Kayseri de yaklaşık 15 gündür ön hazırlığı süren “15-16 Haziran direnişi ışığında işçiler ortak sorunlarına ortak çözümler arıyor” sempozyumu gerçekleştirildi.
Kayseri İşçi Birliği’nin çağrısı ile yapılan sempozyuma metal, inşaat, petrokimya, tekstil iş kolundan işçiler katıldı. Saat 14.00’de başlayan etkinlikte Emeğin Kurtuluş mücadelesinde şehit düşenler anısına 1 dakikalık saygı duruşu yapıldı. Sempozyum da yapılan açılış konuşmasında şunlar ifade edildi:
“Ekonomik ve Sosyal yıkım devam ediyor. Göçmen işçi düşmanlığı artıyor. Halklar birbirine düşmanlaştırılıyor. Zamlar artarak tam bir yıkıma dönüşüyor. İşçiler, emekçiler, emekliler sefalete mahkum ediliyor. Sağır kulaklar insanca yaşamaya yeten ücret talebimizi duymuyor. Asgari ücretin artırılması talebi yok sayılıyor. Bugün burada 15-16 Haziran ışığında ortak çözümler arayacağız. Daha da önemlisi bu sempozyum işçilerin birliğinin en önemli tarihsel örneği olan 15-16 Haziran direnişinin ışığında işçi sınıfına yapılmış birlik çağrısıdır”
Sempozyumda bir öncü işçi “Yeni 15-16 Haziranlara ihtiyaç var” başlıklı sunum yaptı. İşçi, ekonomik sosyal ve siyasal saldırılara değinilen sunumda şunlar ifade edildi:
“Yüksek enflasyon karşısında maaşlarımız eriyor; ekmeğimiz her gün biraz daha küçülüyor. Gelirde, vergide ve ülkede adalet her gün biraz daha bozuluyor; zengin daha da zenginleşirken milyonlar yoksullaşıyor. Sendikal hak ve özgürlüklerimiz başta olmak üzere hürriyetimiz alabildiğine kısıtlanıyor. Halkların kardeşliği dinamitleniyor.”
Çözümün yolunun birlikten, mücadeleden ve baskılara karşı direnmekten geçtiğini belirten öncü işçi şunları vurguladı:
“Türkiye işçi sınıfı bunu hak etmiyor. Türkiye işçi sınıfı bu adaletsiz düzeni kendi elleriyle değiştirebilir. Ülkenin tüm değer ve güzelliklerini üreten bizler 15-16 Haziran direnişinin ışığında birleştiğimizde ve mücadele ettiğimizde hiçbir kuvvet bizi yenemez! 15-16 Haziran işçi sınıfının burjuvaziye, tüm sömürüye nasırlı ellerin yumruğunu vurmasının simgesidir. Şimdide haklarımız ve geleceğimiz için yumruğumuzu masaya vurmak zorundayız.”
Yeni 15-16 Haziran’lar için ileri başlıklı sunumu yapan bir öncü metal işçisi şunları ifade etti:
“15 Haziran sabahı yüzü aşkın işyerinde üretim durdu ve on binlerce işçi fabrikalardan çıkarak protesto yürüyüşleri gerçekleştirdiler. 16 Haziran’da ise Türk-İş’e bağlı sendikalara üye işçilerin de katılımı ile 170 bini aşkın işçi İstanbul ve Gebze’de dört koldan yürüyüşe geçti. İşçi sınıfı burjuvazinin dizlerini titreten bir irade ve kararlılıkla sahnedeydi. Sokaklarda akan işçi selini ne barikatlar ne de Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda sıkılan polis kurşunları durdurabildi. İşçiler canları pahasına DİSK’e sahip çıktılar.”
Fiili ve meşru mücadelenin önemine değinen metal işçisi şunların altını çizdi:
“15-16 Haziran Direnişi sadece birleşik, kitlesel ve militan bir sınıf hareketinin gücünü göstermekle kalmadı, aynı zamanda sınıf mücadelesinin yasaları da belirleyeceğini göstermiş oldu. DİSK’i etkisizleştirme düzenlemesi mücadeleyle yırtıldı.”
