Hayat pahalılığının her geçen gün daha da artması ile işçi ve emekçilerin yaşam şartları zorlaşıyor ve alım güçleri düşüyor. Yılın başında yapılan ücret zamlarının hiçbir geçerliliği kalmadığı bugünlerde, Trakya’da özellikle sendikasız fabrikalarda işçiler temmuz ayında ücretlerine ek zam yapılmasını istiyorlar. Ancak bu taleplerini bir mücadele hattı üzerinden değil de asalak patronlarından beklemeyi tercih ediyorlar. Bunun dışında sınırlı da olsa kimi fabrikalarda sendikalaşma eğilimleri yaşanıyor. Oradaki mücadele isteği de sendika bürokratlarının müdahaleleri ile felç ediliyor.
Çorlu ve Çerkezköy’de fabrika servis noktalarında tekstil ve metal işçilerine “Ücretlerin insanca yaşanacak bir düzeye gelmesi için; birliğe, mücadeleye!” başlıklı bildiriler yaygın bir şekilde ulaştırılmaya devam ediliyor. Trakya’daki tekstil ve metal işçilerine dağıtılan bildiride “Bizler işçi sınıfıyız. Zincirlerimizden başka kaybedecek hiçbir şeyimiz yok. Korkularımızı, ön yargılarımızı bir yana bırakıp, yan tezgâhtaki, banttaki sınıf kardeşimizle bir araya gelmeliyiz. Nasıl ki sömürü üretim alanında başlıyorsa, mücadele de üretim alanında başlamalı. Bizlerin masada olmadığı, bizim söz hakkımızın olmadığı bir yerde bizim sorunlarımızı çözemezler… Sermayenin ve devletinin bize vereceği sadece daha fazla yoksulluk ve açlık. Sendika ağaları ve bürokratlarını yanlarına alıp verecekleri üç kuruş zamla övünecekler” denilerek mücadele ve örgütlenme çağrısı yapılıyor.
Birçok işçinin olumlu tepkiler verdiği “Tekstil İşçileri Birliği ve Metal İşçileri Birliği” imzalı bildiri dağıtımlarında işçilerin yoğun sömürünün farkında olduğu ama adım atmaktaki en büyük sıkıntının işsizlik korkusu ve güven sorunu olduğu gözlemlendi. Dağıtımlarda Arçelik ve B/S/H işçileri Türk Metal’in bir sendika olmadığının farkında olduklarını ve bugün diğer fabrikalardan bir şeyleri fazla alıyorsa o da Metal Fırtınası’nın ve MİB’in mücadelesinin sonucu olduğunu ifade ettiler.
Kızıl Bayrak / Trakya