Kapitalist sistemden kaynaklanan ekonomik kriz, işsizlik, savaş ve geleceksizlik gibi sorunlar gençleri umutsuzluğa sürüklüyor. Bu sorunlar artık emperyalist ülkelerde de belirginleşiyor. Kısa süre önce yapılan “Almanya'da Gençlik 2024” başlıklı araştırmanın sonuçlarına göre, genç nesil arasında geleceğe dair büyük bir umutsuzluk var. Sorunların, kendini güvende hissetmeme, gelecek kaygısı ve buna bağlı olarak ortaya çıkan siyasi tatminsizlikten kaynaklandığı görülüyor.
Araştırma kapsamında yapılan bir ankette, ocak ve şubat aylarında ülke çapında 14 ila 29 yaşları arasında yaklaşık 2 bin gençle görüşmeler yapıldı. Katılımcılara parti tercihleri, en büyük endişeleri, özel yaşamlarındaki memnuniyet ve memnuniyetsizlikleri, ekonomik durumları, sağlık, mesleki fırsatlar, siyasi koşullar, uyum, Almanya'daki yaşam kalitesi gibi konular soruldu. Çıkan sonuçlar önceki yılların araştırmalarıyla karşılaştırıldığında, genç neslin özellikle sosyo-ekonomik durumdan kaynaklı daha çok memnuniyetsiz hale geldiğini gösteriyor.
Bunun sonucunda genç nüfusun gelecekle ilgili büyük bir karamsarlık içine girdiği ve bu durumun sağ partilere olan ilgisinin artmasına neden olduğu belirtiliyor. Katılımcıların %65’i enflasyonun yüksek olmasından endişeli olduğunu belirtiyor. Bunu %60’la Avrupa ve Orta Doğu'daki savaş, %54’le konut sorunu, %49’la toplumdaki bölünmeler ve iklim değişikliği sorunları izliyor. Savaşlar ve ekonomik sorunların yanı sıra, mülteci akışlarındaki artışa ilişkin endişelerin de arttığı görülüyor. Geçen yıl gençlerin yüzde 25'i mülteci akınını sorun olarak görürken bu yıl bu oran yüzde 41’e çıkmış görünüyor.
İşbaşındaki koalisyon hükümetini oluşturan partilerin (Sosyal Demokratlar/SPD, Yeşiller, Liberaller/FPD) gençler arasındaki popülaritesi azalmaya devam ederken, ırkçı-faşist parti AfD’nin ise popüler olduğu görülüyor. Buna göre ankete katılanların yüzde 22'si önümüzdeki pazar federal seçim olsa AfD'ye oy vereceğini söylüyor. Bu oran 2022 ile karşılaştırıldığında iki kat artış olduğu sonucu çıkıyor. Araştırmaya göre Hristiyan Demokrat Parti/CDU dışındaki diğer tüm partiler genç kuşak nezdinde itibar kaybediyor. Bu ise, sağ partilerin yalnızca yaşlı, muhafazakar kişiler tarafından desteklendiği kanısının yanlış olduğu anlamına geliyor. Özellikle ırkçı-popülist söylemler kullanan, sistemin ürettiği sorunları demagojik bir malzeme olarak kullanan AfD gençlerin bir kesimini etkileyebiliyor.
Halihazırdaki hükümetin kendilerine gelecekle ilgili bir umut vermediğini, sorularını çözmediğini ve beklentilerini karşılamadığını belirten gençlerin çoğu, özellikle siyasi partilere güvensizler. Bu güvensizlik ve gelecek korkusunun gençlerde psikolojik sorunlara neden olduğu ve birçoğunun budan dolayı tedavi gördüğü söyleniyor.
Gençler arasında iyi bir yaşam umudu azalırken, krizlerle baş etmekte zorlanan genç nüfus kendini zihinsel olarak terkedilmiş ve yalnız bırakılmış hissediyor.
Araştırmayı yapanlar çıkan sonuçlara şaşırsa da durum şaşırtıcı değil. Zira kapitalist sistem genç nüfusu savaş ve sömürü yoluyla geleceksizliğe itmeye devam ediyor. Eğitime, sağlığa, konuta yatırım yapmak yerine on milyarlarca doları silahlanma ve militarizme harcıyorlar. Bunu yaparken de hem doğayı hem yaşam alanlarını talan ediyor ve yeni nesillere geleceksizlikten başka bir şey sunmuyor.
Trajik olan, sistemden bunalan gençlerin bir kısmının, bu sistemin en berbat temsilcileri olan ırkçı-faşistlerin tuzağına düşmeleridir. Bu açmaz ancak kapitalizme, militarizme, silahlanma ve savaş karşı mücadele yükseltildiğinde aşılabilir.
Z. Rosa