşık olarak, bin asgari ücretlinin bir aylık maaşına denk gelmektedir. Cumhurbaşkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hac ve umre seyahatleri için yaptığı tüm harcamaları Sayıştay denetiminin dışına çıkarmıştır. Bu kalemlere ayrılan bütçeleri ne kadar olduğunu bilinmemektedir. Faizin haram olduğu fetvalarını veren ama 2018 yılında 2 milyon 354 bin TL faiz geliri elde eden Diyanet İşleri Başkanlığı’nın imam ve müezzinlerin de aralarında olduğu din görevlilerini Alanya’da 5 yıldızlı bir otelde eğitime gönderdiği ve bunun için 20 milyon TL fatura ödediği ortaya çıkmıştır. Bu rakam, yaklaşık olarak, 8 bin 600 asgari ücretlinin bir aylık maaşına, Cumhurbaşkanın 7 aylık maaşının 35 katına denk gelmektedir.”
Savaş ve faiz ödeme bütçesine kaynak yaratmak için bebek bezinden ekmeğe-suya kadar her şeye KDV koyan “yerli ve milli” AKP-MHP faşist ittifakı, kapıkulu Demirören medya grubuna verdikleri Milli Piyango gibi kumar oyunlarında ise KDV’yi sıfırlıyor. Emekçi halkların inançlarını sömürerek ayakta kalan AKP-MHP iktidarı, yoksula din-imanı zengine han-hamamı layık gördüğünü 2021 savaş ve faiz bütçesiyle bir kez daha göstermiştir.