Petrokimya İşçileri Birliği (PİB) TPI’de son dönemde kötüleşen çalışma koşullarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. TPI işçilerine seslenen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“TPI’de son dönemde çalışma şartları oldukça kötüleşti. Baskı ve mobbing artmış durumda, ücretler yapılan işe ve ödenen bedele göre çok düşük. İşten atmaların, T1’den T2’ye zorunlu geçişlerin önü alınamıyor. İş güvencesi ortadan kalkmış durumda. İşçiler ya rapor alarak kendini attırma yolunu tutmuş ya da işten çıkarılacak listesine adını yazdırma peşinde…
Dostlar,
‘Mücadelesiz sendikalar’ anlayışının bizi getirdiği noktadayız. Bu noktaya Petrol-İş sendikasının merkez bürokratlarından şubesine, temsilcisinden işçilerin bir kısmına yayılmış müzakereci sendikal anlayışın hâkim olmasından kaynaklı gelindi. İşçinin ‘burnu kanamasın’ diyerek pazarlanan edilgenlik ve hareketsizlik elde avuçta pek bir şey bırakmadı…
Sendika yönetimi tarafından işçinin mücadele isteği sözleşme döneminde ‘işçiyi eylemle yormak istemiyoruz’ denilerek bastırıldı, grevin içi boşaltıldı. Belirsizliğe sürüklenen işçiler kendi iradesini koyamadığı için sözleşme bile seçim vaadi olmasına rağmen işçiye sorulmadan imzalandı. Kısacası sendikal bürokrasiye rağmen ve aynı zamanda ona karşı ilerleyen süreç işçilerin örgütlülük sorunu yüzünden gerisin geri Petrol-İş’e hakim müzakereci-icazetçi sınırlara hapsedildi.
Oysa TPI işçisi geçen temmuz ayındaki fiili greviyle gücünü dosta düşmana gösterdi. Talepler için üretimden gelen gücü kullanmanın ne demek olduğunu gördü, atılan arkadaşları için direndi, kararlı davrandı ve kazandı. Bu tabloda eksik olan en belirgin şey örgütlülüktü ve bu sorun hala çözülmüş değil. Yukarıda sıraladığımız her sorunun çözümü için mücadele anlayışının değişmesi ve buna uygun örgütlenmelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor.
TPI işçisi sorunlarını çözeceği vaadiyle kimsenin seçim oyunlarına kanmamalıdır. Çünkü bugün futbol holiganı gibi taraflaştırılmak isteniyoruz. İşçinin mücadele isteği ya seçim malzemesi haline getiriliyor ya da türlü bahanelerle geçiştiriliyor. Şubesi ayrı, muhalefeti ayrı telde ama kimsenin mücadele ettiği yok! Söze gelince mangalda kül bırakmayanlar işçinin karşısına geçtiğinde genel merkezi ya da karşı olduğu ekibi suçluyor. Bu tablodan işçinin yararına hiçbir şey çıkmadı bugüne kadar şimdi de çıkmıyor.
TPI işçisinin isimlere değil mücadele anlayışı temelinde örgütlenmeye ihtiyacı var. İsim değiştirince bir şey değişmediğini daha kaç defa görmemiz gerekiyor? O zaman bırakalım şu seçim koltuk derdini de işçilerin birliğini örgütleyelim. Sözümüz koltuk ve statü sahiplerine değil, birliğiyle dünyayı değiştirebilecek güç potansiyeline sahip işçiyedir! Değişimden, mücadeleden, hak ve özgürlüklerden yana işçi dostlar yan yana gelelim. TPI işçisinin hak ettiği yere gelmesi için verilmesi gereken bir kavga var, ondan süslü laflar edip kaçanları bırakalım, TPI işçisi yol yürüsün gösterelim!”