Yargıtay’dan işçiyi takip eden şirket kararı

Bilgisayarına kurduğu program ile çalışanlarının yazışmalarını takip eden şirket hatalı bulundu.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 03 Ağustos 2020
  • 11:30

Özel bir şirkette çalışan mühendis haklı bir sebep olamadan işten atıldığı gerekçesiyle İş Mahkemesi’ne başvurdu.

Mahkemede ifade veren davalı şirket yöneticisi ise, davacının iş sözleşmesinin başında işi yapma konusunda kendisinde olmayan şartları varmış gibi göstererek işvereni yanılttığını, kariyer sitelerine iş başvuruları yaptığını, sosyal medya üzerinden rakip firmalar ile görüştüğünü öne sürdü. Davranışlarının devam etmesi üzerine, güvenlik amacı ile bilgisayarının takibe alındığını, davacıya ait USB belleğin şirket aracı içinde araç yıkama firması tarafından bulunduğunu, USB’nin kontrolünde içinde şirkete ait dışarı çıkmaması gereken bilgilerin ve davacıya ait şahsî bilgilerin bulunduğunun tespit edildiğini dile getirdi. Davacının danışman firmalara, iş arkadaşlarına, şirketi kötüleyecek şekilde ifadeler kullanarak işinden memnun olmadığını söylediğini, iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II maddesine göre haklı sebeple feshedildiğini savundu.
Mahkeme, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verdi. Kararı davacı mühendis temyiz edince davaya Yargıtay Mahkemesi baktı.

Yargıtay kararında, çalışanın izlendiğini bilmemesi üzerine kararı bozdu. İzlenme kararının işçiye yazılı olarak bildirilmesi ve imza ile karşılıklı anlaşılması gerektiği ifade edildi.

Yargıtay kararı şu şekilde:

"İşverenin yönetim hakkının bir sonucu olarak işçiyi elektronik ortamda izlemesi ve takip etmesi her zaman mümkündür. Ancak bunun için işçinin bu izleme hakkında bilgilendirilmiş olması şarttır. İşçinin izlendiğine dair bilgilendirilmemesi veya gizlice izlenmesi, bu izleme neticesinde elde edilen veriler, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edildiğini açıkça ortaya koysa dahi, hukuka aykırı olarak kabul edilmelidir. Hal böyle iken, somut olayda işverence gizlice izleme neticesinde elde edilen bilgilerin haklı fesih sebebi olarak ileri sürülmesinin mümkün olmadığı kabul edilmelidir. Mahkemece feshin haklı bir sebebe dayanmadığı ve davacının ihbar tazminatına hak kazandığı sonucuna varılması gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. Temyiz olunan hükmün açıklanan sebeplerden bozulmasına oybirliği ile karar verildi."