TOMİS 16 Ocak’ta, Sinbo direnişinin 1. yıldönümünde “Kod 29'a ve sendika düşmanlığına karşı işçi ve emekçi etkinliği” düzenliyor. Etkinliğin ön günlerinde TOMİS üyesi Sinbo direnişçisi Dilbent Türker ile konuştuk…
İşçi ve emekçilerin sermayenin kapsamlı ekonomik sosyal ve siyasal saldırıları ile karşı karşıya kaldığı bir yılı geride bıraktık. Sermaye iktidarının, krizin ve pandeminin faturasını işçi ve emekçilere ödetmek için sendikal örgütlenme başta olmak üzere kazanılmış haklara yönelik saldırılarına karşı Sinbo’da direnişe geçtiniz. Birinci yılını dolduran Sinbo direnişinizi anlatır mısınız?
Yaklaşık bir senedir Sinbo fabrikası önünde insanca çalışma koşulları, haklarımız ve geleceğimiz için mücadele ettik, mücadeleyi yükseltme çağrıları yaptık. Bu mücadele sayesinde ve birlikte bir dizi hakkımızı geri aldık. Ancak sermayenin en kapsamlı saldırısı olan 25/2 maddesi (Kod 29 saldırısı) hala işçi ve emekçilerin üzerinde açlık ve işsizlik sopası olarak duruyor. Şimdi bu madde ile birlikte sermayedarlar işçi ve emekçilerin haklarını gasp etmek için her türlü hukuksuzluğu yapıyor. Bu hukuksuzluğun karşısında sendikamız TOMİS ile birlikte fiili meşru mücadele yürüttük. Bu mücadelemiz sadece Sinbo sınırlarında kalan bir mücadele değil, işçi ve emekçiler için vermiş olduğumuz bir mücadeledir. Gerek SGK’nın önünde gerek Ankara Yürüyüşü ile Bakanlığın önünde sınıfımız için eylemler yaptık. Tüm kurum ve kuruluşlarıyla devletin sermayenin hizmetinde olduğunu eylemlerimizle işçi ve emekçilere anlattık. Mücadelemiz her alanda, her işyerinde sürmeye devam edecek.
Sinbo Direnişi boyunca hangi talepleri öne çıkarttınız?
Pandemi ile birlikte bir dizi hakkımız gasp edildi. Taleplerimiz de haklarımıza dönük saldırıların ortadan kalkması idi:
- 25/2 maddesi kod 29 kaldırırsın!
- Sendikal faaliyetin önündeki engeller kaldırılsın!
- Herkese iş ve gelir güvencesi sağlansın!
- İşten atmalar yasaklansın!
- Tacize, mobbinge, baskıya, çifte sömürüye son!
Taleplerimizi direnişin en başından sonuna kadar yükselttik.
TOMİS, Sinbo Direnişi’nin 1. yılında bir işçi-emekçi buluşması düzenliyor. Etkinliğinizi anlatır mısınız?
Direnişimizin birinci yılı vesilesiyle etkinlik düzenliyoruz. Etkinliğimiz işçi-emekçilerin bir araya geldiği, sınıfımıza dönük saldırılara karşı mücadele çağrısını yükselttiğimiz, sonrasında müzik ve şiir ile son bulacak bir etkinliktir. Etkinliğimiz için çalışmalarımızı yürütmeye devam ediyoruz. Tüm işçi ve emekçileri de etkinliğimize davet ediyorum.
Son olarak sömürünün ve sefaletin daha da derinleştiği günlerde işçi-emekçilere çağrınız nedir?
İşçi ve emekçilere yönelik her türlü saldırıyı her geçen gün artan şekilde hayata geçiriyorlar. Sermaye iktidarı patronların bir dediğini iki etmiyor. Bu gücü işçi ve emekçilerin örgütsüzlüğünden alıyorlar. Daha fazla örgütlenmemiz, haklarımız ve geleceğimiz için fiili-meşru mücadele hattını izlememiz gerekir. Fabrikalarımızda, işyerlerimizde komitelerimizi kurup sorunlarımıza karşı birlik sağlamalıyız. Bu saldırıları ancak böyle püskürtebiliriz. Birbirimize daha fazla kenetlemeli, mücadele etmekten çekinmemeliyiz. Bizlerin kaybedecek bir şeyi yoktur ama kazanacağımız bir dizi hakkımız var. İnsanca yaşama koşullarını mücadeleyle elde edebiliriz.
Kızıl Bayrak / Esenyurt