Emperyalistler İsrail’in savaş suçlarına kalkan oldu

“Aksa Tufanı” çıkışı ve sonrasında yaşananlar, gayri meşru işgalci savaş aygıtının Filistin halkının direniş iradesini kırma gücünden yoksun olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Dünya
  • |
  • 13 Ekim 2023
  • 19:00

Irkçı-Siyonist İsrail rejiminin Gazze Şeridi’ne yönelik histerik saldırısı zıvanadan çıkmış bir şekilde devam ediyor. Her gün savaş suçu işleyen Siyonist rejim, dünyada nüfusun en yoğun olduğu yerlerden biri olan Gazze’yi savaş uçaklarıyla bombalıyor. 2,2 milyon sivilin yaşadığı bölgede, bazı mahalleleri tamamen imha edecek şekilde bombardıman yapılıyor. Hal böyleyken, “İsrail Hamas’la savaşıyor” şeklinde verilen haberler, ırkçı-Siyonistlerin savaş suçlarını hafifletmeye hizmet ediyor. Zira, işgalci İsrail ordusunun bombalarına maruz kalanların ezici çoğunluğunu direnişçiler değil Gazze’de yaşayan halk oluşturuyor. Katlettiği Filistinlilerin 260’ının çocuk olması ve 140 bin kişinin evsiz kalması, İsrail’in vahşi saldırganlığının vardığı boyutu gözler önüne seriyor.

İsrail işgal ordusunun histerisi, Filistinli direnişçilerden yedikleri darbeden dolayı Siyonist şeflerin kimyasının bozduğunu da gözler önüne seriyor. Zira hem İsrail istihbaratının “gözünden hiçbir şey kaçmayan istihbarat”, hem savaş aygıtının “yenilgiye uğratılamaz ordu” efsanesi, ağır silahları bulunmayan bine yakın Filistinli direnişçinin gerçekleştirdiği “Aksa Tufanı” çıkışıyla çökertildi. Kimyası bozulan Siyonist şefler, gözü dönmüş bir şekilde Gazze’yi mahalle mahalle imha ederek intikam almaya çalışıyorlar. 2,2 milyon Filistinliyi elektriksiz, susuz, gıdasız, ilaçsız bırakarak toplu kıyım yapmak isteyecek derecede zıvanadan çıkmış bir histeri içindeler.  

Siyonist rejim Birleşmiş Milletler kararlarını, uluslararası anlaşmaları, savaş kurallarını her zamanki gibi hiçe sayıyor. Bu küstahlık ABD başta olmak üzere batılı emperyalistlerin verdikleri sınırsız destekten kaynaklanıyor. Nitekim İsrail bu desteğe yaslanarak tarihi boyuncu birçok kez savaş suçu işledi. Siyonist İsrail, Filistin halkına uyguladığı ırkçı-katliamcı politikalarla “insanlığa karşı suçlar işleme” konusunda dünyada birinci sıradadır. Dolayısıyla Siyonist rejimin işlediği tüm suçlardan batılı emperyalistler de doğrudan sorumludur.

Bu defa emperyalistler geçmiştekinden de hızlı davrandılar. ABD Başkanı Joe Biden “Aksa Tufanı” saldırısının başlamasından kısa süre sonra sahneye çıkıp Siyonist rejime “kaya gibi arkanızdayız” mesajı verdi. Doğu Akdeniz’de bulunan Amerikan savaş gemileri filosunun Gazze açıklarına çekilmesi için emir verdi. Son olarak 10 Ekim’de bir açıklama yapan Biden, “Netanyahu'ya İsrail'in vereceği karşılığın belirleyici olması gerektiğini söyledim” ifadelerini kullandı. “Belirleyici” ifadesiyle Biden, Filistin halkının direnişinin kırılmasını kastediyor. Oysa Filistin direnişi sadece örgütlerden ibaret değil, halkın büyük çoğunluğu da bu direnişin dolaysız bir parçasıdır. Biden, Netanyahu’ya “Gazze’yi istediğin gibi bombalayabilirsin. İsrail ancak o şekilde ‘belirleyici’ bir karşılık vermiş olur” mesajı vererek, savaş suçları işlemeye devam et demiştir.

ABD İsrail’in savaş suçlarına ortak olmakla kalmadı; İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya’yı da bu suça ortak etti. Batılı beş emperyalist devletin şefleri şu mesajı verdiler: “Önümüzdeki günlerde, İsrail'in kendini savunabilmesini sağlamak ve nihayetinde barışçıl ve entegre bir Orta Doğu bölgesinin koşullarını oluşturmak için müttefikler ve İsrail'in ortak dostları olarak birlik ve koordinasyon içinde kalacağız.”

Bu açıklama ile İsrail’deki dinci-faşist hükümetin başı Binyamin Netanyahu’ya Gazze’yi istediğin gibi bombalayabilirsin mesajı verildi. Bu, batılı emperyalistlerin İsrail’in işlediği savaş suçlarının dolaysız ortakları olduğunu somut olarak gösteriyor. Ancak vurgulamak gerekiyor ki, vahşi Siyonist işgal devam ettiği sürece direnişi ortadan kaldıracak “belirleyici” yanıt verilmesi histerisinin bir karşılığı olmayacaktır. Zira, yaklaşık bir asırlık tarihi olan Filistin direnişini bitirmeye ne emperyalistlerin ne ırkçı-Siyonistlerin gücü yeter.

Öte yandan, emperyalist şeflerin mesajları ırkçı-Siyonist rejimi koruma kaygısını da içeriyor. Zira “direniş ekseni” bileşenlerinin savaşa dahil olmalarını engellemek için tehdit savuruyorlar. Batılı emperyalistler, savaşın bölgeye yayılması durumunda İsrail’in de yıkıma uğrayacağını biliyor. Bundan dolayı “Sakın Filistin halkına destek için savaşa girmeyin. Aksi durumda biz de size saldırırız” tehdidi savuruyorlar. Bu tutum, Siyonist rejimin ancak batılı emperyalistlerin desteği ile ayakta kalabildiğini gösterdiği gibi, İsrail’in savaş suçlarını bu sayede işleyebildiğinin de kanıtıdır.

Batılı emperyalistlere yaslanan İsrail savaş aygıtının yıkım ve katliam yapabilecek gücü var. Günlerden beri Gazze’de işlediği savaş suçları ne kadar barbar olabileceklerini de tüm dünyaya gösteriyor. Buna rağmen “Aksa Tufanı” çıkışı ve sonrasında yaşananlar, bu gayri meşru işgalci savaş aygıtının Filistin halkının direniş iradesini kırma gücünden yoksun olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.