“Tükenmez soluğu olanlar gerekli
Bir kalbi daha olanlar gerekli…”
(Filipinler halk ezgisi)
Devlet terörü, cinayet ve işkencelerle bilinen Filipinler’in resmi tarihinin bir diğer yüzünde ise Filipinler halkının, devrimcilerin ve komünistlerinin beyaz teröre karşı sürdürdükleri soluksuz bir mücadeleler vardır.
“Uyuşturucuyla savaş” adı altında yoksul halk kitlelerine karşı sınırsız bir baskı uygulayan ve gerilla hareketine sürekli tehditler savuran Rodrigo Duterte’nin iktidara geldiği 2016-2018 arasındaki 1,5 yıllık başkanlığı süresince, resmi olarak 7 bin, bağımsız kaynaklara göre ise 10 bin kişi infaz edildi. Bu sayı, Marcos’un 20 yıllık diktatörlüğündeki infaz sayısından daha fazladır.
ABD emperyalizmine bağlılıkta kusur etmeyen Duterte hükümeti, korona pandemisinin derinleştirdiği ekonomik krizin çözümü için yüklü borçlanmalar altına girdi. Asya Kalkınma Bankası, Dünya Bankası, Fransız Kalkınma Ajansı gibi emperyalist finans kuruluşlarıyla yaptığı yeni borçlanma anlaşmalarıyla ülke halklarının geleceğini finans kapitale peşkeş çekti.
Alınan büyük kredilere rağmen, hükümet sokağa çıkma yasağının yürürlüğe girmesini takip eden 106 gün hane başına sadece 53 peso (yaklaşık 24 sent) “pandemi yardımı” yaptı. Salgın sırasında, insan hakları gruplarının yerli topluluklara ve kır yoksullarına ihtiyaç duyulan acil yardımları ulaştırmaları da engellendi. Bu çabalar, Duterte hükümetinin kolluk güçlerinin kontrol noktalarında tacizlerle karşı karşıya kaldı. Saldırılarda 35 kişi yakalanarak gözaltına alındı.
Diğer gerici-faşist diktatörlükler gibi mevcut baskıcı yasalarla yetinmeyen Duterte diktatörlüğü de 3 Temmuz’da yeni bir anti-terör yasası çıkardı. Yasanın çıkmasına karşı yapılan eyleme binden fazla insan katıldı. İlerici Makabayan parti listesi bloğu yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
“Uyuşturucuyla savaş” çığırtkanlığı altında terör estiren Duterte, Terörle Mücadele Konseyi’ne Kara Para Aklamayla Mücadele Konseyi’nin yönetim kurulunda olanları doldurarak, mafyayla el ele olduğunu da gösterdi.
Terörle Mücadele Yasası, Filipinler’deki çevre ve iklim aktivistlerinin de yaşamını riske atıyor. İsveçli çevre aktivisti Greta Thunberg ve iklim hareketinin diğer uluslararası şahsiyetleri, yeni terörle mücadele yasasına karşı Filipinli çevrecilerin başlattıkları kampanyayı destekleyeceklerini açıkladılar. Greta Thunberg bir dayanışma video mesajı göndererek yeni yasaya karşı bir dilekçe kampanyası başlattıklarını duyurdu. Sadece 2019 yılında, Filipinler’de 47 çevre aktivisti katledildi.
Yeni anti-terör yasasıyla cinayetler hız kazandı
10 ve 17 Ağustos tarihlerinde devrimci-ilerici muhaliflere karşı yeni cinayetler işlendi. Marcos diktatörlüğüne karşı verilen mücadelede yer almış olan 71 yaşındaki Randall Echanis 10 Ağustos günü Quezon City’deki evinde ölü bulundu.
Randall Echanis, köylüler ve işçilerin parti listesi olan Anakpavis’in başkanıydı ve 2002 yılından beri Filipinler Ulusal Demokratik Cephesi’nde barış danışmanı olarak faaliyet yürütüyordu. Marcos diktatörlüğü altında olduğu gibi, Corazon Aquino ve Gloria Arroyo diktatörlükleri döneminde olmak üzere üç kez yolu zindanlardan geçmişti. Polisin, Randall Echanis cinayetini komşusunun üzerine atarak basit bir cinayet süsü verme çabası, Randal’ın partisi Anakpavis ve ilerici avukatlar birliği NUPL tarafından teşhir edildi. Anakpavis ve NUPL, cinayetin devlet güvenlik güçlerinin işi olduğunu söylediler. İnsan Hakları Komisyonu ve diğer bağımsız organlar tarafından da cinayetin suçlularının açığa çıkartılması için soruşturma başlatıldı.
Rothe Fahne News’teki bir habere göre, 17 Ağustos günü de KARAPATAN üyesi insan hakları aktivisti 39 yaşındaki kadın öğretmen Zara Alvarez katledildi. Alvarez bu süreçte Bacolod City’de, siyahlara yönelik devam eden eğitim kampanyasını sürdürüyordu. 11 yaşında bir kız çocuğu annesi Zara Alvarez, salgın sırasında belediyenin sağlık programının yardım çalışmalarında da yer almıştı. 2012-2014 yılları arasında sahte bir suçlamayla gözaltına alınıp yargılanan ve kefaletle serbest bırakılan Zara Alvarez, uzun bir mücadele sonrasında geçen yıl beraat etmişti. Alvarez, bu karara rağmen ordudan çok sayıda tehdit alıyordu. Zara cinayetini kınayan KARAPATAN ve IWA (Uluslararası Kadın İttifakı), Zara ve yargısız infazların tüm kurbanları için adalet çağrısında bulundular.