Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile getirilen “Taşeron Düzenlemesi”, binlerce taşeron işçisini işsiz bıraktı. “Güvenlik soruşturması” adı altında herhangi bir sabıka kayıtları olmamasına rağmen, birinci veya ikinci dereceden yakınları arasında “suç kaydı” bulunanların olması nedeniyle işlerinden olan işçiler, AKP’nin “taşerona müjde” diyerek, sunduğu düzenleme nedeniyle taşeron çalışmayı arar hale geldi. 

Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, düzenleme ile işsiz kalan işçilerden biri de 13 yıldır Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Bölümü’nde temizlik görevlisi olarak çalışan engelli işçi İlhan Yaman. İşe engelli kadrosundan alınan Yaman, gördüğü kolon tedavisi (kalın bağırsak kanseri) nedeniyle bağırsağı 25 cm alınırken, ayrıca psikolojik ve ruhsal sorunları nedeniyle yüzde 50 engelli statüsünde. 

‘Önce mağdur edip, sonra yasa çıkardılar’

Yaman, hükümetin “müjde” olarak sunduğu düzenleme nedeniyle ailesi ile birlikte açlığa mahkum edildiğini ifade etti. Kadro sonuçlarının açıklanmasına 3 gün kala bütün haklarından vazgeçtiklerine dair kendilerine feragatname imzalatıldığını belirten Yaman, ardından ise patronun kendilerine İçişleri Bakanlığı, Emniyet Müdürlüğü ve Valiliğe gelen listeyle 157 işçinin işten çıkarıldığını bildirdiğini kaydetti.

Yaman, “Bunlardan bir tanesi de bendim. Adli sicil kaydımızı çıkardık, arşiv kayıtlarımızı da istedik. İkisinde de herhangi bir sorun olmadığı söylendi bize. Hangi gerekçeyle çıkarıldığımızı bilmiyoruz, gerekçeler de açıklanmıyor. 40’ıncı maddeden çıkarıldığımız söyleniyor. KHK ile birlikte 2 Nisan’da bu maddeler çıkartıldı ve biz 31 Mart’ta işten çıkarıldık. Önce bir mağduriyet yaşatıldı, sonra bu mağduriyete uygun olarak yasa çıkarıldı. Yaşamımızla ve geleceğimizle ilgili oyuna geldik” dedi. 

‘Olmayan suçun cezasını yaşıyoruz’

Taşeron işçilerin en zor işleri yaptıklarını belirten Yaman, Ege Üniversitesi kampusu ve Rektörlüğü içerisinde neredeyse çalışmadığı birimin kalmadığını belirtti. Yaman, “Engelli oluşum bahane edilerek iş yerinde farklı yerlere gönderildim. Çok ağır koşullarda çalıştırılmak istendik. Hastalıklarım durumunda da sıkıntılar yaşadığım zaman, engelli olduğumu bilmelerine rağmen ‘git rapor al’ denildi. Bu durumu sadece ben değil, burada çalışan birçok arkadaşımız yaşadı. Bu durumu hak etmedik. Bir insan bir suç işlerse hukuki olarak o suçtan ceza alır ama biz böyle bir şey yaşamadık. 13 yıldır burada çalışıyorum karakola girmişliğim, herhangi bir suç işlemişliğim yok. Olmayan suçun cezasını yaşıyoruz” diye konuştu.

‘Sıkıntılıyız’

11 yıldır evli olan Yaman gibi ileri düzeyde bipolar bozukluğu (iki uçlu duygulanım bozukluğu) olan eşi de engelli. Sürekli ataklar geçirmesi ve devam eden tedavisi nedeniyle eşinin çalışamaz durumda olduğunu paylaşan Yaman, işsiz bırakılmasının aile olarak yol açtığı mağduriyeti şu sözlerle dile getirdi: “11 yıl boyunca tüm izinlerimi eşimin hasta olduğu dönemlerde kullandım. Bu biraz hayatın bize getirdiği zorluklardan. Bunları kabul ediyoruz ama hiçbir hak verilmeden, hiçbir tazminat ödenmeden ‘işten çıkarıldınız” demek, insani bir şey değil. Ailemin hepsi üzüntülü ve bu sıkıntılar, mağduriyetler giderilmeden çözülecek gibi değil. Ülke olarak biz bir kör dövüşündeyiz. Kendimizin geleceğini bile göremezken çocuğumuzun geleceği için hiçbir şey söyleyemiyoruz. Hem içsel olarak sıkıntılıyız, hem ekonomik olarak sıkıntılıyız, hem siyasal olarak sıkıntılıyız hem de inançsal olarak sıkıntılıyız.” 

‘İşe iade edilene kadar’

İşine geri dönmek isteyen Yaman, bu amaçla daha önce çalıştığı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde oturma eylemi başlattı. “Aşımızı tekrar evimizde pişirmek istiyoruz, kiramızı ödemek istiyoruz. Yani çok insani temelde sosyal olarak, ekonomik olarak, insan olarak yaşamak istiyoruz. Bunun dışında kimseden herhangi bir şey istemiyoruz. Çünkü biz emeğimizle yaşıyoruz, kimseye bu anlamda bir minnetimiz yok. Bizim insan olarak haklarımızın verilmesini istiyoruz o kadar” diyen Yaman, yeniden işine dönene kadar eylemini sürdüreceğini vurguladı.