CCP lideri Jose Maria Sison hayatını kaybetti

Hayata veda edene kadar devrime bağlılığını ve Filipin halkının kurtuluşuna olan inancını koruyan CCP lideri Jose Maria Sison, enternasyonal duruşuyla da yiğit bir devrimci olarak anılmaya devam edecek.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 18 Aralık 2022
  • 15:30

Filipinler Komünist Partisi’nin sürgünde yaşayan lideri Jose Maria Sison, 16 Aralık 2022’de sürgünde yaşadığı Hollanda’da hayatını kaybetti.

8 Şubat 1939'da Kuzey Luzon'daki küçük Cabugao kasabasında toprak sahibi muhafazakâr bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Sison, genç yaşlardan itibaren kırsal kesimdeki köylülerin çalışma koşullarıyla ilgilenmeye başlar. 1961’de devrimci hareketine katılır, Gençlik Birliği'nin liderlerinden biri olarak öne çıkar. Komünist partisine katılır ve 1968'in sonlarında Filipinler Komünist Partisi'nin kurucu başkanlığını yaparak mücadelenin ön saflarında yerini alır.  

***

Liseyi Manila'da okuduktan sonra Filipinler Üniversitesi'nde edebiyat ve siyaset eğitimi alır ve 1959 mezun olur. Ülkesinde yayınlanan ilerici anti-emperyalist yayınların yanısıra Marx, Engels, Lenin, Stalin ve Mao'nun eserlerini ilgiyle okur. Filipinler Üniversitesi'nde İngilizce okutmanı olarak, akademik bir kariyer yapmak yerine o örgütlü devrimci yaşamı tercih eder.

1962'nin sonunda, 23 yaşındayken, 1957'den beri yasaklı olan Filipinler Komünist Partisi'ne (PKP) katılır. Daha sonra radikal bir akademik gençlik derneğinin (Kabataang Makabayan / KM) kuruluşuna önderlik eder. PKP içerisindeki İdeolojik farklılıklar yüzünden Sison 1967 yılında partiden ihraç edilir. Bir yıl sonra 26 Aralık 1968'de Sison’un önderliğinde Maoist yönelimli Filipinler Komünist Partisi'ni (CPP) kurulur. İki yıl sonra Sison Amado Guerro takma adıyla Filipin Toplumu ve Devrim adlı kitabını yayınlayarak partisinin çizgisini ortaya koyar. Mart 1969 yılında Sison’un önderliğinde CPP Yeni Halk Ordusu (NPA) kurarak gerilla hareketini başlatır.

***

1972'de dönemin diktatörü Ferdinand Marcos rejimine karşı artan direnişi bastırabilmek için  Filipinler’de sıkıyönetim ilan edilir. CPP/NPA üzerindeki baskılar artar saldırılar yoğunlaşır. Sıkıyönetimin başlangıcında Filipinler Silahlı Kuvvetleri'nin sadece 55.000 askeri varken Marcos döneminin sonunda sayı 250,000'e ulaşmıştı. 1973'te CPP'nin yeraltı liderliği, on iki sol eğilimli gruptan oluşan bir şemsiye ittifak olan NDF (Yeni Demokratik Cephe) kurulur.

CPP /NPA'nın teorisyeni ve taktisyeni olan Sison, kendisine yönelik suikast girişimlerini öğrendikten sonra 1976 yılında yeraltına çekilir. Sonraki birkaç yıl içinde ordunun geniş çaplı “iktidar karşıtı” kampanyaları bir düzineden fazla CPP ve NPA liderinin yakalanmasına ya da öldürülmesine yol açar. 1977 yılında Sison ve eşi de tutuklanır. İlk iki yılını kötü koşullar altında hücre hapsinde bir karyolaya zincirlenerek geçirir. Hükümetle siyasi işbirliği girişimlerini kesinlikle reddeder. Hücre hapsi 1985 yılında kaldırılır. Sison aynı yıl serbest bırakılır.

Serbest bırakıldıktan sonra Sison tekrar siyaset bilimi profesörü olur ve üniversitelerde misafir olarak ders verir. Ancak siyasi iklim yeniden gerginleşir. NPA ile hükümet arasında 17 yıl sonra ilk kez iki aylık bir ateşkes olmasına rağmen, Mendiola katliamı (polis ve askerin barışçıl bir köylü gösterisine ateş açması) nedeniyle Sison hükümetle daha fazla görüşmeyi reddeder ve silahlı çatışmalar yeniden alevlenir. 1988'de Sison’nun pasaportunun iptal edileceği ve kendisi ile eşi için sırasıyla bir milyon peso ve 500.000 peso ödül konulduğu bildirilir. Bunun üzerine Sison 1988 yılında ülkeden ayrılmak zorunda kalır.

***

Genç yaşlarda başladığı mücadeleyi sonuna kadar devam ettiren Sison hayatının 60 yıldan fazlasını anti-emperyalist direnişe ve sosyalizm mücadelesine adamıştır. Bu nedenle Marcos diktatörlüğü tarafından zulme uğramış ve iki yılı bir karyolaya zincirlenerek hücre hapsinde olmak üzere yedi yıl hapis yatmıştır. Sonrasında sürgüne çıkmak zorunda kalmıştır.

Jose Maria Sison 1988 yılından bu yana eşi ve CPP/NDFP liderliğinin bir bölümüyle birlikte Hollanda'da yaşamaktaydı. Buna rağmen adının anılması bile Güneydoğu Asya’daki Filipinler devletindeki muhafazakarları, sağcıları ve gericileri öfkelendiriyordu. Filipinlerdeki faşizan rejimin ölümünden sonra yaptığı açıklamada Sison’u hedef alması bu devrimci liderin ülkesinde halen etkili olduğunu göstermektedir.

Kısa süre önce “Filipinlerde devrim olabilir mi?” sorusuna verdiği aşağıdaki yanıt devrimci duruşunu sonuna kadar koruduğuna işaret ediyor: “Ancak emperyalist küreselleşmenin neoliberal politikalarının, saldırı savaşlarının ve yoğunlaşan emperyalistler arası çelişkilerin, ulusal kurtuluş, halk demokrasisi ve sosyalizm için devrimci hareketlerin eşi benzeri görülmemiş bir yükselişinin koşullarını yarattığından eminim. Filipinler’de ve her yerde.”

Hayata veda edene kadar devrime bağlılığını ve Filipin halkının kurtuluşuna olan inancını koruyan Jose Maria Sison, enternasyonal duruşuyla da yiğit bir devrimci olarak anılmaya devam edecektir.