Metalde devam eden TİS süreci on binlerce metal işçisini kapsıyor. Özellikle 2015’teki sözleşme sürecinde işçilerin patlayan öfkesi, bugünü çok daha önemli kılıyor. Metal işçisi zincirlerini kırdığında devletin üst kademesinde yer alan bir bakan “bu ideolojik bir harekettir” demiş, yaşadığı korkuyu böyle dışa vurmuştu. Vurmakta haklıydı, işçilerin öfkesi kendi alanıyla sınırlı kalmamış farklı sektörlerdeki işçileri de etkilemiş, örgütsüz yerlerde fiili mücadeleye zemin hazırlamıştı. Hareket burjuva medya da dahil, Türkiye çapında bir ses getirmişti. Bu etki öncü işçilere de taban bağlarını kuvvetlendirmek için ayrı bir güç vermişti.
Bugüne baktığımızda satılık Türk Metal çetesinin, ekonomik anlamda sözleşmede çıtayı yükseltmek zorunda kaldığını görüyoruz. Tabi bunu hem korktuğundan hem de saltanatını kaybetmek istemediğinden yaptığını çok iyi biliyoruz. Öte yandan, MESS de bu sürece son iki senedir iyi hazırlanmış, yüzlerce öncü işçiyi işten atmış, üretimini attırarak stok fazlası sağlamış ve tabi ki kendi hizmetkârı iktidarın yarattığı OHAL’e de güvenerek % 3’lük bir artışı metal işçilerine dayatmış bulunuyor. Metal işçisi böyle bir dayatmayı tabi ki kabul etmeyecektir, fakat şu anda önündeki barikat 2 sene öncesinden daha da güçlendirilmiş durumdadır. Bunu aşmak için kendi gücüne güvenmeli, deneyimlerinden de öğrenerek 2 yıl önceki fırtınadan çok daha güçlüsünü yaratarak sürece yüklenmelidir. Diğer sınıf kardeşlerinin ve toplumun duyarlı kesimlerinin sunacağı destek ile kazanabileceğinin farkında olmalıdır. Bunun için hem kendisine hem diğer sınıf bölüklerine hem de sınıf devrimcilerine sorumluluklar düşmektedir.
Sendikal düzen ise bugün tam bir çürüme içerisindedir. Yaşadıkları çürümeyi işçi sınıfının durumuna ya da koşulların zorluğuna bağlayan sendika ağaları, işçi sınıfı için kıllarını bile kıpırdatmıyorlar. Özellikle metal TİS’leri gibi önemli bir süreci örgütlü oldukları hiçbir yerde anlatmıyorlar. Değişik iş kollarında “örgütlü” olan sendikaların yöneticileri kendi üyelerini metal sözleşmesinin önemi hakkında bilgilendirmiyor, bugünden bir dayanışma ortamı yaratmıyorlar. Oysa bugünden farklı sınıf bölüklerinin sendikaları aracılığıyla metal işçisine destek sunması, hem MESS’i hem satılık Türk Metal’i hem de sermaye iktidarını geri adım atmaya iter. Oysa bürokratlar sıcak koltuklarında sınıfı ve mevcut durumu suçlayarak oturuyorlar. “1 Mayıslara işçiler neden gelmiyor?” dendiğinde ise “biz çağırıyoruz onlar gelmiyor” diyorlar. Ne yapıyorsunuz ki size güvenip de gelsinler?
Dünden bugüne MESS grup TİS’leri metal işçileri açısından önemli bir süreç olarak yaşandı. Bunun son örneği ise 2015’te MİB’in dolaysız müdahaleleri sayesinde kopan fırtına oldu. Bu gelişme biz sınıf devrimcilerine doğru yolda ilerlediğimizi tüm canlılığı ile gösterdi. Sınıfımızla bağımızı güçlendirmek için daha fazla azim ve daha fazla mücadele lazım. Bugün metalde devam eden TİS süreci tüm işçilerin gündemine taşınabilmelidir. Metal işçilerinin talepleri diğer sınıf bölüklerine ulaştırılmalı, olası bir eylemin meşruluğu sınıf nezdinde hemen sahiplenilmelidir.
AKP iktidarı ve sermaye çevreleri bugün işçi sınıfını dinle, milliyetçilikle köreltmektedir. Buna karşı sınıf devrimcilerinin devrimci propagandayı daha fazla güçlendirmesi gerekmektedir. Fabrikaların içinde sendikal bürokrasiyi teşhir ederken, genel olarak sömürü düzenini ve çürümüş kokuşmuş iktidarını her vesile ile sınıfa anlatabilmeliyiz.
Çiğli Organize Sanayi’den sınıf bilinçli metal işçisi