- Öncelikle merhaba. Tüm dünyayı sarsan koronavirüs tehlikesi ile karşı karşıyayız. Salgın nedeniyle her gün dünya genelinde yüzlerce insanın ölüm haberleri geliyor. Türkiye de bu konuda vaka sayısı çok hızlı ilerleyen ülkelerden biri durumunda. Bu açıdan işçiler ve emekçiler açısından daha zor geçen bir dönemden bahsediyoruz. Bir yanda çalışmak ve hayatını kazanmak zorunda olan milyonlarca emekçi, diğer yanda kâr hırsı her zaman ön planda olan patronlar var. Siz bu konuda ne söylemek istersiniz?
Merhaba. Şimdi biz haberlerden, sosyal medyadan da takip ettiğimiz kadarıyla bu süreçte işsiz kalan ya da ücretsiz izne çıkarılan çok fazla arkadaşımız var. Devlet yetkililerinden kimse de çıkıp ‘buna bir çözüm bulacağız’ demiyor. Bunu demediği gibi, zaten işsiz kalmış, parasını alamamış, dünya kadar borca batmış insanlardan da para istiyorlar. Takip ettiğimiz kadarıyla söylüyoruz. Dünyanın pek çok ülkesinde vatandaşlara yapılan yardımlar var. Kira almama, fatura parası almama, işten atmaların yasaklanması gibi önlemler alan ülkeler varken, biz işsiz kalırsak bu süreçte ne yiyeceğiz diye düşünüyoruz.
- Peki, Çankaya Belediyesi’ne bağlı Çanpaş’ta çalışan bir temizlik işçisi olarak, iş yerinizde sağlık durumunuzla ilgili ne gibi önlemler alınıyor, bahseder misiniz?
Bu durum ilk ortaya çıktığında belediye tarafından çok önemsenmemiş olacak ki, elle tutulur hiçbir şey yapılmadı. Bir kere tuvaletler çok kirli, kapıları bile doğru düzgün kapanmıyor, kapansa da açılmıyor. Çoğunun sifonları kırık. Yüzlerce temizlik işçiyiz çalışan, duş yerlerimiz yok ama böyle bir dönemde bile düşünülmüyor. Burada birimizin sağlığı hepimizin sağlığıdır. Yaptığımız çevre temizliği, çöp toplama vs. gibi işleri yapma sırasında ve sonrasında aynı ortamları paylaşıyoruz. Dinlenme yerlerimizde sabun yoktu, üstüne basa basa istedik de nihayet getirdiler. Yine rica minnet koydukları dezenfektan kutuları da boşalıyor ama doldurulmuyor. İlk süreçlerde zaten maske ve eldiven söz konusu bile değildi.
- Peki, üyesi olduğunuz Genel-İş Sendikası bu konuda herhangi bir girişimde bulunmadı mı? Sizlerin bu konuda sendikaya karşı aldığı tutum nasıldı?
Sendikacılar başta arayıp sormadılar. Yanımıza zaten uğramıyorlardı böyle bir durumda da uğramadılar. Biz de sendikanın çalışma koşullarımıza dair bir şey yapmadığını sosyal medya üzerinden duyurduk. Arkadaşlarla bir araya geldiğimiz zaman dile getirdik, işçi temsilcisi arkadaşlar üzerinden sorunlarımızı ilettik. Sorun bir kulaklarından girip öbür kulaklarından çıkamayacak duruma geldiğinde nihayet birkaç şey yapmaya başladılar. Maske ve eldiven istediğimizi belirttik, başlarda tek tük verildi. Bir maskeyi uzun süre kullandığımız oldu, bu durumu şikâyet ettik. Şimdi biraz daha düzene oturmuş durumda ama hala bunun bir garantisini vermiyorlar. Dinlenme yerlerimizin dezenfekte edilmesini istedik birkaç kere yapıldı ama yine bir düzenliliği yok. Bu arada dikkat ederseniz sendika bu konuda adım atmıyor aslında, yapılan ne varsa bizim zorlamamızla yapıyorlar. Daha birçok sorunumuz devam ediyor. Hala sabunluklarda sabun yok mesela. Dezenfektan kutuları hala doldurulmuyor.
- Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Virüsün öldürücülüğü böyle giderse iki katına çıkacak. Virüs zengin fakir ayırmıyor, evet ama parası olan daha iyi şartlarda koruyor kendini. Biz ne yapacağız. Çalışmak zorundayız. Ama çalışma şartlarımız yüzünden de büyük risk altındayız. Eşlerimize, çocuklarımıza, arkadaşlarımıza bulaştırmaktan korkuyoruz bir yandan da. Bir önceki soruda söylediğim gibi, sendika harekete geçmedi, biz onu hareket ettirdik. Demek ki o zaman, birlikte hareket etmek gerekiyormuş, sorunlarımız için.
Kızıl Bayrak / Ankara