“Yargı iş cinayetlerinin sorumlularını cezalandırmıyor”

Adalet Arayan İşçi Aileleri, 58. Vicdan ve Adalet Nöbeti’nde OSTİM ve İvedik’te yaşanan patlamalarda yaşamını yitiren işçileri andı. İş cinayetlerinin son yılların en yüksek sayısına ulaştığına dikkat çekti.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 05 Şubat 2017
  • 14:02

Adalet Arayan İşçi Aileleri, her ayın ilk Pazar günü yapılan Vicdan ve Adalet Nöbeti’nin 58.’sini gerçekleştirdi. Eylemde iş cinayetlerinin üzerinin “kader, fıtrat” denerek kapatılmasına tepki gösterildi. Yalnızca iş cinayetlerinde değil, sokaklarda gerçekleşen patlamalarda da insanların katledildiğine dikkat çekildi.

“28 Nisan Anma ve Yas Günü olsun”

Saat 13.00’te Galatasaray Lisesi önünde başlayan eylemde 2008’deki Davutpaşa patlamasında eşini kaybeden Arzu Cesur basın açıklamasını okudu. 2015’te en az 1703, 2016’da en az 1924, 2017 Ocak ayında ise en az 161 iş cinayeti yaşandığına dikkat çekilen açıklamada 3 Şubat 2011’de OSTİM ve İvedik’te gerçekleşen patlamalarda yaşamını yitiren işçiler anıldı. Basın açıklaması 28 Nisan’ın İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü ilan edilmesi istenerek sona erdi.

“İş cinayetlerine adalet yok”

Açıklamanın okunmasından sonra 2013 yılında Esenyurt’taki Özel Doğa Hastanesi’ndeki iş cinayetinde oğlunu kaybeden Erdinç Eroğlu konuştu. Oğlunu kaybetmesinin üzerinden 3 yıl 3 ay geçmesine rağmen Esenyurt Belediye Başkanı’nın daha yeni sanık olmasına tepki gösteren Eroğlu “3 yıldır aldığımız yol sıfır” dedi. Eroğlu, iş cinayetleri davalarında yargının aldığı tutuma da tepki gösterdi.

“Yargı aklıyor, basın görmüyor”

2008’deki Davutpaşa patlamasında eşini kaybeden İdris Çabuk da dava sürecine dair bilgi verdi. Patlamadan 2 yıl sonra ceza davası açılabildiğini söyleyen Çabuk “Davaları kapatmak için uğraşan bir yargı sistemimiz var” dedi. Sorumluları ortaya çıkarmaya dönük adımlar atan savcıların görevden alındığına, bilirkişilerin ‘kalemlerini sattıklarına’ dikkat çeken Çabuk, burjuva medyanın iş cinayetlerine dair takındığı tutuma da tepki gösterdi. 27 Eylül 2015’te yaşamını yitiren inşaat işçisi Veysel Karani Keleşoğlu’nun cenazesinin, sorumluluktan kurtulmak için inşaattan taşınarak molozların arasına atıldığını hatırlatan Çabuk, iş cinayetlerinin geldiği noktayı gösterdi.

“İşçiler her gün ölüyor”

İnsanların yalnız Soma gibi toplu katliamları gördüğüne dikkat çeken Çabuk, işçilerin her gün katledildiğini söyledi, iş cinayetlerine karşı mücadele çağrısı yaptı.

Eyleme katılan CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu da iş kazalarının kader olmadığını söyleyerek yasama, yürütme ve yargının iş cinayetlerinin sorumlularını gerekli şekilde cezalandırmadığına dikkat çekti.

Avukat Berrin Demir ise yakın zamanda görülen iş cinayeti davalarına dair bilgi verdi. Soma’daki ihlalleri hatırlatan Demir, davanın sonuca yaklaştığını, 20 Şubat’taki duruşmada savcının mütalaasını vereceğini, taraf avukatlarına esasa ilişkin görüşlerinin sorulacağını aktardı. Katliam sanıklarının hâlâ “sabotaj” yalanına sarıldığını iletti.

“BEDAŞ özelleştirilecek diye 6 yıldır güvenlik ekipmanı alınmıyor!”

10 Eylül 2010’da akıma kapılarak yaşamını yitiren BEDAŞ işçisi Erkan Keleş davasında, savcının Keleş’e “güvenlik ekipmanı kullanmadığı için” kusur atfettiğini ileten Demir, bir BEDAŞ yetkilisinin duruşmada verdiği ifadede, özelleştirileceği için 6 yıldır BEDAŞ’a güvenlik ekipmanı alınmadığını söylediğini aktardı. Demir, 14 BEDAŞ işçisinin de kendi imkanlarıyla “güvenlik” ekipmanı almak zorunda kaldıklarını ifade ettiğini aktardı.

Demir, 19 Temmuz 2015 günü Gemlik Gübre fabrikasındaki patlamada yaşamını yitiren Uğur Çavdar davasının geçen haftaki duruşmasında ise Gemlik Gübre Sanayi A.Ş. yönetim kurulunun tanık sıfatıyla davaya dahil edildiğini aktardı.

Konuşmaların ardından 2016 İş Cinayetleri Almanağı tanıtılarak eylem sonlandırıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul