“Sendikal mücadele sahada kazanılır”

Eğitim Sen Mersin Şubesi, TİS sürecine ilişkin düzenlediği basın toplantısında sendikal mücadelenin kapalı kapılar arkasında değil sahada kazanılacak bir mücadele olduğuna dikkat çekti.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 27 Eylül 2021
  • 20:30

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Mersin Şubeler Platformu, Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sonrası yaşananlara ilişkin Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) şubesinde basın toplantısı düzenledi.

Grevli, demokratik bir toplu sözleşme yasası

Toplantıda konuşan KESK Genel Sekreteri Şenol Köksal, iş kollarında toplantılar düzenlediklerini hatırlatarak, örgütlenme çalışmalarına hız verdiklerini söyledi. KESK’in TİS’e ilişkin taleplerini ilk defa 3 Temmuz’da kamuoyuyla paylaştıklarını ifade eden Köksal, AKP döneminde emekçilerin sorunlarının çok biriktiğini söyledi. Kırmızı çizgilerinin grevli, demokratik bir toplu sözleşme yasası olduğunu dile getiren Köksal, “Çünkü sendikalar TİS yapmak için vardır. TİS yapamıyorsa o sendika sendika değildir. Yani o ülkede zaten kamu emekçisi sendikal olarak bir faaliyet yürütemez” dedi.

Kırmızı çizgilerini toplu iş sözleşme masasında, Çalışma Bakanı’na ifade ettiklerini aktaran Köksal, “4688 sayılı yasaya karşı çıkan tek konfederasyon biziz. Bugün görüldüğü üzere hükümetlerin kendi kurduğu sendikalar iki dudağının arasında bir toplu sözleşme yapıyormuş gibi bir pozisyona düştüler” şeklinde konuştu.

TİS masasında emekçilerin birçok sorununu dile getirdiklerini aktaran Köksal, sendikal mücadelenin kapalı kapılar arkasında değil sahada kazanılacak bir mücadele olduğuna vurgu yaptı.

Öğrenciler vakıflara teşvik ediliyor

Toplantıda, gazetecilerden birinin barınamayan öğrencilerin durumuna ilişkin sorduğu soruyu yanıtlayan Eğitim Sen Genel Eğitim ve Yüksek Öğretim Sekreteri Sinan Muşlu, kentteki atıl kamu binalarına dikkat çekerek, “Eski devlet hastanesi, eski adliye binası boş bir şekilde duruyor. Şehir içlerindeki bu binalar atıl durumda. Neden yurt yapılmıyor? İktidar, bir karar çıkarması durumunda bu binalar yurda dönüştürülür” dedi. Türkiye genelinde 773 tane devlete ait yurt binasının bulunduğunu, 4 bin 500’e yakın yurdun da vakıf ve derneklere ait yurtların olduğu bilgisi paylaşan Muşlu, “Farkı görüyor musunuz? Sekiz milyonun üzerindeki üniversite öğrencisine bu devletin ayırmış olduğu yurt sayısı 773. Ama devlet 773 yurt ayırırken biraz daha desteklenen, teşvik edilen yakın vakıf ve derneklerin yurt sayısı 4 bin 500’lere yakın” diyerek, öğrencilerin özel yurtlara teşvik edildiğini söyledi.