İşçi sınıfının yeni 15-16 Haziran direnişlerine ihtiyacı olduğunu belirten öncü metal işçisi şunları dedi:
“Aradan geçen 54 yılın ardından 15-16 Haziran Direnişi hala günceldir. Bugün işçi sınıfının sefaletin kör kuyusundan kurtulması, kıdem tazminatı gasp planlarını bozması için yeni 15-16 Haziranlara ihtiyacı var.”
15-16 Haziran Direnişinde kadın işçiler sunumunu İEKK temsilcisi iletişim işçisi yaptı. Kadın işçilerinin 15-16 Haziran’da rolüne değinen İEKK temsilcisi şunları dedi:
“15-16 Haziran günlerinde İstanbul ve Kocaeli’nde yer yerinden oynadı. İşte o sıcak günlerde kadın işçiler de cesurca mücadelenin ön saflarında yer aldılar O güne kadar kadın işçiler talepleri için birlikte mücadele etmişlerdi. Grevlerde, dayanışma komitelerinde hep yana yana olmuş, omuz omuza vermişlerdi. Yükselen işçi hareketi tüm toplumu etkilemiş, emekçi kadınlar da giderek daha etkili biçimde mücadele içinde yer almışlardı. O yıllarda başını DİSK Maden-İş’in çektiği grev ve fabrika işgalleri artarken, emekçi kadınlar ise bu mücadelelerin başarıya ulaşması için grev ve dayanışma komitelerinde yer almaya başlıyorlardı. Grev ve direniş alanlarına ziyaretler örgütlüyor, işçilere destek sunuyorlardı.”
İEKK temsilcisi “15-16 Haziran’ı var eden ve 1970’lerdeki mücadeleleri örgütleyen emekçi kadınların bize bıraktığı mirasa sahip çıkalım” diyerek sunumunu bitirdi.
Sempozyum da söz alan DİSK Dev Yapı İş Kayseri Bölge Temsilcisi Haydar Baran, işçilerin birliği ve mücadelesi için, yeni 15-16 Haziranları yaratmak için yaşamın tüm alanlarında işçilerin örgütlenmek zorunda olduğunu belirtti.
Devrimci sınıf mücadelesinin büyütülmesinin önemine değinen Baran şunları dedi:
“Her fabrikada ortak sorunlarımıza çözüm bulmak, emeğimizi kurmak için taban örgütlerimizi kurmalıyız, tabanda birleşmiş işçiler hem fabrikalarında, hem ülkemizde, hem dünya da emeğin korunduğu, yârin yanağından gayrı her şeyin paylaşıldığı bir düzen için önemli bir kazanım elde ederler.”
Aksaray İşçi Birliği temsilcisi yaptığı konuşmada, Aksaray İşçi Birliği’nin işçilerin milliyet, dil, din, sendika farkı gözetmeksizin en geniş birliğini sağlamak için çaba gösterdiğini ve gelinen noktada odak olduğunu belirtti.
Sempozyum da Emekli-Sen temsilcisi mücadele birliğinin önemine değindi. Sempozyum da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Bir metal işçisi yaptığı konuşma da, “Nasıl ki, 15-16 Haziran direnişinde tuzakları boşa çıkardıysak, bugünde birlik olup saldırıları boşa çıkarabiliriz. Mücadele etmek, örgütlenmek gerekiyor” dedi.
Sempozyum da söz alan DİSK Dev Yapı İş üyesi bir işçi şunları dedi:
“Biz işçiler hayatın her alanında, dünyanın her yerinde birleşmeliyiz. Ben Kıbrıs’ta çalışıyorum. Oraya gider gitmez emek mücadelesine katıldım. İşçilerin birliği mücadelesinin parçası oldum. Kapitalistlerin saltanatını yıkmak için yeni 15-16 Haziranlar ihtiyacımız var.”
Konuşmaların ardından sempozyum sonlandırıldı.
Kızıl Bayrak / Kayseri