- Roy Robson’da örgütlenme çalışmanız fark edilince işten atmalar başladı. Süreci kısaca anlattır mısınız?
Recep Oktay: Roy Robson’da örgütlenme süreci bir ay öncesinde başladı. Ocak ayından önce de Roy Robson’da örgütlenme çalışmalarımız vardı, ancak sendikaya üyelik yapma çalışmalarımız ocak ayında başladı. Bu çalışmalarımız hızlı bir şekilde gidiyordu, bu süre içinde belirli bir yol kat etmiştik. Ancak işverenin içimize koyduğu ispiyoncuyla sendika çalışması yürüten arkadaşlarımızı tespitine başladığını tahmin ediyoruz. Şu ana kadar 10 işçiyi işten çıkardı. Biz de tabi sendika olarak hem sendika davalarını ve işe iade davaları olmak üzere bütün davalarımızı açtık, süreci takip ediyoruz. Önümüzdeki hafta içinde büyük bir ihtimalle arkadaşlarımızın arabuluculuk süreci başlayacak, bu süreç devam edecek tabi.
- İşten atma saldırısı karşısında patronla görüştünüz mü? Nasıl bir eylem planınız oldu?
- Bizim kesinlikle işverenle görüşme talebimiz olmadı. Ama biz işvereni haksız işten çıkarmaları nedeniyle gereken mercilere şikâyetlerimizi yaptık. İşten çıkarmaları durdurdular ancak dün bir arkadaşımızı da işten çıkardılar. Yeni çıkartılan işçinin de sendika davasını açacağız ama bunun yanında sendikayla ilgisi olmayan işçiler de işten çıkartıldı. İşten çıkarmaların sendikayla ilgisi olmadığını göstermeye çalışıyorlar. Ancak ne şekilde olursa olsun işverenin bu işten çıkarmalara bir dur demesi gerekiyor. Bizim Roy Robson’da örgütlenme çalışmalarımız devam edecek. İşten çıkarmalarla ilgili gerekçe olaraksa genelde performans düşüklüğü, iş yerinin huzurunu bozmak bahanesi gösterilmekte ve bu nedenle de kıdemleri verilmeden işçiler işten çıkartıldı. Aralarında 10 yıllık, 6 yıllık, 5 yıllık, 4 yıllık olan işçiler de var. Bu çıkışlardan da içimizde işverenin adamı olduğunu tahmin ediyoruz.
- İçerde patronun baskıları devam ediyor, buna karşı ne yapmayı düşünüyorsunuz? Önümüzdeki döneme dair nasıl bir planlamanız var?
- Roy Robson’da baskılar daha önce de vardı. Örneğin tuvaletlerin önüne turnikeler koyarak tuvaletlere gidiş geliş dakikalarını hesaplıyorlar, tuvalette fazla kalanlara tutanak tutuyorlardı, işçilerin işletmedeki performansları %100 olanların %110 çıkartmışlardır. Yani arkadaşlarımızın performans düşüklüğünden dolayı çıkartılmasını kesinlikle kabul etmiyoruz. İşten çıkartılan arkadaşlarımız kesinlikle davalarını kazanacaklardır ancak bizim orada amacımız bağcıyı dövmek değil üzüm yemektir. İçerde sendikadan dolayı baskılar da var tabi ki. Sendikalaşma çalışması anlaşılınca, bazı işçileri sendikalı işçilerin üzerine kışkırtan işveren vekilleri işçilerin karşı karşıya gelmesini istiyorlar ve örgütlenmeyi bölmeye, sendikal çalışmayı dağıtmaya çalışmaktadır. Bu kışkırtmalarda işçi arkadaşlarla yaptırıyorlar maalesef. Sendikayı getirmekteki amaç işçilerin daha iyi koşullarda çalışmasını ve daha iyi ücret almalarını sağlamak. Bu işten çıkarmalara karşı bir planımız var ancak şu an açıklayamayız. Şu ana kadar fabrika önünde eylem yaptık, imza masası açtık daha farklı eylemliklerimiz de olacak bunları da ilerde kamuoyuna duyuracağız. Bundan sonrada bir tek işçi arkadaşımız bile burnunun kanamasını istemiyoruz. O yüzden kesinlikle ve kesinlikle işçi arkadaşlarımızın orda çalışmaya devam etmesi için elimizden geleni seferber edeceğiz, ediyoruz etmeye devam edeceğiz. Ancak işveren işçi çıkarmaya devam ederse eylemlerimizin de dozunu artırarak mücadelemize devam edeceğiz.
- Kaç yıldır Roy Robson’da çalışıyorsunuz? Çalışma koşullarınızı ve sendikalaşma sürecinizi anlatır mısınız?
