Gerici iktidarın seçim vaatlerinden biri olan “taşerona kadro” söylemi KHK ile çıkarılan yasayla yürürlüğe girdi. Ancak bu düzenleme hiç de gerici iktidarın ve emrindeki havuz medyasının sunduğu gibi taşeron işçileri için bir “müjde” olmadı. Aksine zorla imzalatılan şartnamelerle bugüne kadar kazandıkları bütün kıdem vb. haklardan bir imzayla vazgeçirilen taşeron işçileri üstüne üstlük işsizlikle karşı karşıya kaldılar.
Kamuda çalışan 950 bin taşeron işçisinin kadroya alınacağı söylemiyle ilk olarak servis edilen düzenleme baştan aşağı aldatmaca. Zira kamu kurumlarındaki 450 bin taşeron işçisinin kadroya alınacağı söylense de 69 kurum kapsam dışında bırakıldı. Öyle ki kapsam dışındaki bu kurumların yönetimleri taşeron işçilerinin geriye dönük haklarını gasp etmek için feragatname imzalatmaktan geri durmadı. Ne olup bittiğini henüz anlayamamış taşeron işçileri ise “feragatnameyi imzalamazsanız kadro hakkınızı kaybedersiniz” basıncıyla bu feragatnameleri imzaladılar. Yani kapsam dışında kalan işçilerin geriye dönük hakları bu vesileyle gasp edilmiş oldu.
Belediye ve il özel idareleri bünyesinde çalışan taşeron işçileri de aracı taşeronlar devreden çıkarılarak bu kurumların kendisine ait şirketlerinde yine taşeron işçisi olarak çalıştırılacaklar. Yine kadro ile uzaktan yakından alakası olmayan, bu durumu fırsata çeviren kurumlar ve belediye yönetimleri feragatname dayatmasıyla buralarda çalışan 400 bin işçinin de geriye dönük haklarını gasp etmiş oldular.
TCDD, Elektrik Üretim A.Ş., Türkiye Kömür İşletmeleri, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK), DHMİ gibi KİT’lerde çalışan taşeron işçileri daha en başından kapsam dışında bırakılan alanlar oldular.
Kadro bekleyen binlerce işçi işsizlikle karşı karşıya
Bin bir güzellemeyle gündeme getirilen “kadro” yalanı binlerce taşeron işçisi için işsizlik ve belirsizlik sorununa dönüştü.
Gerçek anlamda bir kadrodan söz edilemeyecek bu düzenlemede işçiler kadrolularla aynı maaşı dahi alamayacaklar. Kamuda çalışan 100 bin taşeron işçisini kapsayan TİS’teki zam vb. haklar, sözde kadroya yeni alınacak 450 bin taşeron işçisine ise verilmeyecek. 90 bin işçinin çalıştığı belediye şirketlerine alınacak 400 bin işçi de benzer akıbeti paylaşacak.
Üstelik yazılı ve sözlü sınavlarda binlerce işçinin daha kadro dışı kalacağını, sözlü sınavların kadrolaşma için büyük bir fırsata çevrileceği gerçeğini de unutmamak gerekir.
İşçilerin 3-22 Mart 2018 tarihleri arasında yapılacak sınavlarda en az 50 puan alması, sözlü sınavda da başarılı olması gerekmektedir.
Aşağıda sıralayacağımız sadece birkaç örnek, “taşerona kadro” yalanının arkasındaki çıplak gerçekliğin ta kendisidir:
*İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’nde çalışan bir işçinin kadro başvurusu 10 yıl önce kaçak elektrik kullandığı gerekçesiyle reddedildi.
*DİSK Genel-İş Sendikası İzmir belediyelerinde 2 bin 500 üyesinin güvenlik soruşturmasına takıldığını ve başvurusunun reddedildiğini duyurdu.
*İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait İZSU’da yaklaşık 500 işçinin kadro başvurusu, ihale şartnamesinde işçi gideri tutarının yüzde 70’in altında kalması nedeniyle reddedildi.
*İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve iştirakler, İSKİ ile İETT’de çalışan toplam 583 kişinin başvurusu emeklilik, güvenlik soruşturması, askerlik durumu gibi nedenlerle reddedilirken, geçersiz sayılan başvurularla birlikte toplam 8 bin 969 kişinin kadro başvurusu reddedilmiş oldu.
Taşeron işçilerinin “kadro” başvurusunun netleşmesi için son tarih olarak belirtilen 2 Nisan’a kadar daha kaç işçinin işsiz kalacağını ise hep birlikte göreceğiz.