Ferdi Polat: 4,5 yıldır Roy Robson firmasında ütü operatörü olarak çalışıyordum. Çok iyi çalışma ortamı vardı. Performans olarak, kalite olarak hiçbir sıkıntı yoktu. Yaptığım işten dolayı çok da seviliyordum, bunun bilincindeydim. Ancak maaşlarımız çok düşüktü. 1600 TL maaş alıyorduk ve ben bu maaşı kabul etmedim. Çünkü 750 TL kira veriyorum 3 çocuğum var, bana yetmiyordu. Biz de arkadaşlarla sendikalaşmak için bir araya geldik. Ücretlerimiz düzelsin, ikramiyelerimizi alalım diyerek anayasal hakkımızı kullandık. İşveren sendikalaşmaya çalıştığımızı anlayınca iş yerinde baskı yapmaya başladı. Mobbing uyguladılar, hiç yapmadığım işleri yaptırmaya başladılar. Ben ütü operatörü olmama rağmen kaliteye vererek, kesime vererek yıldırmaya çalıştılar. Kendimiz işi bırakıp gidelim diye çok uğraştılar. Psikolojik baskı uyguladılar. Tuvaletlere giderken turnikeler koyarak tuvalete gidip gelmeye 14 dakika limit koymuşlardı. Eğer o süreyi geçersen ilk önce tutanak tutuyorlardı, insanın başına her şey gelebilirdi, işten çıkartılabilirdik. Buna benzer birçok baskı vardı. Baskıları ne kadar anlatsam bitmez ama gene de yılmadık, bıkmadık ve dedik kendi ekmeğimize sahip çıkalım, baktılar biz gitmiyoruz, işi bırakmıyoruz, pes etmiyoruz; bu sefer düzmece tutanaklarla bizleri 25/12 kıdemsiz işten çıkarttılar. Bu maddede ekip liderine küfür olarak gösterdiler ki ben küfür etmeyi, performans düşüklüğünün gösterdiler. Ben küfür etmeyi sevmem. Ayrıca 4 yıldır performansın gayet iyiydi bir anda iyi çalışmıyor oldum, verilen işi yapmıyor oldum. Bu tür tutanaklarla da tazminatımızı almadan işimize son verdiler. Dün bir arkadaşımız işten çıkarttılar gerekçe ise arkadaşımız 45 saniye geç iş başı geç yaptı diye 6 gün önce geç kalmasının tutanağını tutarak işten çıkarttılar ki böyle bir bahane olamaz. Biz biliyoruz ki arkadaşımızın sendikaya üye olduğunu öğrendikleri için arkadaşımızı olmadık bahanelerle işten çıkarttılar. Hepimiz olmadık gerekçelerle İşten çıkartıldık Sendikamız bize sahip çıktı davamızı açtı sonucu bekliyoruz.
Nihat Gidiciler: 10 yıldır Roy Robson’da ütü operatörü olarak çalışıyordum. Şartlarımız kötüydü, asgari ücretle insanlar çalıştırılıyordu, içerde çok baskı vardı. Zaten maaşlar iyi değildi bunun üzerine bir de psikolojik baskı çoktu. Biz de arkadaşlarımızla daha iyi koşul ve ücret için sendikaya giderek sendikalaşmak istediğimizi söyledik ve böylece sendikal mücadeleye başladık. Arkadaşlarımızla bir araya gelerek bir oluşum oluşturduk. Ve bu oluşum bir ay içinde çok iyi noktalara geldi. Bu oluşumu Ocak ayının sonlarına doğru yönetim fark edince bizleri saçma sapan bahanelerle işten çıkarmaya başladı, haksız yere işten çıkarttılar. Beni çıkartmaları ise iş başında telefonla görüştüğüm iddiası. Ben 10 yıldır o firmada çalışıyorum ve beni ilk defa odaya çekerek tutanak tuttular bunu işveren vekillerine söyledim. 10 yıl boyunca hiçbir şekilde herhangi bir sorun nedeniyle hiçbir yetkilinin karşısına çıkartılmadım dedim. Ne bir arkadaşımla, ne bir üstümle ne de bir amirimle hiçbir şekilde tartışmadım, sorun yaşamadım. Bunun nedeninin içerideki atmosferden kaynaklı olduğunu sendikalaşmak istediğimiz için bunları bahane ettiklerini kedilerine de dile getirdim. Şu an içerdeki arkadaşlarımıza da bu yüzden baskı yaptıklarını söyledim. Biz işyerinde yaşadıklarımızı, baskıları ve mobbingi 170 ve BİMER’i de arayarak kendime ve sendikalı arkadaşlarımıza baskı olduğunu bildirdik. Bizi işten çıkartacaklarını da söyledim. Nitekim öyle de oldu; iki gün sonra bizi işten çıkarttılar. Yani 10 yıllık bir süreçte emek veriyorsun hiçbir gerekçe yokken sırf sendikalaştığımız, hakkımızı aradığımız için işten çıkartılıyorsun. Buradan bütün arkadaşlarımıza da ne yaparlarsa yapsınlar mücadele etmekten vazgeçmelerini ve haklarına sahip çıkmaları gerektiğini söylüyorum. Ben de mücadele etmeye devam edeceğim.
Kızıl Bayrak / İzmir